Kördüğümün kelime anlamı, çözmeye çalıştıkça birbirine dolanmış, giderek bir sarmal haline gelmiş çözümsüz sorunlar yumağı demek. Bileşik bir kelime olan kördüğümün ikinci sözcük anlamı ise hayat olmalı. Hayat ve kördüğüm… Hümeyra'nın "Sorma dünyam ne biçim, bir kördüğüm ki içim, çözdükçe dolaşıyor"undan son dönemin sıkı gruplarından Dedublüman'ın "Çözemezsin yok, bu düğüm kördür"üne, hayat bir kördüğümdür gidiyor buralarda...
Dedublüman'ın kelime anlamı ise fiziki bir varlığın kendini oluşturan maddeleri demateryalize edip onları ruhani bir kıvama getirerek bir başka yerde yeniden var etmesi. Bu varlık insansa eğer, bir kimsenin aynı anda iki yerde birden bulunabilmesi anlamına geliyor. İçimizde sıkışıp kalmış duyguları yaşamın basıncı altında yoğunlaştırıp dizili notalar formunda her yerde var olabilen şarkılar yapmak gibi yani. Dedublüman bence bunu deniyor ve başarılı oluyor; onlarınki birbirine karışmış, kördüğüm olmuş envai çeşit duyguların ritmik makamsal çığlıklar halinde patlayışının müziği. Başka yerde olma, kaybolup gitme isteğini şarkıları aracı yaparak dile getiriş biçimi. Beklemek, vazgeçmek, sevmek, terk edilmek, bırakıp gitmek; onları dinlerken insan bedeninin çeperlerine vuran yoğunlaşmış duyguların ses dalgaları halinde akustik akustik yayılışını hissediyoruz. Bezginiz, bıkkınız ama bir o kadar da söyleyeceklerimiz var şu dünyaya.
Makam müziği altyapısından sert distorsiyonlara uzanan kapsayıcı ve kuşatıcı bir sesi var Dedublüman şarkılarının. Sanat müziği eserlerine 'soft rock' biçimlemelerle yaptıkları yeniden yorumlamalar gayet yerinde. Nihavent Rock yapıyorlar. Hemen her eserlerinde bolca kullandıkları farklı enstrümanlarla, sazları bol sözleri de okkalı eserleri var. Epey cömertçe yer verdikleri sazlarıyla ruhumuzun derinliklerinde daha çok noktaya ulaşabilme hüneri var şarkılarında. Bazen bir kırgınlığın, bazen inadın, bazen düş kırıklıklarının, bazen isyanın, olasılıkların ve gerçeklerin, arayışların, bulmaların, unutulmaların ve kaybedişlerin insanı kuşatan tınılarıyla 'surround stereo' efekti oluşturup çepeçevre dönüyor etrafımızda yaptıkları müzikler. Dokunaklı ve sarsıcı parçalar oluşturmada hayli başarılı bir sentez çıkarmış durumdalar.
Müzikleri görünenin ötesine geçmeye, hayatı çevreleyen duvarları yıkarak bir boyut atlamaya, manevi bir sıçrama lüzumuna işaret ediyor sanki. Zaten çoğumuz aslında burada değiliz, bulunduğumuz, olduğumuz yerde değiliz gibi yaşıyoruz. İşte Dedublüman, hiçbir yerde var olamayan ama her yerde gibi yaşayan, dünyaya sığamayanların şarkılarını yapıyor. Bildik kelimelerin anlamlarını yeniden sorguluyoruz onlarla. Aşk örneğin; bugüne kadar bildiğimizden daha başka bir şey olmalı. Ya da ölüm, göremediğimiz bir başka anlamı daha var. Garip bir sıçrama, bilişsel bir değişime hazırlık hissiyle yankılanıyor müzikleri. Bugüne dek yaptıkları bütün şarkıları, sözleri ve müzikleriyle çizginin ötesine itinayla yol alıyorlar.
Şarkılar gibi yaşamalı insanlar da,
aynı anda birçok yerde var olarak…
Ömer Sercan kimdir? Ömer Sercan 1974'te Bursa'da doğdu. İlk ve orta öğrenimini Eskişehir ve Bursa'da tamamlayarak İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi'nden mezun oldu. Öğrencilik yıllarında İstanbul Üniversitesi Fotoğrafçılık Kulübü'nde başlayan uğraşını zamanla bir mesleğe dönüştürerek ulusal gazete, dergi ve TV kanallarında muhabir/editör olarak çalıştı. Türkiye'nin önemli medya kuruluşlarında muhabirlik/editörlük, farklı içerikteki TV yayın ve yapımların program danışmanlığı, metin yazarlığı ve yayın editörlüğünü üstlendi. Çok sayıda tanıtım/ belgesel/reklam filmlerinin senaryo/metinlerini yazdı. Türkiye'yi şarkılardan dinlemeye ve yazmaya devam ediyor. |