Hekimliğin zor taraflarından biri de bazı şeyleri bilmediğini kendine bile itiraf edememektir. Bir hekim için hastanın sorduğu sorunun cevabını bilmediğini söylemek ise daha zordur. Hastalar da cevabı bilinmeyen soru sormaktan hiç geri durmazlar: "Doktor bey, sol kalçamdan başlayan, sırtıma vuran ve sol omzuma çıkan ağrı acaba neden oluyor?" "Sürekli kafamda çıkan bu yağ bezelerinin karaciğer ile ilgisi var mı?" gibi hekimi yıpratan sorular arasında en çok da "Neden oluyor?" sorusu gelir.
İşte bu "Neden oluyor?" sorusuna, eğer cevabı bilmiyorsanız, en kesin ve başarısı kanıtlanmış cevap "Bünye yapıyor" oluyor. Büyüklerimizin akıl ettikleri bu kaçış cümlesi günümüzde de iş görmeye devam ediyor.
Türk Dil Kurumu'na göre, diğer anlamlarının yanında, bizlerin kullandığı "bünye"nin tam karşılığı "beden/vücut". Kendi deneyimlerimden biliyorum, "Vücut yapıyor" dediğiniz zaman etkisi bünye gibi olmuyor, bünye çok daha gizemli.
"Bünye yapıyor" kadar sık kullanılan bir diğer etkili cümle de "Bünye kaldırmaz" oluyor. Verilecek bir tedavinin veya cerrahi girişimin hasta için çok da hayırlı olmayacağını anlatmanın en etkili yolu bu olsa gerek. İşin ilginç tarafı, böyle söylendiğinde hiç kimse "Bünye neden kaldıramıyor? sorusunu sormaya cesaret edemiyor.
Bünyesi zayıf olanların bünyesini güçlendirmek için aklınıza gelecek her yöntem toplumumuzda gelir kapısı olmaya devam ediyor. Bünye nasıl güçlendirilir sorusunun cevabını ise bilen yok.
Hekimler sorulan sorulara net cevaplar verme konusunda hep yetenekli olmuşlardır. Mide kanseri nedeni ile midesinin tamamı alınmış bir hasta kendisini ameliyat eden cerraha "Midem ağrıyor" dediğinde aldığı cevap "Mümkün değil, senin miden yok ki" olmuştu. Bunun üzerine hastanın teşekkür edip ayrılmaktan başka bir seçeneği yoktur. "Midem ağrıyor" yerine "Karnım ağrıyor" deseydi de eminim ki meslektaşım tatmin edici bir cevap bulurdu.
Bazen de hasta veya yakınlarının yorumları ve soruları bünyeyi zorlar. Bir hastama ameliyat öncesi hazırlıkları anlatırken kenarda dinleyen bir yakını konuşmayı keserek cevabını çok merak ettiği bir soruyu sormuştu: "Doktor bey, siz ameliyatlara neden aç giriyorsunuz?" Hasta yakınına bizlerin değil de hastanın ameliyatlara aç karnına girdiğini, bunun da dolu mide içeriğinin bir kusma halinde akciğerlere kaçmasını engellemek üzere yapıldığını anlatmaya çalıştım. Yüz ifadesinden pek de tatmin olmadığı izlenimini aldım. Doktorların aç karnına ameliyatlara girdiğini söyleyen komşu teyze her zaman daha güvenilir bir kaynak oluyor.
Bu konuşmalarda hastaların da haklı olduğu durumlar oluyor elbette. Bir hekim arkadaş dördüncü kez Covid-19 enfeksiyonu geçiren hastasına hiddetle neden aşı olmadığını sormuş. Cevap: Vallahi doktor Bey elbette aşının koruyucu olduğunu biliyorum ama karantina süresi bitmeden yeniden hastalandığımdan aşıya fırsat olmadı. Bu durumda hasta haklı: Bünyesi zayıfmış.
Bu "bünye" işini mevcut hükümet henüz akıl edemedi. Örneğin, "Enflasyonu ve hayat pahalılığını bünye yapıyor" deseler kim itiraz edebilir. Artık "dış mihraklar", "ay çiçek yağı lobisi", "stokçu zincir marketler" inandırıcı olmuyor. Yaratıcı olmak gerek.