Ülkemizin tıp dünyasına kazandırdığı bir başka tanı da "göbek düşmesi"dir. Sınırlarımızın dışında pek kabul gördüğü söylenemez ama ülkede saygınlığı tartışılmaz. Modern tıpta yeri olmasa da bir göz atmaya değer.
Göbek niye düşer sorusu net bir cevap bulamamıştır ama bir kez düştükten sonra pek çok soruna yol açtığı varsayılıyor. Karın bölgesinde ortaya çıkan ani ve keskin ağrılar, ağrılardan dolayı hareketlerde zorlanma, şişkinlik hissi, iştahsızlık, kas spazmları, nefes darlığı ve aklınıza ne gelirse göbek düştüğünde olabiliyor.
Göbek düşünce nereye düşüyor o da belli değil. Yere düşemeyeceğine göre karnın içinde bir yerlere düşmesi en büyük olasılık. Göbek düşmesi bir doktora çalışmasına konu olacak kadar da şöhretli (1).
Halk arasında tanı koymak adına ilginç yöntemler kullanılmış:
"Bir kâse ya da tasın içine su koyulur. Daha sonra işaret parmağına ipsiz bir iğne koyulur. Göbek kaldırmak için okunan dua üç kez tekrarlanır ve okunma sırasında iğneye devamlı üflenir. Daha sonra parmak kaldırılır. Eğer iğne bu parmağa yapışırsa bu göbeğin düştüğü anlamına gelir. "
Bir diğer tanı yöntemi de şu:
"Kişi sırt üstü yere yatırılır ve bacaklarını dizlerinden kıvırarak kendine doğru çeker. Bu esnada el tam göbek deliğine koyulur ve göbeğin yerinde olup olmadığına bakılır. Eğer göbeği delikte atıyorsa sorun yoktur ama atmıyorsa göbek düşmüştür. Karın bölgesi yoklanır, göbeğin nerede attığı bulunur ve tedaviye başlanır."
Elbette göbek bir kez düştüğünde tedavi etmek, yani göbeği yerine yerleştirmek için "çekmek" gerekiyor. Profesyonel kişilerce uygulanan farklı göbek çekme yöntemleri tariflenmiş: bardakla göbek çekme, kol ve bacakların çekilmesiyle uygulanan göbek çekme, masajla göbek çekme, damar ve kasların çekilmesiyle göbek çekme, duayla göbek çekme ve iğneyle göbek çekme gibi. İşe yarayıp yaramadığı bilinmiyor ama bu yöntemlerin yaygın kullanımda olduğu bir gerçek. Haliyle göbek çekildiğinde mutlaka bir sonuç alınacak diye garanti verilmiyor.
Göbek düşmesini göbek fıtığı ile karıştırmayalım lütfen. Göbek anne karnında iken fetüsün ağzı sayılır, çünkü göbek kordonunun anneden taşıdığı kan göbekten fetüse ulaşır ve buradan karaciğere anne kanı taşıyarak fetüsün beslenmesini ve gelişmesini sağlar. Doğumdan sonra göbek kapanır ama karın duvarında zayıf bir alan olarak kalır. İşte bu alanda oluşan fıtıklara göbek fıtığı deniliyor. Göbek fıtığını kişi kendisi de görebilir ama göbek düşmesi öyle değil, sadece bu konuda uzman olanlar anlayabiliyor.
Her insanda bulunan göbek deliğinin ilk insan Hz. Adem’de olup olmadığı da merak konusu olmuş, öyle ya hepimiz gibi doğmamış ki! Şöyle bir inanış var:
"Âdem’i yaratan Allah herkese onun bedenine secde etmesini emretmiş. Bu emre yalnızca şeytan isyan etmiş ve Allah Âdem’e ruh üflemeden önce şeytan onun ne olduğuna dair merakını gidermek için gizlice Âdem’in bedenine yaklaşıp göbek kısmına parmağını dokundurmuş. Beden henüz tam oluşmadığı için şeytanın parmağının değdiği yerde küçük bir delik oluşmuş. Bu delik şeytanın parmağı değdiği için oluştuğundan bütün pisliklerin de hep göbek deliğinde toplanacağına inanılır."
Görüldüğü gibi göbek deyip geçmemek gerek, doğumdan ölüme kadar gündemde kalabiliyor. Özel hastanelerimiz tanıtım sayfalarında göbek düşmesi için özel bölümler açıp tedavi seçenekleri sunuyorlar. Kızalım mı, yoksa gülelim mi bilemedim. Şaşırtıcı değil deyip geçelim.
Sağlıkta şiddetin hiç gündeme gelmeyeceği bayramları yaşama umudumu sürdürmek istiyorum. Herkese sağlıklı, mutlu, şiddetin olmadığı, barış dolu bayramlar dilerim.
1. Kolot, B. Halk hekimliğinde "Göbek Düşmesi" hastalığı ve tedavi yöntemleri. Türklük Bilimi Araştırmaları (2018 ): 135-151.