Balkanların en büyük yazarı, Bosna Hersek doğumlu Ivo Andric’in kitaplarında gelişen olaylar gibi bir maç oldu Arjantin-Bosna Hersek mücadelesi…
Başlarında en beklenmeyen biri ya da bir hayvan en olmadı bir nesne başrolde kendine yer bulur ya hani Andric’in yazılarında Kolasinac da başrole çıkan kişi oldu. Beklenmeyen başlangıçla beklenen son kaçınılmazdı.
Maç burada Andric’in tarzından koptu, tarz yoksunu oldu. Sabella’nın 5-3-2 dizilimi ile sözüm ona Bosna Hersek’in inanılmaz hücumcu orta sahası ilk yarının bitmesi için dua etmemizin sebebi oldu. İlk yarından bize pek bir şey kalmadı. Sabella bir şeylerin farkına varmış olacak ki Gago ve Higuain’i oyuna aldı. Baklava tarzı orta sahaya bürünen, Mascherano’ya bütün sorumluluğu veren ve Gago’yu –hangi mantıkla olduğunu anlayamadığım- çift yönlü orta saha olarak Messi’nin arkasında Di Maria ile yan yana oynatan Sabella, bizlere beterin beteri olduğunu göstermiş oldu.
Arjantin’in beterinin, beterinin beteri ise Bosna Hersek ve dünyanın en iyi sol ayaklı futbolcu arasına giren, Galatasaray’ın yıldızı, Şampiyonlar Ligi’nde bu sezon oynadığı oyunla göz dolduran Izet Hajrovic oldu! Gerçekten muazzam oynadı. İnanılmazdı.
Hajrovic bu kupada yapacağı her şeyi yaptı bana göre, bu maçın ardından oynaması gerçekten yeteneğine, oyun görüşüne ve pas yetisine ihanet olur!
Şaka bir yana Safet Susic, Hajrovic’e nasıl dayandı anlamak zor!
Bosna Hersek’in kadrosu kötü değil fakat bu malzeme iyi kullanılamadı. Özellikle Ibisevic’in belki de 20 dakika geride kaldığında oyuna girmesi gerekirdi. Arjantin’in hiçbir şey yapmayan görüntüsü Medunjanin, Ibisevic ve Salihovic’i bana hatırlattı. Keşke Safet Susiç’e de hatırlatsaydı!
Söylemek de sakınca görmediğim Bosna’yı destekleme duygumu açığa çıkarmış olabilirim. Gerçekçi olmak gerekirse şunu da söylemek gerekir. İran ve Nijerya’nın karşısına çıkacak Bosna Hersek’in Ibisevic ve Dzeko ikilisini birlikte kullanıp, Manchester City’li golcünün rolünü ve egosunu azaltması gerek.
Her şeyi yapmaya çalışan Dzeko maalesef hiçbir şey yapamıyor!
Dünya Kupası’nda Brezilya, İspanya, Hollanda, İtalya, Arjantin ve Uruguay gibi favorilerin maçlarını izledik. Fransa ve İngiltere ise bana umut verdi. Bu saydığım takımlar arasında kabul edelim ki en kötü performansı sergileyen Arjantin oldu. Kaleci ve savunma konularında sorun yaşayan Arjantin’i bugün sırtında taşıyan isim kuşkusuz Javier Mascherano’ydu.
Barcelona’nın yıldızı bunu tüm Dünya Kupası takvimine yayar mı tahmin etmek zor.
İkinci bir sorunsa bana göre Messi’nin hücumdaki partnerleri olabilir. Özellikle Agüero özelinde bir sorun var gibi gözükse de aşılmayacak bir konu gibi durmuyor. Sonuçta bu takımın patronu Messi, ona ayak uydurmak zorunda kalacaklardır.
Kadro kalitesi sebebiyle Arjantin’in toparlaması daha kolay olacaktır bu yüzden biraz daha Bosna’ya yoğunlaşarak bitirelim. Özellikle sağ stoper, sağ bek, sol bek ve sağ açık pozisyonlarında değişiklik gerektiği gözüken Bosna’nın daha cesur olması gerek. Maçın milli marşlar bölümünden başlayan gerginlik ve korku, Bosna’nın yapabileceklerinin yarısını yapmasına engel oldu. Bu korku ve gerginliğin yanında Misimovic’in Çin’e giderek futbolu unutması da Bosna Hersek’in gole gidiş yolunu tıkadı.
Daha cesur beklere, hızlı kanat oyuncularına ve bir tane daha Mohamed Besic’e ihtiyacı olan Bosna umarım gruptan çıkar. Arjantin karşısında izlediğim Boşnaklar, İran ve Nijerya karşısında oldukça zorlanacaklardır.
Ivo Andric der ya, “Birlikte geçirilen bir felaket kadar insanları birbirine bağlayan bir şey yoktur” diye…
Bosna Hersek, bir felaket de futbolda yaşamasın…