Böylesi bir hastalığın adını başlığa çıkarmak zorunda kaldığım için öncelikle Sayın Başbakan Yardımcımız Bülent Arınç'tan özür dilerim ama maalesef Türk tıbbında başka bir ismi henüz icat edilmedi.
Çoğunuzca malumdur, vajinismus, cinsel ilişki sırasında kadın cinsel organını çevreleyen kasların istemsiz olarak aşırı derecede kasılarak, ilişkiye müsaade etmemesiyle ortaya çıkan ve çiftler açısından son derece yıkıcı bir durum.
Vajinismus çok erken yaşlarda, daha ergenliğin başlangıcında başlayıp, jinekolojik muayene olamamak, tampon kullanamamak hatta cinsel organına dokunamamak şeklinde ortaya çıkabildiği gibi, sonradan fiziksel bütünlüğü tehdit edecek bir travma yaşayan, fiziksel veya sözel cinsel şiddete maruz kalan ve ağrılı bir cinsel deneyim yaşayan kadınlarda, daha önceden normal cinsel ilişki kurabildiği halde de ortaya çıkabilir.
Vajinismus, her şeyden önce, itiraf etmesi ve yardım alması çok zor bir konudur. Her türlü sosyal grupta, ister kırsal kesim kökenli ve az eğitimli, ister şehirli ve eğitimli çiftler, farklı nedenlerle de olsa ' bu işi' gerçekleştiremiyor olmayı kendilerine yediremiyorlar. İlk anda yaşanan şaşkınlık, daha sonra bir tür ' biz bu işi kendi kendimize çözeriz' inatlaşmasına gidiyor ve çaresizlik girdabında boğuluyorlar.
Oysa vajinismus, hiç de öyle inatlaşılarak çözülecek kadar basit bir olgu değil, tam tersine inat ve cinsel ilişkiyi bir an evvel gerçekleştirme baskısı, kaçınılmaz bir başarısızlık duygusu ve kısırdöngü nedeniyle öfke hissiyle baş başa bırakıyor çiftleri, erkek, kadını sorunun onda olduğuyla, kadın da erkeği yeterince sabırlı ve anlayışlı olmamakla suçluyor
Bu aşamada, daha geleneksel kesimde yer alan çiftler biraz daha şanslı gibi, çünkü vajinismus, evlenilen kızın bakire olmaması gibi, utanılacak ve saklanılacak bir konu değil, tersine kadının iffetinin ve 'aile kızı' olduğunun bir göstergesi gibi anlaşıldığından, aile büyüğü kadınlar tarafından bir çözüm arayışı başlıyor, hele evliliğin üzerinden birkaç ay geçmişse bu çiftler eninde sonunda doktora ulaşıyorlar. Daha eğitimli, şehirli grupta olay dramatikleşebiliyor, zamana bırakmak, ufak cinsel oyunlarla tatmin sağlamayı alışkanlık haline getirmek veya sorunu tamamen yadsıyıp ev arkadaşına dönüşmek hiç de az rastlanılan şeyler, çözüm olmayan çözümler değil. Kişisel rekorum 10 sene ilişkiye giremeyen karı koca üst düzey bankacı bir çiftti örneğin.
Ülkemizde doktora ulaşamamak kadar ulaşmak da bir dert olabiliyor. Sorunun ruhsal olduğu algısı olmadığından ilk gidilen doktor genelde kadın doğumcular oluyor, onlar da spekulum ile vajinayı genişletmekten, anestezist eşliğinde kadının uyutularak ilişkinin sağlanmasına veya anestezik kremlerle vajina duyarlılığının azaltılmasına kadar dünya tıp literatürüne girmeye aday efsane uygulamalarla bu sorunu çözmeye çalışabiliyorlar. Az sayıdaki- bu sorun psikiyatriktir, bir psikiyatristle görüşün' diyen meslektaşımı tabii ki tenzih ederim.
Bu yöntemler, tabii ki sorunu çözmekten çok uzak ancak geçici çözümler olarak ilişkiye girmeyi sağlayabiliyorlar. Fakat sonra kadının zaten bozuk olan özgüvenini ve kendine saygısını daha da azaltarak sorunun giderek kötüleşmesine neden oluyorlar. Örneğin bu tarz yöntemlerle ilişkiye giren, çocuk sahibi olan ama daha sonra senelerce ilişkiye giremeyen çiftler var.
Vajinismus farklı nedenlerle ortaya çıkabilen bir rahatsızlık ancak yapılan araştırmalar en çok çocukluk çağında olumsuz cinsel tecrübelerin etkili olduğunu gösteriyor, bu tecrübeler mutlaka fiziksel olmak zorunda değil, bir şekilde çocuğun aklına cinsellikle ilgili olumsuz bir imgenin oluşmasına yardımcı olması yeterli olabiliyor. Diğer tanımlanabilmiş ilişkili faktörler arasında, cinsellikle ilgili cehalet, çiftin arasındaki psikolojik -sosyal problemler-istenmeden yapılmış evlilik vb ile fiziksel olarak istismara uğramış olmak-dayak yemek, şiddet içeren ortamda büyümüş olmak sayılıyor. Devlet büyüklerimizin kulakları çınlasın, cinsellikle günah kavramının birlikte içselleştirilmiş olması da vajinismusun önemli sebepleri arasında gösteriliyor bilimciler tarafından.
Nedeni ne olursa olsun, psikiyatrik açıdan bakıldığında, vajinismus, bir tür aşırı duyarlanma hali... Cinsellikle ilgili fobilerin en ağırı ve sosyal açıdan kadını en zor durumda bırakanı... Her tür fobik durumda olduğu gibi burada da cinsel terapinin özünü aşırı duyarlanmayı azaltacak, ilişkiye girmenin getirdiği stresi en alt düzeye indirecek aşamalı bir ilerleme planı uygulanması gerekiyor. Bu süreçte erken denemeler rahatsızlığın kronikleşmesine yol açacağından çiftlerin sabırlı davranması, suçlayıcı olmamayı öğrenmesi ve tedaviye birlikte katılmaları çok önemli gereklilikler. Ayrıca kadındaki fobik kaygının (anksiyetenin) azaltılması için uygun dozda antidepresan tedavi de süreci kolaylaştırabiliyor. Doğru tedavi ve sabırla, vajinismus vakalarının hemen hepsinde olumlu ve daha önemlisi kalıcı sonuç almak mümkün ancak bu durumun cinsel mitler ve baskılar ile olumsuz cinsel deneyimlerden kaynaklanan bir tür fobi olduğunu bilmek ve psikiyatrik destek almak kaydıyla.