Pakistan'ın kuş uçmaz kervan geçmez, yolu bilinmez kırsalında tek başına bir ordu cipini kullanıyordu. Şifa bekleyen yüzü solgun kadınlar bekliyordu onu. Oysa o ilk andan itibaren, 15 çocuk doğurup, her doğumda ölümle burun buruna gelip sefalet içinde yaşayan bu kadınlara elindeki stetoskobun ya da ilacın tek başına yapabileceği bir şey olmadığını anlamıştı. Pek çoğu, ellerini bile tutamadan bu dünyadan göçüp gidecekti. Tıpkı doğum sırasında ölen anneannesi gibi…
Dr. Nafis Sadık, 93 yıllık yaşamı boyunca bu çaresizliğini kabul etmedi. Dört gün sonra yeni yaşını kutlayacakken, 14 Ağustos 2022'de hayata gözlerini yumdu. 18 Ağustos 1929 yılında başlayan ömrüne tüm dünya kadınlarının hayatlarını değiştiren bir yaşam sığdırdı.
Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu'na katıldığında, dünyanın her yerindeki yoksul kadınların doğum kontrolü ve sağlık bakımına erişmesine yardım etti. Aynı örgütün başına getirildiğinde ise, etkileri hala süren bir çığır açtı.
Mimarı olduğu 1994 Nüfus ve Kalkınma Konferansı (ICPD 1994) Kahire'de yapıldı. Hazırlık aşamasından itibaren zorlu bir yoldu yürüdüğü.; sKadınlar ve kız çocukları için değişim istiyordueçme hakkı istiyordu. Geleneksel nüfus politikası yaklaşımının terk edilerek; kalkınmanın temeline insanı yerleştiren, bireylerin üreme haklarını ve üreme sağlığını öncelikle ele alan, kadınların güçlendirilmesi ve toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanmasına özel olarak vurgu yapan bir yaklaşım konferansın hedefiydi.
"Bu konferans, birey, toplum, ulus ve dünya için seçimler ve sorumluluklarla ilgilidir. Amacı, aile büyüklüğü konusunda seçim, nüfus politikası ve programlarında seçim, kalkınma felsefesi ve uygulamasında seçim gibi seçim özgürlüğümüzü genişletmektir." diyordu, Dr. Nafis.
Dr. Nafis, cesurdu. Diplomatlarla dolu uluslararası bir konferansta nadiren tartışılan konuları, kürtajı, tecavüz, ensest, fistül ve kadın sünnetini masalara taşıdı. Kadın sünneti için, pek çok insan 'Bu kültürel, seni ilgilendirmez' dediğinde, karşı çıkışı muhteşemdi: 'Kadınların zarar görmesi bizim işimiz.'
Yedi günlük konferansın bitiminde kabul edilen ICPD Eylem Programı ile kadınların insan hakları, özellikle üreme konusunda özerk karar verme hakkı ile toplumsal cinsiyet eşitliğinin gerçekleştirilmesi hakları, üreme sağlığı ve nüfusa ilişkin programların oluşturulmasında temel ilke olarak kabul edildi. Bu bir devrimdi ve toplumların sağlığını sonsuza kadar değiştirdi.
Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu Direktörü Dr. Natalie Kanem, Dr. Nafis ile ilgili taziye mesajında onu şöyle andı:
"1994 yılında Kahire'de düzenlenen Uluslararası Nüfus ve Kalkınma Konferansı'nın Genel Sekreteri ve çığır açan Eylem Programı'nın mimarı olan Dr. Sadik, cinsel sağlık ve üreme sağlığı haklarının geliştirilmesine, kadın liderliğine ve küresel kalkınmaya silinmez katkılarda bulunmuş bir öncüydü. Milyonlarca kadının ve kız çocuğunun hayatını değiştirdi. Kahire sonrasında kadınlar ve kız çocukları bedenlerinin kendilerine ait olduğunu ve geleceklerini şekillendirme haklarının kendilerinde olduğunu bilerek büyüdüler.”
Öncü, devrimci, cesur bir kadını, yaşamlarımızı etkileyen çok özel bir insanı kaybettik.
Birleşmiş Milletler Nüfus Fonuna tanımladığı yolun, yeni yolcuları var. Türkiye Ofisi Direktörü Dr. Hassan Mohtashami şahsında tüm Türkiye Ofisi çalışanlarına baş sağlığı diliyorum. Ülkemizde Türk ya da mülteci tüm kadın ve kız çocukları için bu yolda yürümeye devam ediyorlar.
Dr. Mohtashami'nin vatandaşı Hafız-Şirazi ne demişti:
Yâdında mı doğduğun günler?Sen ağlar idin, gülerdi âlem...Bir öyle ömür geçir ki, olsunMevtin sana hande, halka mâtem... Hafız- ı Şirazi
Ama en özel baş sağlığı dileğim Prof. Dr. Ayşe Akın hocamıza. Kahire'ye ülkemizi temsilen katıldı ve o bir hafta boyunca en zorlu görüşmelerden birini yönetti. Kahire'de aldığı meşaleyi Hestia ateşi gibi hala alev alev, canlı tutuyor.
Yoldaşını, dostunu kaybetti, bilirim. Başınız sağ olsun sevgili hocam.
Dr. Nafis Sadık, insanlık için bir fark yaratacak cesarete ve kararlılığa sahipti. Bunu en çok Kahire'de, o görkemli anıtların ülkesinde gösterdi.
Fikirleri de piramitler gibi her türlü saldırıya dayanacak ve yüzyıllar boyunca hayatta kalacak.
Gün gelecek, "Gül parmaklı şafak"la herkes onu ve fikirlerini selamlayacak.
*Antik çağ söylencelerinin büyük anlatıcısı Homeros, her yeni günün ilk saatlerinden "Gül parmaklı şafak" diye söz eder.