Her geçen gün belirgin hale gelen şu ki, hepimiz Omicron'a maruz kalacağız.
Genetik analizlerle ilgili 13 Aralık 2021 verilerine ulaşabildim.
Güney Afrika'da Omicron tamamen egemen hale gelmiş görünüyor. Alınan örnekler, %98 Omicron olarak bildirilmiş. Onu Avustralya, Japonya ve Kanada izliyor. İngiltere'de hala Delta baskın olsa da Omicronun yayılımı çok hızlı. İngiltere'de bugün için temel üreme katsayısının 3 ile 5 arasında olduğu tahmin ediliyor. Danimarka olguları hızla artan ülkelerden. Ama dünyadaki en iyi genetik tanılamayı yapan ülke, sürpriz değil. Durumlarını gerçekçi olarak yakından takip ediyorlar. Genetik sonuçların hemen hemen bir hafta önceye ait olduğu düşünülürse bu yüzdelerin daha da arttığını kabul etmek gerek.
Şunu biliyoruz. İster aşılar ister doğal enfeksiyonla oluşmuş olsun mevcut antikorların ana hedefi virüsün başak (spike) proteini. Omicron bu proteinde çok sayıda mutasyon içeriyor. Bu mutasyonların bazılarının antikorları atlatma becerileri olduğu laboratuvar ortamında gösterildi. Bu nedenle haklı olarak, ilk andan itibaren, acaba aşılarımız gerçek yaşamda etkisiz olabilir mi diye korkuluyor. Bunun yanıtını alacağımız gerçek yaşam verileri öncelikle Güney Afrika'dan sonra da Avrupa'dan geliyor. İki bölgenin önemli bir farklılığı var. Güney Afrika'da enfeksiyonu geçirip doğal olarak üretilen antikorlar, Avrupa'da ise yüksek aşı oranları nedeni ile aşıya bağlı antikorlar daha çok bulunuyor. Her iki bölgede de ilk veriler her iki grubun da yeniden enfekte olabileceğini gösteriyor.
Bu hafta içinde Güney Afrika'da hastaneye yatışlarda bir artış var. Hemen tamamı Omicron olan bir ülkeden bahsediyoruz. Çok bulaşıcı bir virüs, belli ki çok sayıda olguya yol açıyor. Bu ülkede hastanedeki ağır hastaların sayısı ve ölümler hala oldukça düşük. Bu umut verici mi? Belki. Biliyoruz ki şiddetli Covid-19'un gelişmesi genellikle birkaç hafta sürer, bu nedenle ölümler ve hastaneye yatışlar olguların artışını bu aralıkla izler. Bu ülke verilerini iyi izliyor ve paylaşıyor. Önümüzdeki günler, hastalanma ve ölümler ile ilgili tabloyu daha net ortaya koyacaktır.
Güney Afrika'nın en büyük özel sağlık sigortası yöneticisi Discovery Health, Güney Afrika'daki 211.000 COVID-19 test sonucuna dayanarak Omicron salgınının analizini yayınladı. Özetle, iki doz BioNTech aşısı, enfeksiyona daha düşük koruma sağlamakla beraber hastaneye yatmayı gerektiren ciddi sorunlara karşı %70 koruma sağlıyor. Bu ülkede ne yazık ki sadece her üç kişiden biri tam aşılı. Belirttiğim gibi, enfeksiyonu geçirme yüzdeleri yüksek. Bu analizde, daha önce COVID-19 geçirmiş kişiler için, Omicron ile yeniden enfeksiyon riski, önceki varyantlara göre önemli ölçüde daha yüksek bulunmuş. Son bir konu da çocuklar ile ilgili. Çocukların daha yüksek hastaneye yatış riskine sahip olduğunu gösterilmiş.
Bu dönemde dikkatle izlenmesi gereken bir ülke de İngiltere. Onun da verileri güvenilir. Varyantın gelişimi yönünden Güney Afrika'yı üç hafta arayla izliyor. Günlük olguların artışı roket hızında. Şu andaki 92 bin yeni olgunun çok yakında günde 600 bine çıkacağı hesaplanıyor. Yanlış okumadınız, 600 bin. Dünya Sağlık Örgütünün Bağışıklama Danışma Kurulu (SAGE) üyesi de olan Profesör Andrew Hayward'ın öngörüsü. Başka isimlerden günlük bir milyon yeni olguyu okudum İngiltere için. Bu da çok önemli iki sorunu beraberinde getiriyor. İlki ülkenin test kapasitesinin bu artışı karşılayıp karşılamayacağı. 700 binlerde test yapabiliyorlar ama bir milyon. Çok zor. İkincisi de bu kadar çok olgu olduğunda başta sağlık olmak üzere ülkenin yaşamsal sistemlerinin sürdürülebilirliği. Şu anda bile Londra'daki bazı hastaneler çalışanlarının %10'nun Omicron tanısı nedeni ile 10 günlük izolasyon süresinde olduğunu bildiriyor. Artış beklenilen sayılara ulaştığında tüm yaşamsal sektörlerdeki çalışanların nasıl korunacağı endişe konusu.
Ancak iyi haberler de var.
Bu hafta içerisinde Dünya Sağlık Örgütü toplantısında aşılanmış kişilerde T hücrelerinin varyanta karşı güçlü bir savunma oluşturabileceğini ve bunun ciddi hastalık, hastaneye yatış ve ölümün önlenmesine yardımcı olabileceğini öne süren birkaç çalışma sonucu paylaşıldı. Pandemi boyunca tespitleri ile yolumuzu aydınlatan isimlerden Dr. Fauci, özellikle pekiştirme dozları ile aşıların işe yaradığı haberini paylaştı. Aşı oranları yüksek ülkelerde ölümler ve hastaneye yatışlar, olguları önceki pandemi dalgalarında olduğu kadar yakından takip etmeyebilir.
Omicron olgularda artışa neden oluyorsa, ancak Delta'dan daha az ciddi hastalık yapıyorsa, bu kesinlikle iyi bir haber olur. Ancak geniş çapta yayılırsa, çok sayıda insanı hastaneye gönderebilir. Ayrıca, Omicronun bağışıklığı olmayan insanlarda en az Delta kadar şiddetli olabileceği unutulmamalı. Ucunda ölüm de var, uzun soluklu rahatsızlıklar da. En iyisi hastalığı geçirmemek. Omicron'un bağışıklık etkilerini ve hastalık şiddeti hakkında güvenilir verilere sahip olmak, aşılı kişilerdeki bağışıklığı anlamak zaman alacak. Tüm bunları ölçmek için insanlarda enfeksiyonu izleyen epidemiyolojik çalışmalardan elde edilen veriler gerekiyor. Bu nedenle aylardır verilerin paylaşılmasının önemi dile getiriliyor. Bilgi bize güç verecek.
Şimdilik en iyi seçenek aşılı olmak gibi duruyor.
Dr. Fauci'ye göre, aşılanmamış kişiler, COVID-19 nedeniyle hastaneye yatırılma riski de dahil olmak üzere çok yüksek risk altındalar. İki doz alanların daha iyi koruma elde ettiğini, ancak "en iyi korunma”nın tam aşılı ve bir pekiştirme doz ile olduğunu söyledi. Bu BioNTech için üç hafta ara ile yapılan iki doz üzerine bir pekiştirme dozu, yani 3 doz ile sağlanıyor. Ülkemizde Sağlık Bakanlığımızın bu dozu erkene çekmesi doğru bir müdahale.
Omicrondaki kapsamlı mutasyonlar göz önüne alındığında, Omicrona özgü aşıların yapılması gerekli olabilir mi? Bunun da net bir yanıtı yok. Fauci, “henüz erken ve aşılarımız işe yararken gerekli de değil”, diyor.
Japonya'yı takip etmek de önemli. Çok sıkı sınır önlemleri aldı 30 Kasım itibari ile ve bu hafta içinde bu önlemlerin süresinin uzatılması bekleniyor. Şu anda verilerde pandemi ülkede sanki yok gibi. Ama onlar da biliyor. Winter is coming.
Ülkemizde 13 Aralık 2021 itibari ile alınan örneklerdeki Omicron %0,23 olarak bildirilmiş. Yani Delta'nın baskınlığı sürüyor. Ama şunu biliyoruz genetik tanılamayı çok az örnek üzerinde yapıyoruz. Sağlık Bakanlığımız ilk olguları açıkladığında eminiz ki Omicron bir süredir bizde de vardı. Şu anda da artıyor.
Dünyaya bakarak, Ocak ayı içerisinde bizde de çok sayıda Omicron ile karşı karşıya kalacağımızı düşünmek yanlış olmaz. Bu konuda İstanbul başta olmak üzere kalabalık şehirlerimize özel önlemler almak gerekecek. Londra, İngiltere'de en erken olgu artışının olduğu bölge. Sınır kapıları ile ilgili önlemler, daha fazla PCR ve genetik test çalışmak önemli.
En erken dönemde, Sağlık Bakanlığımızın aşı stratejisi ile ilgili güncellemeye gitmesi gerekli diye düşünüyorum. Öncelikle 5-11 yaş grubu için aşının hemen açılması gerekiyor. Pfizer, COVID-19 aşısını 2-5 aş ve 6 ay ile 2 yaş arasındaki çocuklarda test ediyor. Aşının çok daha az miktardaki iki dozu yapılıyor. Amerika Birleşik Devletlerinde Aralık sonunda 6 ay-5 yaş grubu ile ilgili çalışmanın sonuçlarının açıklanması ve bu grup için de acil kullanım onayına başvurulması bekleniyor. Yani önümüzdeki günlerde covid aşısını bebeklik çağı aşılarında yerini aldığını görürsen hiç şaşırmayalım.
Önce 18, sonra 16, sonra 12 yaşı isteyenlere açtık, 5-11 yaş aynı konumda iken neden bu yaş grubunu açmıyoruz ki... Üstelik aşımız da var deniliyor. Beklemeyelim. Bu yaş grubunun da aşına ulaşma hakkını sağlayalım.
Bu süreçte ebeveynlerin aşı ile ilgili çekincelerini giderme yolundaki çalışmalar çok değerli olacaktır. Yapılan çalışmalar en çok sağlık çalışanlarına güvenildiğini gösteriyor. 26 Eylül'deki T24 yazımda yazmıştım. Başta sağlık personeli olmak üzere bazı gruplara aşı zorunlu hale getirilmelidir.
Sağlık çalışanları ile ilgili çalışma düzeni ile hazırlıklı olmak gerekiyor. Hızlı olgu artışları yakında sağlık personeli açığının daha da belirgin olacağı anlamına geliyor. Aynı gruplarla çalışarak bulaş riskini o grup içinde tuttuğumuz ve böylece diğer grupların korunabildiği kohortlama diye bir çalışma yöntemimiz var. Bu tip çalışma biçimlerini, acil olmayan uygulamalarda bir önceliklendirme yaparak çalışma ile ilgili hazırlıklarımızı yapmamız gerekecek. Ama daha da önemlisi sağlık çalışanlarının tam aşılı ve yetmez bir de pekiştirme dozlarını yaptırmış olmaları.
Sağa sola kayan, burunların açık olduğu maskeler artık daha da tehlike saçıyor. Kalabalık ortamlarda kalınacaksa, maske kalitesi özen, daha özel solunum maskelerine geçiş düşünülebilir.
Aslında mümkünse, kalabalıklar, havasız ortamlardan kaçınmak gerekli, hem de her zamankinden fazla.
Ve,
Aşı olalım.
Aşı ol.
Aşı.
A.
Alfabemizin ilk harfi, başlamamız gereken yeri işaret ediyor.
Kaynakça