Ayakkabı fırlatma noktasına getirdiler hepimizi… Karşı tarafın kadını olmak çok zor bu ülkede… Kadının düşünmeyeni, sorgulamayanı, konuşmayanı makbul ya… Öyle tabii kadın dediğin şirin şirin oturmalı, kaldır dedin mi oy vermeli, indir dedin mi inmeli o el… Kadınlar siyasete girsin, hatta örtülü girsinler diye bu kadar çabalamış bir siyasi durusun kadına olan bakışı nedir?
Kadın kelimesini bile kullanmaktan imtina eden, kız ve bayan arasında gelgitlerde kalakalmış erkeklerin işe yarar politikalar üreteceğini düşünmemiz çok mu hayalperestlik olur?
Yeni yapılan yurtlardan beklenen rantlar gelmeyince “kızlı-erkekli evler” olayıyla başlıklara geçen, vagina kelimesini duyduğunda saldırganlaşan, kürtaj, sezeryan, doğum kontrol hakkında konuşmayı hep erkeklerin yaptığı, insan içinde gülmemesi, hamileyken yürümemesi salık verilen kadınlar… Masada yeri artık ineklerden bile sonra gelen kadınlar…
Bakın Rasim Kütahyalı Al Monitor için kaleme almış, çok da güzel yazmış, emeğine sağlık. AK Partinin gönülden destekçisi LGBT grupları, onların dualarıyla yükselen AKP şimdi en üst düzeyde LGBT bireylere yer verecek mi? Belli kotalar ayıracak onları siyasete alacak mı? Yoksa sadece “sanatçılarla” el el fotoğraflarda mı görebileceğiz LGBT bireyleri?
Ya kadınlar? Siyasete girince kadınlar neler yapıyorlar? Neden sığınma evlerindeki kadınların oy kullanmasına izin verilmiyor? Ya da askerlerin? Bu durum evrensel seçme hakkına aykırı değil mi?
Neden gerçekten üretilen politikaların ne kadara mal olduğunu, getirdiklerini ve beklenmeyen sonuçlarını konuşmuyoruz? Eski Aile bakanı, yeni Gaziantep Belediye Başkanı, ilde Suriyelilere olan saldırılardan üzüntü duyduğunu bildirmiş, bize yakışmazmış böyle davranışlar. Kiracı-ev sahibi arasında bir daha böyle durumlar yaşanmasın diye gerekli her tedbirler alınıyormuş? Nedir o tedbirler? Neden bu laf kalabalığı sürekli tekrarlanan, planlanan önlemler nelerdir, bu gizli bilgi mi?
Kız çocuklarını koruyacaktınız hani, ne oldu? Kadına şiddetin “normal” karşılandığı ülkede hangi program hangi yasa, hangi duruşla çocukları koruyorsunuz?
Muhalefete laf etmek çok anlamsız… Yeni anayasa olmasa da, yamalı bohça şekline gelmiş, kimsenin aklının ermediği onlarca torbalanmış kanun çıkıyor. Muhalefet hayır dese de hiçbirşeye yaramıyor. Banka memurundan hakimine kadar herkesin aday olmak için görevinden istifa etmesini öngeren, Cumhurbaşkanı Seçimi Yasası (Ocak 2012) neden bakan veya başbakanın istifasını öngörmüyor? Çok basit sorular bunlar, bankacı aday olmadan istifa etmeli ki tarafsız olabilsin deniliyor, güzel de bakan, başbakan taraflı değil mi? Mantıklı düşünmeye çalışan insanların aklıyla, eğitimiyle, anlama çabasıyla dalga geçen yasalar bunlar… Gerçekten okurken ülser olmamak başarı sayılmalı….
Kadınlar siyasete girince iyice değersizleşiyorlar değil mi? Güzel, akıllı, eğitimli ve daha da önemlisi politika üretebilen ve haklı talepleri olan bir kadın milletvekilinin kürsüden konuşmasına izin verecek kadar bile sabrınız yok… Sözlü taciziniz hiç bitmiyor, sürekli kazanıyorsunuz, her istediğiniz oluyor, ama bir türlü doymuyorsunuz sanki…
Her istediğini alan eyyy AKPli erkekler hala neden bu kadar kızgınsınız? Nedir bu tatminsizliğinizin nedeni?
Şeytana uymayan sevgili Aylin Nazliaka’yı yürekten kutluyorum… Kendisinin haklı isyanı, sinirlendiğinde bile kendine hakim oluşu çok etkileyici. Sinirlerinize sağlık diliyorum Aylin Hanım, ve elbette “karşı”nın tüm kadınları…
NOT: AKPli kadın milletvekillerine bir sözüm yok… Elinde siyasi güç olanlar beni ilgilendiriyor. Sizin anlayacağınız dilde yazayım, SADECE ÖZNE OLANLAR GÖZDE.