Bu güzel başlık bir dosta ait.. Valla dayanamadım paylaştım… İçiçe pek çok düşünce virajlarında yazılmış bir yazı bu…Süreklilik bekleyenler icin uyari…
Öncelikle güç istediğinizi elde edebilme kabiliyetidir… Bir zamanların o ünlü yumuşak gücü, klasik askeri güç, ekonomik güç, ikna gücü… ne gücü kullanırsanır kullanın, istediğinizi elde ettiğiniz sürece güçlüsünüzdür. Güç kavramı uluslararası ilişkilerde ilk anlatılması gereken olgulardandır. Güçlü devletler istediklerini elde edebilirler…Ne yazık ki 2011’de Suriye içşavaşı başladığından bu yana oradaki olaylara sürekli yanlış teşhisler koyanlar ard arda yenilgilerle güçsüzleşiyorlar… Bu tip yenilgileri Suud kaldırabilir, ama böyle bir sınırınız varsa siz nasıl kaldıracaksınız? Bunun hızla ilerleyen sonuçlarını göremiyor musunuz? Görüp umursamıyor musunuz?
Kobane elimizdeki son yenilgi… Ülkemizin içinde onlarca kişi vefat etti… Yüzlerce yaralı… Milyonlarca dolar zarar…Koridor yok denildi, koridora mecbur edildik…Barış süreci diye yıllardır onca çaba verildikten, risk alındıktan sonra barış sürecine nasıl bir katkısı oldu bu siyasetin… her tarafı “sizi yok etmek istiyorum” diyen vahşi bir güçle sarılmış Kobane kantonunda bir avuç insan direniyor… 2 milyona yakın insana kapı açan Türkiye Kobane’ye dünyanın en tehlikeli terroristleri diye baktı… Neden? Bunu anlamak mümkün değil… Ama tüm dünya bizi 20 yasında inci gibi dişleriyle herşeye rağmen gülümseyen, bir domates ekmekle direnen, örgülü saçlı gencecik kızlar kadınlara sırtını dönen ülke olarak anacak… Bir çocuk şımarıklığında İŞİDla PKK aynıdır sloganından öteye gidebilir, yüzyıllık bir düşmandan gerçek bir dost çıkartabilirdiniz oysa… Tarih size çok güzel bir fırsat vermişti belki…
Köle olmak istemiyoruz, tecavüz edilmek istemiyoruz, evlatlarımızdan ayrılmak istemiyoruz diyen bir avuç kadına yardım etmeyen bir ülke imajı yarattık dünyada… Algı operasyonu mu demiştiniz… Dik dur eğilme.. evet…
Kadınlardan bu kadar korkuyor musunuz? İŞİD’dan daha mı korkutucu kadınlar sizin için?
Aşadlar gitmedi…. Suriye İkvanı kayboldu gitti…Nusra terror örgütü ilan edildi, Ahrar ül Sam’ın en üstünü İslam Devleti yok etti… Uçuşa kapalı bölge dediniz… Olmadı…Kimyasal silah dediniz İslam Devletinin eline geçti silahlar… Daha da kötüsü birinizin dediğini diğeri reddediyor..Bugün dediğiniz yarın yok oluyor…Her konuda böyle… Onurlu yalnızlıkla övünürken, NATO’un gözde yıldızıyız diyorsunuz… Vicdanlı dışpolitika derken Kobaneyi izliyorsunuz, BM Güvenlik Kurulunu büyütmeye kalkarken, Genel Kurulda Beşten büyük sloganınıza destek bile çıkmıyor, bir Suriyeye bataklık diyorsunuz, bir bataklık diyenlere orientalist diyorsunuz…Başbakan danışmanları çıkıp ciddi politikalara ihtiyacımız var diyor… Eee yapın ciddi politikaları, derin stratejinin gereklerini…Gazeteye köşe yazmaktansa sizin bu icraatları yerine getirmeniz gerekli değil mi? Neden bize anlatıyorsunuz şuna ihtiyaç var, buna ihtiyaç var? Ve elbette herşeyin suçlusu muhalefet…
Artık Suriye’de neyi hedeflediğinizi, Türkiye’nin milli menfaatlerini nasıl koruduğunuzu, ülkemizin bu siyasetle neler kazandığınızı duymak istiyoruz…
Bir diğer konu… Algı operasyonu… Siz bunlarla uğraşırken ülkenin itibarı ne durumda acaba? İmajı demiyorum… İtibarı… Türkiye’nin sözü nerede ne kadar geçerli?
Üzgünüm….dantelli perdelerden kefen edinip dik dur eğilme diyenler böyle saçma sorular sormuyorlar. Ama esas olan, sorunun sorulması, yazıların yazılması değil elbette… Esas olan, kendi halkınızı yandaş medyanın yarım yamalak yazdığı, counter sürge misali olmayan kavramlarla uyutmak değil, esas olan “askeri destek vermeyeceğiz” diye resmi açıklama yapınca mesala arkasında durmak…
Demokrasiler yaşamseven insanlar için keyiflidir.. Kefen aşkıyla yananlar için başka siyasi rejimler var… Ama sizi farklı isimlerle çağırınca çok kızıyorsunuz… Sonra gelsin polisimizi özgürleştirmek için Alman Modeli, gitsin ahlaksız gençliği adam etmek için ABD’de içki yasak söylemleri…
Bu arada lütfen empati yapın, kendinizi bizim yerimize koyun, eleştirmeyin alternatif üretin gibi sabuklamalardan da uzak durunuz… İnsan dışlerini paramparça eden dış hekiminin kötü olduğundan emin olmak için kendisi dış hekimliği yapmak zorunda değil…. Bu ise talip olan, bu iş için seçilmiş olan, bu iş için maaş alan sizlersiniz… Kobane harika PR çalışmasıysa siz daha iyisini yapın, neden yapamıyorsunuz? Neden?