Deprem yol açtığı büyük acılar yanında bir de garip bir tartışma doğurdu: Seçimler ertelenebilir mi? Oysa deprem nedeniyle bir seçim tartışması yapılacaksa, bunun tersi olmalıydı. Depremdeki ihmaller silsilesi nedeniyle can kayıplarına yol açan, bu nedenle halkın güvenini yitiren bir iktidar, iktidarda kalabilir mi? Seçimleri öne alıp hemen seçim yapması gerekmez mi?
Seçimlerin ertelenmesi bir anayasa konusu. 1961 Anayasası'nın 74. maddesi şöyleydi: "Savaş sebebiyle yeni seçimlerin yapılmasına imkân görülmezse, seçimler kanunla bir yıl geriye bırakılabilir."
Bu madde yürürlükte olan 1982 Anayasası'nın 78. maddesinde, biraz geliştirilerek korundu. 78 maddeye göre "Savaş sebebiyle yeni seçimlerin yapılmasına imkân görülmezse, Türkiye Büyük Millet Meclisi, seçimlerin bir yıl geriye bırakılmasına karar verebilir." Buraya kadar 1961 Anayasası ile aynı. Ancak 1982 Anayasası'nda maddeye bir fıkra eklendi. O da şöyle: "Geri bırakma sebebi ortadan kalkmamışsa, erteleme kararındaki usule göre bu işlem tekrarlanabilir." Yani TBMM, ertelemeyi bir yıl daha uzatılabilir. Ama daha fazla uzatamaz. Bu konu 1961 Anayasası'nda açık değildi. 1982 Anayasası'na eklenen fıkra ile açıklığa kavuşturuldu.
Seçimlerin ertelenmesine ilişkin Anayasa'nın 78. maddesi, Anayasası'nın yürürlüğe girdiği 1982 yılından bu yana hiçbir değişikliğe uğramadan günümüze dek geldi. Maddenin daha iyi anlaşılması için hazırlık çalışmalarına bakmak yararlı olur.
1980 askeri darbesinden sonra yeni bir anayasa yapılması amacıyla bir Kurucu Meclis kuruldu. Kurucu Meclis'in iki kanadı vardı: Milli Güvenlik Konseyi ve Danışma Meclisi. Bu iki kanat arasında hiyerarşik bir ilişki bulunmaktaydı. Son söz hakkı Konsey'deydi. Danışma Meclisi'nin hazırladığı anayasa taslağına son şekli Konsey verecekti. Danışma Meclisi'nin görevi Konsey'e danışmanlıktı.
Danışma Meclisi'nin Konsey'e sunduğu metinde 78. maddenin ilk fıkrası yürürlükte olan maddenin ilk fıkrasıyla aynıydı. Yani "savaş nedeniyle TBMM seçimleri bir yıl erteleyebilir." şeklindeydi. Danışma Meclisi'nin metninde, bugünkü metinde olmayan bir ikinci fıkra vardı. Buna göre Cumhurbaşkanı da aynı nedenle seçimlerin bir yıl geri bırakılmasını TBMM'den isteyebilecekti.
Bu fıkra Milli Güvenlik Konseyi Anayasa Komisyonu tarafından metinden çıkarıldı. 1982 Anayasası Cumhurbaşkanı'na parlamenter sistemle bağdaşmayan geniş yetkiler veren, Cumhurbaşkanı'nı sistemin odak noktası haline getiren bir anayasa olmasına karşın, Cumhurbaşkanı'nın "seçimlerin bir yıl geriye bırakılmasını talep etme yetkisinin" MGK Anayasa Komisyonu tarafından metinden çıkarılması üzerinde durmak gerekir.
Komisyon seçimlerin ertelenmesi kararını münhasıran TBMM'ye bırakmak istemiştir. Böylelikle seçim gibi demokrasinin temelini oluşturan halk iradesine ilişkin bir konuda, kararın sadece halk iradesinin temsilcileri tarafından alınması ve bu kararın her türlü etkiden uzak kalması öngörülmüştür.
1982 Anayasası'nın hazırlık aşamasında Anayasa Komisyonu'nun tasarısında seçimleri erteleme nedeni olarak "savaş, sıkıyönetim veya olağanüstü haller" sayılmıştı. Doğal afetler bir OHAL nedeni olarak maddeye giriyordu. Ancak bu öneri, siyasal istismara yol açabileceği nedeniyle reddedildi. Tek erteleme nedeni olarak savaş kabul edildi.
Yürürlükteki anayasanın seçimlerin yenilenmesini düzenleyen 77. maddesi ile seçimlerin ertelenmesini düzenleyen 78. Maddesi karşılaştırıldığında arada önemli farklar bulunduğu görülmektedir.
77. madde seçimlerin yenilenmesini TBMM'nin serbest iradesine bırakmakta. TBMM'nin bu konuda bir takdir yetkisi var. Oysa 78. madde, seçimlerin ertelenmesinde TBMM'ye aynı serbestliği tanımamakta. Seçimlerin ertelenebilmesi için bir savaş durumunun bulunması ve bu nedenle seçimlerin yapılmasının olanaksız olması gerekir. Ayrıca seçimlerin yenilenmesine Cumhurbaşkanı da karar verebilir. Ertelemede ise tek yetkili TBMM. Cumhurbaşkanı'nın bu konuda hiçbir yetkisi yok. Yukarıda da değinildiği gibi, TBMM'den ertelenmesi talebinde bile bulunamaz.
İki madde arasındaki fark şuradan kaynaklanıyor: Seçimlerin yenilenmesinde egemenliğin asıl sahibi olan halka gidilirken, seçimlerin ertelenmesinde milli iradeden kaçmak söz konusu. Ertelemeyle halk iradesinin gerçekleşmesi geciktiriliyor. Böylelikle halkın güvenini yitirmiş, seçim olursa iktidarda kalamayacağı kesin olan bir siyasal parti iktidarını iki yıl uzatma olanağına kavuşuyor. O nedenle seçimleri ertelemenin sınırları, seçimleri yenilemeye göreli olarak çok daha dar tutulmuş. Halk iradesinin gerçekleşmesini geciktiren, 78. maddenin yorumu da dar olmalı.
Anayasa md. 78 gereğince seçimlerin ertelenmesine karar vermeye tek yetkili organ TBMM. Bu kararı başka bir organ, örneğin Yüksek Seçim Kurulu veremez. YSK'nın görevleri Anayasa md. 79'da sayılmış. Bunlar seçimlerin yönetimi ve dürüstlüğünü sağlayacak işlemleri yapmak, seçim şikâyet ve itirazlarını inceleyip karara bağlamak ve TBMM üyelerinin ve Cumhurbaşkanlığı seçim tutanaklarını kabul etmekle sınırlı. Bunlar arasında seçim erteleme gibi bir görevi yok. Böyle bir şeye kalkışırsa bu yetki gaspı olur.
TBMM'nin seçimi erteleme kararı alabilmesi için şu koşulların gerçekleşmesi gerekir:
Bu bağlamda AYM'nin 19.1.2012 tarih ve 28185 sayılı kararına değinmek gerekir. 2012'de yürürlüğe giren Cumhurbaşkanlığı Seçim Kanunu 5. maddesi şöyle: "Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından savaş sebebiyle yeni seçimlerin yapılmasına imkân görülmediğine dair karar verilmesi halinde Cumhurbaşkanı seçimi bir yıl geriye bırakılabilir."
CHP bu maddenin iptali için AYM'ye başvurdu. AYM başvuruyu reddetti. Ret gerekçesinde şu görüşe yer verdi: "… Savaş gibi milletin varlığının tehlike altında olduğu bir dönemde, …, savaş gibi bir mücbir sebep nedeniyle seçimin yapılmasına imkan bulunmayan hallerde seçiminin ertelenmesinin düzenlenmesinde Anayasa'ya aykırı bir yön bulunmamaktadır." Başka bir deyişle AYM, Cumhurbaşkanlığı seçimiyle ilgili olarak Anayasa'nın 78. Maddesinden farklı bir görüş benimsemekte, savaşın Cumhurbaşkanlığı seçiminin ertelenmesi için tek neden olmadığı, başka mücbir nedenlerin de olabileceğini ileri sürmekte.
Bu karar karışıklığa yol açabilecek bir karar. Kararın sadece Cumhurbaşkanlığı seçimine ilişkin olduğunu kabul etsek bile, milletvekilliği seçiminin ertelenmesi için ayrı, Cumhurbaşkanlığı seçiminin ertelenmesi için ayrı kriterler söz konusu olamaz Çünkü son anayasa değişiklikleriyle her iki seçim birbirine bağlandı. İki seçim de aynı gün yapılacak. Seçimin ertelenmesine ilişkin tek anayasa maddesi ise 78 madde. TBMM bu maddeye göre hareket etmek zorunda. TBMM'nin 78 madde çerçevesinde vereceği karar Cumhurbaşkanı seçimi için de geçerli olacak. Öte yandan 78 maddenin metni çok açık. Yoruma izin vermiyor.
Kaldı ki, yukarda da belirtildiği gibi, 1982 Anayasası'nın hazırlık çalışmaları sırasında seçimi erteleme nedenlerinin kapsamının depremi de içerecek şekilde geniş tutulması önerilmiş ve reddedilmişti.
Bütün bu görüşlerin ışığında varılacak tek bir sonuç bulunmakta: Savaş durumu dışında seçimler ertelenemez. Ertelenirse, anayasaya, hukuka aykırı bir işlem olur ve büyük bir siyasal krize yol açar.
Depremde hükümetin politikaları, ihmalleri, liyakatsizliği nedenleriyle çok fazla sayıda insanın yaşamını yitirmesi, mevcut ekonomik krizle birleşince, halkta iktidara karşı büyük bir öfke birikimine yol açtı. Bu öfke henüz bir toplumsal eyleme dönüşmemişse, bunun nedeni yakın bir gelecekte iktidarı seçim yoluyla değiştirmek seçeneğinin mevcut olması. İktidar anayasayı ihlal ederek seçimleri erteleme yoluna giderse, bu seçenek ortadan kalkacak. Bundan sonra seçim yapılıp yapılmayacağı bile belirsizleşecek. Bu durum Türkiye'de siyasetin sertleşmesine, insanların öfkesinin büyük bir toplumsal tepkiye dönüşmesine yol açar. Seçimlerin zamanında yapılması bu nedenle önemli.