New York-Londra-Roma ŞEHİR TELLALI |
İngiliz psikolog Wilfred Bion’un 1970’lerin sonunda yayınlanan üç otobiografik romanı; Rüya, Geçmiş Halahazır ve Kayıtsızlık Şafağı üçlemesinin adı: Geleceğin Hatıratı. Bion, Birinci Dünya savaşında topçu asker, ikinci dünya savaşında psikolog.
New York’ta her şey bu otobiyografik çalışmayı düşündürüyor durmadan. Sebebini her konuştuğum, görüştüğüm kişi, gördüğüm şey açıklıyor. Geleceğin Hatıratı’nı dinliyorum haberlerde. "Geçmiş haâlâhazır" diye bağırıyor manşetler. Kayıtsızlık Şafağı diye haykırıyor sirenleri gecelerin.
Bir gazeteciyle karşılaşıyorum feribotta gün doğarken. Yazacağı haberleri anlatıyor bana. Sonra bir ara “gazeteler iflas etti, hükümetin propagandacılarıyla dolduruldu, muhabirlik tamamen manen ve malen çökertildi, her şey reklama indirgendi, siyasi ya da siyasi olmayan reklama, gerçeğin yerini yalan doldurdu ama bütün bu çaba boşa çıktı. İşini yasa dışı, kolay rahat göreceğini düşünen yönetim sadece kendi kafasını kuma soktu, bütün yaptıkları havada, hava haber dolu ve kulaklar sürekli dinliyor olanları. Kulak kesildiğin an gazeteye, internete ya da deli postakisi ayıklarcasına sansür edilen haber birimi ne varsa hiç birşeye gerek olmaksızın her şey hemen duyuluyor, yönetim sorumlularınca işlenen bütün suçlar, cinayetler, saldırılar, bunları ört bas etmek için uydurulanlar, adaletsizlikler, hiç bir şey gizlenemiyor, ne varsa, anında hem de, her şey ortada, hava gerçek dolu! ”
Adanın tiyatro yazarlarından biri bana diyor ki: “hiç haber dinlemeyen eşim her şeyden öyle haberdar ki,bazen acaba bu kadar korkunç şeyi duymamak için, adaleti, yasayı, kanunu hiçe sayan, sonra suçunu göz göre göre işleyip başkalarına atan yöneticileri görmemek, durmadan saçımı başımı yolmamak için haber mi dinlemeye başlasam diye düşünüyor! Kulağını haberlerden ayırmayan ben onun bu kadar açık seçik her şeyi benden iyi biliyor olmasına şaşırıp kalıyorum.”
Bu sözleri, Geleceğin Hatıratı’nda ilk kitap Rüya’nın bir cümlesini getiriyor aklıma:”yorgunum” diye başlayan paragrafta “düşündüklerim, şimdi yavaş yavaş hatırlamaya başlıyorum, bir rüya parçası, şiddet ve cinayet hakkında bir rüya parçasıydı.”
Günün birinde bugün bizim algılayamadığımız düşünce katmanlarının hayal, halüsünasyon ya da psikoz gerçeği içinde bir dile kavuşabileceği ve anlaşılır bir yapı kazanabileceği umuduyla yazılan bir metin Geleceğin Hatıratı. Duyuların daha bütünlüklü bir şekilde yorumlanabileceği bir gelecek umudu içinde. Gören burunlar, koku alan gözlerden söz edildiğinde insanların kafasının karışmayacağı bir zaman dilimi.
Şimdi belki bu algılayış ortamında kimine “kayıtsızlık” gibi görünen, ancak bütün bunları algılayabilen organizmaların dönüşüp yeniden biçimlendirdiği bir şafak orası. Yaşanan anın kayıtları o geleceğin tarihi.
Açıkça düşünülen, isimlendirilebilen, dille ifade edilen, hatıra olarak kaydedilen, hatırladığımız şeyden çok organizmada, hücrede taşıdığımız, o yaşanır yaşanmaz varolup, havayı dolduran ve oraya hiç bir şeyin silemeyeceği şekilde yerleşen gerçek.
www.sebnemsenyener.com