D_Masthead_970x250

Bir garip deja-vu: Film ve dizilerde “yeniden-yapım” patlaması

Sinema ve televizyonda, hali hazırda bir izleyici kitlesi olan klasikler, tekrar yorumlanarak garantici bir yol izleniyor, yeni bir hikâye üretmek geri planda kalıyor

Klasikleşmiş film ve dizilerin yeniden yapımları artık daha sık karşımıza çıkmaya başlayınca şu soruyu sormamız da farz oldu: Geçmişten güç alan bu projeler, nostaljik hislerin bir parçası mı, yoksa etkisi kanıtlanmış formüllere sığınmanın bir bahanesi mi?

“Content is the king” lafının başköşeye taşındığı, sosyal medya üzerinden artık herkesin kendini kolayca “hikâye anlatıcısı” olarak ilan edebildiği günümüzde, söylenecek yeni bir söz kalmadı da mı devam filmlerine ve yeniden yapımlara öncelik veriliyor, yoksa geçmişle çok sıkı bağlar kurduk da yüzümüzü yeniye dönmekte mi zorlanıyoruz?

Aslında her şey geçtiğimiz haftalarda, 90’ların meşhur gençlik filmi Clueless’ın tam 23 yıl sonra yeniden çekileceği haberi yayılmaya başladığında belirginleşti. Jane Austen’ın “Emma” romanından uyarlanmış olan Clueless, sıradan bir “liseli popüler kız” teması üzerine kurulmuş gibi gözükse de temellerini sağlam bir eser üzerine attığı için, iyi geliştirilmiş karakterleri ve beklenmedik eleştirel tavrıyla türün en sağlam filmlerinden biri olarak görülüyor. Bugün bile kült sayılmasının altında da bu yatıyor aslında.