Sayısı hızla artan tarz yarışmalarının kızları iddialı, hırslı, önemli, özel, farklı ve güzel olduklarını sürekli vurgulasalar da hepsi birbirine benziyor. Ucuz kavgalar, sahte krizler, abartılı iltifatlar/hakaretler, sözde objektif tahliller ve acele aşklar reyting uğruna tarz adı altında kıyasıya izleyiciye satılıyor. Hem kendi içlerinde hem de diğer kanallardaki benzerleriyle yarışan programlar ayrışmak için çırpınırken giderek aynılaşıyorlar. Tüm jüriler, yarışmacılar, sunucular, dekorlar aynı seçilip başka olmaya çalışılıyor. Ne var ki hepsi birbirinin aynısı gibi görünen ve sürekli alay konusu olan Adnan Oktar’ın kedicikleri kadar özgün olamıyorlar. Birkaç gün önce yine bir haber kanalında Cüneyt Özdemir’i yanıtladılar ve gerçekten farklı, ciddi ve tarzdılar.
Aslında kedicikler gayet eğitimli, donanımlı ve güzel kızlar olmalarına karşın abartılı bir itaatle günümüz medyasının absürt komedisini yapıyorlar galiba. Kediciklerin kedi canları hiç değilse kendi kendilerini önemsemiyor, en baştan kendilerine dekor muamelesi yapıyorlar. Oysa tarz yarışmalarının sunucu, jüri ve yarışmacıları farklı, özel, eğitimli, yetenekli, güzel ve donanımlı oldukları konusunda feci ısrarlılar. Her gün ekranda arzı endam ederken ayrıca sosyal medyada da sansasyon için çıldırıyorlar. Ne var ki kedicikler kadar ayrışamıyor, inandıramıyor ve ilgi çekemiyorlar. Çünkü gerçek değiller ve gerçek olduklarına inanıyorlar oysa kedicikler sunulan naylon gerçekliğin parodisini yapıyor. Dahası tıklanma rekoru kıran videolara malzeme olup alay konusu edileceklerini bilmelerine karşın durumu önemsemeyerek daha yürekli bir tutum sergiliyorlar. Ekran yüzü olmanın gerektirdiği abartılı dudakları iyice büyütüyorlar, palyaço gibi saçları sarıya yanakları kırmızıya boyuyorlar, olmadı kazıtıyorlar, bacaklarını açıp edepli edepli oturuyorlar…
Aynen tarz kızlar, modacı ikoncanlar, starcıklar gibi! Sonuçta genel tablonun kalın kontörlü resmini karikatürize ederken kendilerine ayrıca rol kapma peşinde olmadıklarından çok daha temiz ve dürüstler. Açıktan dalga geçer gibi ‘evet hocam’, ‘maşallah hocam’, ‘inşallah hocam’ diyen bu kızların tarzı en azından sinir bozmuyor, güldürüyor. Çünkü 12 ay ramazan programı yapan kanallar çoğaldığından ‘hocam amin’ diyen programlar arttıkça artıyor. Hiç değilse biliniyor ki bu hoca kızların kedi canıyla eğleniyor ve kızlar da bu durumun bilincinde ve rızasıyla dalgasını geçiyor. Yani hoca da, kedicikler de, cemaati de durumdan memnun ve seyirciye de yalandan ciddiyet satılmaya çalışılmıyor. İlizyonu ifşa ediyor, naylon tarzların foyasını ilan ediyorlar.
Vaziyetler böyle olunca hocanın kedicikleriyle dalga geçmek, küçümsemek çok normalken tarz yarışmalarındaki kızları alkışlamak, sözde modacıları oradan oraya transfer etmek ve bu insanları televizyon starları ilan etmek normal mi yani? Tarz kızlar ne yapıyor, söylemleri nedir ve neden her kanalda başka versiyonları günde ortalama 3 tam saat yayında kalıyorlar?
Şimdi modacılara, tarzcıklara bakın sonra da kediciklere! Hangileri daha tarz ve özgün oldukları halde kendileriyle alay edebilecek kadar samimi, barışık ve gerçekten eğitimliler karar verin! Kediciklerin, modacıların ve tarzcıkların söylemlerini izleyin ve klişe uzun cümlelerle kim hava atıyor kim tevazu gösteriyor bir daha düşünün…
Aman siz düşünmeyin, belki sonra alışırsınız Allah korusun! Düşünmek tarz değil zaten, seyretmek farz!
Hay tarzcıkların modalarını kedicikler tırmalasın inşallah hocam!