Muhallebicide oturmuş garson beklerken, duvarında manda sütünden kazandibi nasıl yapılırı anlatan foto ve yazılara dalmış bakıyordum. Cebim çaldı, açtım. Bir yakın arkadaşım soruyor; Irak Hükümeti Musul'daki askerlerimizi çekmemiz için 48 saat mühlet verdiydi. Bir saat sonra mühlet doluyor, savaş çıkar mı? Ben hık mık diye yanıt ararken, bunu bana neden sordun, dedim. Sen bilmem kaçıncı dünya savaşından söz ediyorsun, bunu da bilirsin, demez mi? Dördüncü dünya savaşının çoktan başladığını, hızlanarak yayıldığını yazıp duruyordum, tamam da, arkadaşımın sorusu çalıştığım yerden gelmedi. Bizimkiler, askerimi çekmem diyor. Irak ise savaş demiyor da, askerini çekmezsen BM'ye giderim diyor. Tivi haberleri böyle söylüyor. İyi de neden içimizde güven eksikliği duyguları depreşip duruyor o zaman? Telefona sarılan da, telefonu açan da endişeli demek ki. Neden?.. Oysa devletlerin tarihinde sıkıntılı zamanlar hep vardır. Vatandaş da kuyruğu dik tutmaya çalışır ve eleştirir ama devletine de arka çıkar. Neden, çünkü en zor kararlar meclisten geçer de ondan. Meclis benden beterse, haberi benimki kadarsa, vatandaş n'apsın, ya vurdum duymaz oluyor, ya vurdu kırdı. En kritik kararlar birinin iki dudağının arasından çıkıyorsa meclis n'apsın? N'apsın olur mu?!.. Büyük Millet Meclisi bu! Seçmenini ne vurdu kırdıya, ne vurdum duymazlığa terk edemez! Etmemeli de... Yüksek gerilimde, kondansatör kıvılcım atlamasını önler. Yüksek gerilim harbe yol açar, bazen de küçük bir şerare!.. Gerilen zihnimi genç bir ses gevşetti; Buyrun ne istemiştiniz? Bir kazandibi lütfen...