Diktatoryal tehdit kimilerini ne kadar korkutmuş olmalı ki, seçim sonuçlarını hakkıyla değerlendirmek yerine, bu kadar sabit fikirli ve ayrımcı davranıyorlar. Evet, iyi bir giriş oldu.
Şehirde avare dolaşırken, biri bana yol sordu mu pek hoşuma giderdi. Beni hem güvenilir bulmuş hem de yanına yaklaşılmayacak gibi kibirli biri olmadığımı çakmış diye memnun olur, yol sorana da elimden geldiğince memnuniyetle yardımcı olurdum.
Seçimleri geçtik, sonuçlar önümüze düştü; koalisyon!.. Yani hiçbir parti bir koltuğa tek başına oturamıyor. Her mikrofonu ya da kalemi eline alan da, bir koltuğa birden fazla kişinin nasıl sığdırılacağı konusunda yol gösteriyor.
Bendeniz de basın mahallesinde avare dolaşan biri olarak bana da yol soran olur mu, diye aklımdan geçiriyordum. Soran olmadı ama duramadım, HDP ile AKP'yi bir arada andım, duyan olur belki, diye.
Girişte sözünü ettiğim de buydu, bu iki parti, evren dışı yaratıklarmışcasına asla bir arada düşünülmedi. Daha en baştan, olamaz, imkânsız, tabu, saçma vs. bile demeden, anında düşünceden düşürüldüler. Abesle iştigal, anlamında.
Sükûnetle bakabilir miyiz, acaba? Tüyleri diken etmeden!..
“Seçim öncesi söylemler, kimsenin ayağına pranga olmamalı. Siyasette kırmızı çizgi yoktur veya propaganda anlamında her şey söylenebilir, denildi. HDP eşbaşkanı, seni başkan yaptırmayacağız dedi, o da başkan olamadı işte. Kürt partisine oy vermeyin, denildi, verdiler, sorun kalmadı. Bir de, bıraktığımız yerden devam etmeliyiz, devlette süreklilik esastır, diyorlardı, bu da tamam.” Demiş idim, devam edeyim bari...
AKP oy ve vekil kaybetti, birinci parti olarak kaldı. HDP oy ve vekil kazandı, zaten parlamentoya ilk kez giren parti oldu. Her ikisi de ülkenin kadîm meselesi olan iç barış konusunda epey mesafe almışlardı, bunu sonuca götürmeliydiler. HDP'nin meclis başkan adayı, AKP kurucularından HDP'ye gelen Dengir Mir Mehmet Fırat.
Siyaset dedikoduları bir tarafa, her iki partinin seçmen tabanında eski mağduriyetler var. Askeri vesayetten, ulusalcılık ve darbelerden gelen sıkıntılar var. Çözüm süreci konusunda verilmiş sözler var. Anayasanın demokratik değişikliği konusunda iddialar var.
Öte yandan CHP ve MHP'den oluşan bir muhalefet cephesi ise müthiş itici bir denetim gücünü ortaya çıkarır ki iktidardan kuş uçurmaz. HDP'nin güven oyu temelli iç denetimi de hiç azımsanmıyacak önemde olur.
Cumhurbaşkanı da, hükümet bir an önce kurulmalı, parti başkanlarına bu konuda görevler düşüyor, diyor.
Gerisi, demokratik umutlar ve demokratik mücadeleden ibarettir elbet. Bu da erken tekrar’dan ve mıymıntı koltuk kavgalarından evlâ olabilir.
Sordunuz da söylüyorum, diyecektim ama bu kez kimse sormadan söyledim, af ola.