Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, son dönemin en çok eleştirilen iktidar üyeleri arasında hiç kuşkusuz.
Ülkeyi yasa boğan orman yangınları sürecinde eleştirilerin odak noktasındaki Pakdemirli hakkında “Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın görevden alacağı” yorumları AKP kulislerinde fısıltı halinde konuşuluyor.
Bakan Pakdemirli, kabine üyeliğine devam ettiğine göre “şimdilik” koltuğunu koruyor. Bundan sonrası Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın aklında.
Pakdemirli, halen kayyım yönetimindeki THK’nın yangın müdahale uçaklarının orman yangınlarında kullanılamaması ve bazı danışmanlarının adli sicili sebebiyle kısa süre önce muhalif basının manşetlerindeydi.
Bakan Bey önümüzdeki günlerde bir kez daha kamuoyunun tartışılan siyasetçilerinden olacak sanırım.
Gündem başlığı bu defa farklı olacak gibi. Başlık konusu, Bakan Pakdemirli’nin makam odalarının sayısı.
Pakdemirli, Tarım ve Orman Bakanı olarak üç yıldır görev yapıyor.
Pakdemirli, bu süreçte çalışmalarını birbirinden farklı “makam katı” diyebileceğimiz odalarda yürütüyor.
Aldığım bilgilere göre, Pakdemirli’ye ait makam katlarından ilki iki bakanlığın birleşmesinden önce Tarım Bakanı makam odası olarak kullanılan makam. Eskişehir Yolu’ndaki binada bulunuyor bu makam.
İkinci makam odası veya katı olarak tanımlayabileceğimiz adres Eski Orman Bakanı makam odası. İki bakanlığın birleşmesinden önce Eski Bakan Veysel Eroğlu, uzun yıllar kullandı bu mekânı.
Pakdemirli’nin sahip olduğu üçüncü makam katı Orman Genel Müdürlüğü binasında. Söğütözü’nde AKP Genel Merkezi’nin hemen arkasındaki yerleşkede bir makam katı var Pakdemirli’nin.
Pakdemirli’nin makam katı olarak kullandığı bir başka mekân ise, Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğü (TİGEM) binasında. Bakan Bey, yakın çalışma ekibiyle zaman zaman burada çalışıyor.
Geldik beşinci makam odasına. Pakdemirli’nin beşinci makam odasının Tarım ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumu’nda (TKDK) mevcut olduğu ifade ediliyor.
Altınca makam Atatürk Orman Çiftliği yerleşkesi içinde. Kaynaklar, Atatürk Orman Çiftliği içinde Bakan Konutu olarak kullanılan binanın “makam katına” dönüştürüldüğünü belirtiyor.
Ve en son yedinci makam, Anadolu Bulvarı üzerinde yeni inşa edilen Devlet Su İşleri (DSİ) Genel Müdürlüğü binasında.
Bina henüz tamamlandı. Bakanlık kaynaklarından gelen bilgilere göre, binada bir kat Bakan Bey’in makamı için tefriş ediliyor, dayanıp döşeniyor.
Sonuç olarak Bakan Pakdemirli için yedi ayrı yerde makam odası hizmeti veriliyor bakanlık personelince.
“Alıp da eve götürecek hâli yok ya, sonrakiler de kullanır” diyebilirsiniz. Bu da başka bir bakış açısı elbette, saygı duymak lazım!
Fakat Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yayımladığı devlette tasarruf yapılması talimatı veren genelgenin dumanı henüz üzerinde. Geçen haziranda yayımlanan Cumhurbaşkanlığı genelgesinde Cumhurbaşkanlığı ve TBMM dışında kamu kurumlarına tasarruf talimatı veriyor.
Türk siyaseti ve bürokrasisinin tuhaf bir geleneği vardır.
İşler iyi giderken, birimlerin en tepesindeki siyasetçi veya bürokratlara bağlılık, mahremiyet ve gizlilik esastır. Ancak, siyasetçi ya da üst düzey bürokratın hafiften tökezlediğini gören alt kademe, yavaş ve sessiz biçimde bağlılığa ara verip, mahremiyet ve gizliliği kaldırmaya başlar.
Sanırım Pakdemirli konusunda da benzer süreç yürüyor. Son dönemde yüksek sesle eleştirilmeye başlanan Pakdemirli hakkında yavaş yavaş yeni bilgiler gün ışığına çıkarılıyor.
Evinin yakınına helikopter pisti, yangın uçağı kiralanması, danışmanlarının adli sicili derken şimdi de yediye ulaşan makam katları veya odaları gündeme taşınıyor.
Unutmadan bir de araç filosu konusu var. O da başka bir Büyüteç’in konusu olsun.
***
Orman yangınlarına müdahale tartışmasında sürecin muhataplarından THK’yı yöneten kayyım heyetinin başkanı Cenap Aşçı, mahkemeye başvurup görevden ayrılmak istediğini bildirdi.
Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi’nin yarattığı “görevden affını isteme” modeliyle istifa eden Aşçı, 1990’ların sonunda henüz müfettişken Kızılay’ı denetlemekle görevliydi.
Denetlemenin konusu ise, “Hac mevsiminde Kızılay’ın hac faaliyetlerinin incelenmesi”.
Aşçı’nın içinde yer aldığı grup, hac mevsiminin başladığı günlerde sadece Türkiye’de değil, Suudi Arabistan’a da giderek Kızılay’ın faaliyetlerini mercek altına aldı.
Böylece denetim ekibi, Kızılay imkânlarıyla hem hacı oldu, hem de yurt dışı görev harcırahını elde etti!
THK kayyımı demişken bir not daha ilave edeyim.
Kurumda görev yapan üç kişilik kayyum heyetinin bir diğer ismi olan Adnan Zengin’in durumunu aktarayım.
İlahiyat eğitimi alan ve din dersi öğretmeni olan Zengin, AB’ye uyum çerçevesinde yapılan yasal düzenlemelerle sivil toplum örgütü olarak tanımlanan derneklerin emniyetten alınıp İçişleri Bakanlığı’na devredilmesinden hemen sonra Düzce İl Dernekler Müdürü olarak görevlendirildi.
Aslen Trabzonlu olan Zengin, uzun süre bu görevine devam etti.
Beraber büyüdüğü mahalle arkadaşı Süleyman Soylu’nun Çalışma Bakanı olmasıyla birlikte yıldızı parlayan Zengin, akabinde Trabzon İŞKUR Müdürlüğü’ne getirildi.
Bu görevi kısa sürdü Zengin’in.
Zira mahalle arkadaşı Soylu, 15 Temmuz’dan hemen sonra İçişleri Bakanlığı’na getirildi. Durum böyle olunca Zengin’in yolu bu kez Ankara’ya düştü.
Zengin, yeni İçişleri Bakanı Soylu tarafından ülke genelindeki derneklerin faaliyetlerini takip eden Sivil Toplumla İlişkiler Genel Müdürlüğü bünyesinde daire başkanlığına atandı.
Bu birimdeki görevi İşlemler ve Mevzuat Dairesi Başkanı idi. Yani, tüm derneklerin her türlü işlemlerini yakından takip eden, inceleyen, faaliyetlerini düzenleyen mevzuatı oluşturup izleyen birim. Bu birim aynı zamanda sendika ve siyasi partilerin konumlarını da yakından takip etmekle görevli.
Genel müdürlüğün en önemli başkanlıklarından birisinde görev yapan Zengin, daha sonra mahkeme tarafından THK’da görevlendirilen kayyım heyetinde yer aldı.
Geçtiğimiz günlerde Zengin’in Düzce’de açılan bir davada “zimmetine para geçirdiği” iddiasıyla yargılandığı (https://t24.com.tr/haber/thk-kayyumu-adnan-zengin-in-zimmetine-para-gecirdigi-iddiasiyla-yargilandigi-ortaya-cikti,974307) ortaya çıktı.
İşte bu bağlantıyla, İçişleri Bakanı Soylu dolaylı da olsa THK’da olan bitenlerden zamanında haberdar oluyor. Kurumda yaşananları yakından takip ediyor.
Aşçı’nın talebinin mahkemece kabul edilmesinin ardından Soylu’nun ekibinden olan Zengin, “THK Kayyım heyeti başkanı” olursa şaşırmamak lâzım.