Çin Sağlık Otoritesi'nin, Wuhan'da ortaya çıkan yeni tip Koronavirüs'ü Dünya Sağlık Örgütü'ne (DSÖ) resmi olarak bildirmesinin üzerinden tam 4.5 ay geçti.
İnsanlık, 31 Aralık 2019'dan bu yana katil virüsle adeta savaşıyor, ağır kayıplar veriyor.
Hızlı biçimde yayılan Covid – 19; dünya genelinde 4.5 milyon vakaya doğru ilerlerken, geride 300 bine yakın ölüm bıraktı şimdilik.
Yapısı ve aşısı henüz ortaya konamayan virüs, aradan geçen zaman içinde dünyanın yaşamsal dengesini bozmayı başardı.
Gelişmekte olan ülkeler bir yana, güçlü ekonomilere sahip gelişmiş ülkeler bile virüsün tahrip ettiği dünya düzeninden payını aldı, alıyor. ABD, Rusya, İngiltere, Japonya, virüsün ana kaynağı Çin, Güney Kore, Fransa, Almanya bunlardan bazıları.
Yayıldığı ülkelerde gerek toplumsal, gerekse ekonomik bakımdan büyük hasar bırakan virüsle mücadelede ülkeler farklı yöntemler izlemeyi tercih ettiler.
Güney Kore, Almanya, Japonya, Avustralya ve Singapur gibi ülkeler proaktif tutum gösterip "tarama testleri" uygulayıp tespit ettikleri vakaları izole etmeyi benimsedi.
Bugünlerde virüsten ağır biçimde etkilenen ABD, Rusya ve İngiltere ile kısa süre öncesine kadar Covid - 19'un merkez üssü konumundaki İtalya ve İspanya'nın yanı sıra Fransa, Hollanda ve Belçika gibi ülkeler tarama testi uygulamak yerine "bekle – yakala – izole et" yöntemi olarak tanımlanabilecek metodu kullanarak virüsle mücadele etmeye çalıştı.
Bu çerçevede, Türkiye'yi ikinci gruba koymak yanlış olmayacaktır.
Virüsün çevremizde görülmeye başlandığı şubat sonu itibarıyla "hassas günler" yaşanmaya başlandığını ve ilk vakanın ortaya çıktığı 11 Mart'a kadar devletin proaktif yaklaşım içinde olmadığını hatırlayalım.
Sağlık kurumlarının elinde yeterli test ve tanı koyma merkezi olmaması, buna bağlı olarak şüpheli hastalara tarama yapılamaması sonucunda Türkiye, virüsle mücadeleye 3-4 hafta geriden başlamak zorunda kalmıştı.
Neyse ki, gerek sağlık emekçilerinin yaşamları pahasına gösterdikleri özveri ve çabalar, gerekse Sağlık Bakanlığı'nın aradaki farkı kapatmak amacıyla devreye koyduğu bazı uygulama ve tedavi yöntemleri sayesinde, İtalya, İspanya ve ABD'deki vahim görüntülerin ortaya çıkmasının önüne geçildi.
Sağlık Bakanlığı'nın başlattığı "temas zincirini tespit etme" yani filyasyon yöntemi, tarama testinin uygulanamamasından doğan açığın kapatılmasında etkili oldu.
Bu süreçte bazı somut eleştirilere karşın, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca'nın siyasetçi kimliği yerine hekim olarak virüsle mücadelede sağlık emekçilerinin yanında yer almasının, Covid - 19'un kontrol altına alınmasında olumlu etkisi olduğunu söyleyebiliriz.
Türkiye bu uygulamayı yürütürken, tarama testleri kullanan diğer gruptaki ülkeler yoğun vaka sayılarına rağmen virüsü daha kısa zamanda ve göreceli olarak daha az hasarla izole etmeyi başardı.
Her şeye rağmen Türkiye, virüsü izole etmeyi başarıp hafta başı itibarıyla kontrollü normalleşme sürecine geçiş yaptı.
Kontrollü normalleşmenin yaşama geçirilmesiyle birlikte aynı zamanda yeni bir durum ortaya çıktı.
Şu ana kadar Covid – 19 tanısı alan vakaların büyük bölümü, hastalığa ait semptomların tespit edilmesi ve Covid – 19 pozitif olan hastaların temas ettiği kişilere yapılan teyit testleri sonrasında bulunanlardı.
Ancak, Koronavirüs'le mücadele bugünlerde hem dünya genelinde, hem de ülkemizde farklı boyut kazandı. Şöyle ki:
Futbolda lig maçlarının oynanmaya başlanacağının açıklanmasıyla birlikte bazı spor kulüpleri sporcu ve personelini Covid – 19 taramasından geçirdi. Yapılan tarama testleri sonucunda, herhangi bir semptom görülmemesine karşın kimi sporcu ve personelin Covid – 19 hastası olduğu anlaşıldı.
Belki bu durum genelleştirme yapılamayacak örnek. Ama virüsün görünmeyen yüzü bu.
Yanı sıra, çocuk enfeksiyonu uzmanı Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, önemli bir açıklama yaptı. Prof Dr. Ceyhan, "Türkiye'de 'korona' hastası olup bunun farkında olmayan yaklaşık 400 bin kişi bulunduğunu, bu kişilerin bulaştırma riski düşünülerek bazı meslek gruplarındaki kişilere belirti göstermeseler dahi test yapılması gerektiğini" açıkladı. Prof. Dr Ceyhan'ın sözünü ettiği konu "tarama testleri" idi.
Bu arada Çin'den taze bir haber geldi.
Koronavirüs salgınının merkezi Wuhan'da uzun süredir yeni vaka görülmüyordu. Ancak, kentte 5 yeni vaka görülmesi üzerine ikinci dalga endişesi duyan Çin yönetimi, gözünü karartıp Wuhan'da yaşayan tam 11 milyon kişiye tarama testi uygulama kararı aldı.
Adını vermeyim, Ankara'daki bir üniversite hastanesinde görevli bir grup radyolog, 11 Mart'taki ilk vakanın açıklanmasından önceki tarihlerde zatürre ve grip gibi şikâyetlerle tedaviye gelen bazı hastaların tomografilerinde geriye dönük yaptıkları incelemelerde, akciğerlerde o dönem için tanımlayamadıkları lekeler bulunduğunu gördüler.
Şimdilerde bu hastaların Covid -19 şüphelisi olabilecekleri değerlendiriliyor.
Bu nedenle, tarama testi uygulaması farkında olmayanların belirlenmesi açısından ciddi sonuçlar elde edilebilecek bir yöntem.
Özellikle kontrol altına alındığı, izole edildiği ifade edilen virüsün yeni dalgalar yaratmadan önünü kesebilecek bir mücadele tarzı.
DSÖ ve Avrupa İlaç Kurumu'nun Covid - 19 aşısının bulunmasıyla ilgili takvim açıklamalarını dikkate aldığımızda tarama testlerinin önemi bir kat daha artıyor.
Covid -19'un yayılma hızının kontrol altına alınıp iyiden iyiye yavaşladığı Türkiye'de, zamandan kazanmak amacıyla bir yandan da tarama testlerine başlanması gerektiği uzmanlarca ifade ediliyor.
Erkene alındığı belirtilen kontrollü normal süreciyle beraber ortaya çıkacak tablo, taramayı kaçınılmaz hale getirebilir.