Halk arasında, "çare kalmadığını" veya "denetimin yozlaştığını" ortaya koyan bir deyim vardır: Tuz koktu!
Bu coğrafyada uzun zamandır bu deyim de yaşananları anlatmak için yetersiz kalıyor.
Son örnek, önceki gün Edirne'den kamuoyuna yansıdı.
Edirne'de emniyeti sarsan olay, 10 Mart günü açığa çıktı. Olayı ilk olarak T24 duyurdu.
Bunun üzerine olayın peşine düştüm.
Edindiğim yeni bilgileri aktarayım.
Yaşananlar, Edirne Cumhuriyet Başsavcılığı'nın uyuşturucu ticareti yapan bir şebekeye yönelik yürüttüğü adli soruşturmayla anlaşıldı.
Türkiye'nin Yunanistan'a açılan sınır kapısı Pazarkule'de gümrük görevlileri, "durumundan şüphelendikleri" 34 FYE 532 plakalı kamyoneti 18 Kasım 2022 günü durdurdu. Pazarkule Sınır Kapısı bölgesinde narkotik köpeği ve araçları bütün olarak kontrol eden x-ray cihazı olmaması nedeniyle araç Kapıkule Sınır Kapısı'na götürüldü.
Önce uyuşturucu yakalamada uzman narkotik köpeği ile arama yapıldı. Köpeğin uyuşturucu bulunduğu yönünde işaret vermesi sonrasında x-ray hattına alınan aracın alt kısmında yapılan "ince aramada" 13 kilo esrar bulundu.
Bunun üzerine şüpheliler hakkında adli soruşturma başlatıldı. Üç şüpheli tutuklandı. Soruşturma aynı zamanda İstanbul'a uzandı. Sonrasında, yakalanan şüphelilerden bazıları uyuşturucu sevkiyatı sırasında Edirne Emniyeti'nde görevli bir polis müdürünün kendilerine destek ve yardımcı olduğunu itiraf etti. İtirafla birlikte Savcı Gencay Akçay, Edirne Emniyet Müdür Yardımcısı Z.A. hakkında dosya açıp teknik takip yapılması kararını aldı.
Dikkat çekici bir nokta ise; şüpheli polis müdürü Z.A.'nın Edirne Emniyeti bünyesinde Uyuşturucu Suçlarıyla Mücadele Şubesi başta olmak üzere KOM ve Terörle Mücadele Şubesi'nin yanı sıra Emniyet Kantini'nden de sorumlu olması. Yani, kantin gelirleri üzerinden emniyet müdürlüğünün ihtiyaçlarının karşılanmasının organize edilmesinde görevli. Kantin demişken; Edirne Emniyeti, 3 bin liraya satın alınan ve bedeli polis kantininden ödenen terliğin sahibini konuşuyor bugünlerde!
Adli soruşturmanın içinde üst düzey polis müdürü olması nedeniyle savcılık, soruşturmayı Edirne İl Jandarma Komutanlığı üzerinden başlattı. Yapılan telefon dinlemelerinde polis müdürünün şebekeyle bağlantıları tespit edildi.
Telefon dinlemeleri devam ederken ilginç bir gelişme yaşandı. Bir süre sonra polis müdürü Z.A.'nın, uyuşturucu şebekesiyle telefon görüşmelerini kestiği görüldü. Savcılık, dosyayla ilgili "sızıntı" olabileceği ihtimalinin ortaya çıkmasıyla, mevcut deliller üzerinden soruşturmanın ön çalışmalarını sonuçlandırma kararını aldı.
Soruşturma kapsamında şüpheli polis müdürü Z.A.'nın banka hesap hareketleri de mercek altına alındı. Uyuşturucu ticareti şüphelisi olan kişilerle, şüpheli Z.A. arasında para hareketleri tespit edildi. Ayrıca, Z.A.'nın çocuğunun okul masraflarının da diğer şüpheliler tarafından ödendiğine yönelik tespitlerin dosya içinde yer aldığı savcılık yetkililerince ifade ediliyor.
Savcılığa çağrılan polis müdürü Z.A., ilk ifadesinin ardından çıkarıldığı mahkemece ev hapsi ile gözetim altına alındı. Mahkemece ev hapsi kararı verilmesi için İçişleri Bakanlığı'ndan Edirne'ye ulaşılarak tutuklamanın önüne geçildiği bilgisini edindim.
Mızrağın çuvala sığmaması durumunun ortaya çıkmasıyla Edirne Emniyet Müdürlüğü, Ankara'dan müfettiş talep etmek zorunda kaldı. Teftiş Kurulu'ndan müfettiş görevlendirmesi yapıldı. Ayrıca, yaşanan gelişmelerden sonra görevden el çektirilmesi gereken Z.A.'ya bu işlemin uygulanmayıp, resmi kayıtlarda idari izinli gösterildiği, sadece sorumlu olduğu şubelerin değiştirildiği bilgisi Ankara'ya ulaşmış durumda!
Peki, şimdi bu durum bu kadarla kalmalı mı?
Madalyonun diğer yönü aslına bakarsanız daha vahim. Sırayla gidelim:
Diyelim ki; polis müdürü bir gaflete kurban gitti. Peki; söz konusu polis müdürünü denetlemekten ilk derecede sorumlu Edirne Emniyet Müdürü Mustafa Alçalar'ın denetleme ve yönetme kusuru yok mu? Alçalar'ı kim denetleyecek? Kentin Valisi Hüseyin Kürşat Kırbıyık! Kendi sorumlu olduğu kentte yaşanan bu olaydan herhangi bir rahatsızlık duydu mu acaba Vali Bey? Yoksa haberdar değil miydi? Kırbıyık'ın aynı zamanda 2020 – 2022 arasında Süleyman Soylu'nun bakanlık merkezinde İller İdaresi Genel Müdürü olduğunu hatırlatayım.
Yetmedi; böylesi bir tablonun yaratılmasında dolaylı payı bulunanlar ne olacak? Alçalar'a kefil olan Teftiş Kurulu Başkanı Fenni Gürsel, atamalara imza koyan, teşkilat içinde "düşük profilli" ve "sessiz" olmakla eleştirilen, amirallerin Montrö bildirisine karşılık kurumsal sosyal medya hesabından "edepsizlik" nitelemesiyle yapılan sosyal paylaşıma onay veren Emniyet Genel Müdürü Mehmet Aktaş, personelciler ve İçişleri Bakanı Soylu.
Ayrıca emniyet teşkilatının yaşadığı erozyona karşı sessiz kalanlar?
Edirne'de yaşananlar bu olayla sınırlı değil.
Adana İl Jandarma Komutanı iken geçen ağustosta Edirne İl Jandarma Komutanı olarak atanan Albay Taşkın Keleş, yılbaşından hemen sonra sessiz sedasız emekli olup kentten ayrıldı. Aydın'da görev yapan Albay Suat Dönmez, Keleş'in yerine vekâleten atandı.
Eski komutan Keleş'in beş aya yakın görevde kaldığı Edirne'de jandarma, aralık ayının son günlerinde bir tırda 35 kilogram kokain yakaladı. Her yıl yüzlerce kilo eroinin yakalandığı Edirne'de ilk kez bu miktarda kokainin ele geçirilmesini İçişleri Bakanı Süleyman Soylu bile sosyal medyadan paylaşarak jandarmayı kutladı. Operasyonda ayrıca 460 kilogram ecstacy ve 2 kilogram metamfetamin yakalandı.
Fakat bu operasyonun hemen ardından İl Jandarma Komutanı Keleş'in emekliliğini istemesi dikkati çekti. Ulaştığım kaynaklar, söz konusu uyuşturucu operasyonu hakkında "birilerinin tekerine çomak sokulduğu" benzetmesini yaptılar.
Suç örgütlerine bulaşmış kişilerle fotoğraf çektirmekte ve yayınlatmakta hiçbir sakınca görmeyen Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Arif Çetin'in komutasındaki bir teşkilatta yaşanan dikkat çekeci emeklilik halinin makul açıklaması mutlaka vardır.
Albay Keleş acaba kimlerin düzenini bozdu?
Tolga Şardan kimdir?Tolga Şardan, 1988'de yerel yayımlanan Ankara Ulus Gazetesi'nde mesleğe başladı. 1989'dan 2018'e kadar Milliyet Gazetesi'nde polis muhabirliği, Ankara Temsilci Yardımcılığı ve köşe yazarlığı yaptı. Haber ve yazılarıyla, 1992'den itibaren Çetin Emeç, Muammer Yaşar Bostancı, Abdi İpekçi'nin adını taşıyan gazetecilik ödüllerini aldı. Yanı sıra, haberleri Çağdaş Gazeteciler Derneği ve Türkiye Spor Yazarları Derneği'nce ödüle layık bulundu. Ayrıca, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nce verilen 2021 Yılı Basın Özgürlüğü Ödülü'nün sahibi oldu. Şardan, 2019'da Doğan Kitap'tan yayımlanan "Komonist Masası'nda Nazım Hikmet" adlı araştırma dalındaki kitabını kaleme aldı. 2019'dan bu yana T24'te çoğunlukla güvenlik konularını ele aldığı Büyüteç adlı köşeyi yazıyor. |