Düzce Emniyet Müdürlüğü bünyesindeki Terörle Mücadele Şubesi'nde sorgu odasında 5 Mart 2018 günü akşam saatlerinde hareketli dakikalar yaşanıyordu.
Kentteki bir okulda din kültürü ve ahlak bilgisi öğretmeni olarak görev yapan Ali Y., Düzce T Tipi Kapalı Cezaevi'nden alınarak TEM Şubesi'ne getiriliyordu. Şubedeki hazırlığın nedeni buydu.
FETÖ üyesi olduğu iddiasıyla 15 Temmuz 2016'daki başarısız darbe girişimi sonrasında Düzce'de gözaltına alınıp tutuklanan öğretmen Ali Y., 20 Eylül 2016'da gözaltına alındığı dönemde verdiği ifadesinde kendisinin FETÖ'yle bir bağının olmadığını belirten açıklamalar yapmıştı yargı makamlarına.
Ancak, cezaevinde kaldığı dönemde "birden geçmişi" hatırlayan Ali Y., adliyeye yaptığı başvuru sonrasında daha henüz cemaat halindeyken içinde bulunduğu FETÖ hakkında bilgiler vermek istediğini belirten başvuru sonrasında TEM Şubesi'nde "itirafçı" olarak sorucu polislerin karşısındaydı artık.
FETÖ itirafçısı Ali Y., saat 18.00 sıralarında geçmişten bu güne kadar cemaat içinde yaşadıklarının tek tek anlatmaya başladı:
"Ben halen FETÖ / PDY silahlı terör örgütü üyeliği iddiasıyla Düzce T Tipi Kapalı Cezaevi'nde yatmaktayım. TEM Şube Müdürlüğü'nde 20 Eylül 2016 tarihli ifademde belirttiğim hususlarla ilgili olarak beyanlarımı yenilemek ve bana soracağınız sorulara kendi rızam dâhilinde bilgi vermek istiyorum.
Ben FETÖ / PDY içinde bulunduğum için çok pişmanım. Tüm bildiklerimi FETÖ / PDY örgütünün tasfiye edilmesi, bu örgüt içinde yer almış ancak halen görev yapmakta olan isimlerin açığa çıkması için tüm bildiklerimi samimiyetle en başından itibaren yani bu örgütün cemaat olarak bilindiği zamandan başlayarak size anlatacağım."
İfade sahibi Kahramanmaraşlı öğretmen Ali Y., cemaatle ilk tanışıklığının 1997'de Uludağ Üniversitesi İlahiyat Fakültesi'ni kazanmasıyla başladığını belirtiyordu:
"Amca oğlum E.Y., o dönem Trabzon'da bulunan ve Fethullah Gülen cemaati olarak bilinen yapıya ait kolejde edebiyat öğretmeni olarak görev yapıyordu. Onun tavsiyesiyle Kahramanmaraş'ta bulunan Aksu Dersanesi'ne gittim ve kazandığım üniversiteyi belirttim.
Onlarda bana 'Bursa – Eskişehir – Kütahya bölgesindeki üniversiteleri kazanan öğrenciler için minibüs tuttuklarını ve benim de buna dâhil olabileceğimi' belirttiler. Bu şekilde Bursa'ya gittim. Üniversiteye kayıt yapıp cemaate ait Hilal Öğrenci Yurdu'nda kalmaya başladım. Yurtta bir sene kaldıktan sonra beni yine cemaate ait öğrenci, evine yerleştirdiler."
Üniversite eğitimiyle birlikte Gülen cemaatiyle tanışan Ali Y., ilahiyat fakültesinden mezuniyetiyle beraber cemaatin önemli isimleri arasında yer aldı.
Din öğretmeni olarak mezun olmasına karşın devlette işe giremeyen Ali Y., cemaatten iş talebinde bulundu. Üniversite eğitimi sırasında Bursa'daki cemaatin evlerinde kalan cemaat üyeleri arasında yer alan Ali Y., 2002'ye kadar cemaat içinde faaliyette bulundu.
Cemaat içinde ev abiliği yapmaya başlayan Ali Y., 2002 – 2006 yılları arasında Bursa'daki cemaat yönetimi tarafından İnegöl'de görevlendirildi. İlçedeki cemaate ait Yeşilırmak Dersanesi'nde halkla ilişkiler konusunda maaşlı biçimde çalışmaya başlayan Ali Y., buradaki etkin çalışmalarının ardından 2009'dan sonra bu kez Yenişehir'de görev aldı.
Artık kıdemli bir cemaat mensubu olarak tanımlanan Ali Y.'ye, 2009 – 2011 yılları arasında Gürsu'da görev verildi.
Bursa'da yaşamı sonrasında Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmeni olarak 2011'de devlete adım atan Ali Y., o günleri ifadesinde şöyle anlatıyordu:
"(…) 2011 yılında Milli Eğitim'e özellikle Din Kültürü bölümünden ciddi öğretmen alımı olması nedeniyle KPSS'ye girdim ve 52 puan aldım. Tercihleri yaptım ve o yıl Mardin'in Nusaybin ilçesine Din Kültürü öğretmeni olarak atandım."
Buraya kadar anlattıkları, Ali Y.'nin hemen her cemaat üyesinin yaşadığı bir süreçti.
Cemaatle tanışma, cemaatle ilgili eğitim faaliyetlerine katılma, cemaat yönetiminin zaman içinde verdiği görevlerin yerine getirilmesi ve cemaat içinde faydalı görevlerin yerine getirilmesi sonrasında artık yönetici olabilecek adaylar arasında yer alma sürecini bizzat yaşadı öğretmen Ali Y.
Uzun bekleyişle beraber "devlet memuru" olarak Mardin'de din öğretmeni kimliği ile göreve başlaması, Ali Y.'nin önünde daha önemli ve ciddi bir süreci başlatmıştı.
Mardin'de gidişinin ardından kendi ifadesine göre, önce cemaatten görev talep etmemişti Ali Y. Ancak, Mardin bölgesini kontrol altında tutmak isteyen cemaat yönetimi, Ali Y.'ye çok önemli bir görevi verdi:
Mardin'deki mülki idare amirlerinin mahrem imamı olmuştu.
Ali Y., kentteki vali, vali yardımcıları ve kaymakamlardan sorumlu mahrem imam olarak göreve başlar başlamaz ilk olarak kod ismi aldı kendisine. Artık "Halil" kod adını kullanacaktı.
Yeni görevinde, kendisine görevi veren cemaat üyesi Tuncay kod adlı Cemil Yıldırım ile Nusaybin Kaymakamı M.G.'yi kaymakam konağında ziyaret ederek kendisine bağlı olacak mülki idare amirleriyle ilk temasını kuran Ali Y., Düzce'deki sorgusunda o günü şöyle anlattı:
"Cemil Yıldırım bir gün bana telefon açarak Nusaybin'e gelmemi istedi. Nusaybin Belediyesi önünde kendisiyle buluştum. Burada bana hitaben artık kendi adımı kullanmayacağımı bir isim seçmemi istedi. Ben de biraz düşündüm, Ali adını çağrıştırdığı için 'Halil' müstear adını kullanacağımı belirttim.
Oradan hemen kaymakam konağına geçtik. Ben bana verilen vazifeyi anladım. Kaymakam M.G.'nin evine girdik. Kendisi evde yalnızdı. Kaymakam beye beni 'Halil Bey' diye tanıtarak Kızıltepe'de öğretmen olduğumu belirtti. Bundan sonra kendilerinden sorumlu olarak benim vazifelendirildiğimi belirtti. Çay içtikten sonra ayrıldık.
2012 yılından itibaren Cemil Yıldırım, Mardin ve ilçelerinde bulunan cemaate mensup kaymakam ve vali yardımcılarının sorumlusu / abisi olduğumu söyledi. Yıldırım, bu görevi verdikten sonra peyderpey tüm kaymakam ve vali yardımcılarıyla buluşmamı sağladı. 15 gün veya bir ay sonra bu toplantılar organize ediliyordu. Toplantılar bizim evde ya da sohbete katılan vali yardımcısı ya da kaymakamların evinde düzenleniyordu."
AKP'li Mehmet Metiner'in sert eleştirileri sonrasında İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, uzun süredir sümen altındaki FETÖ'nün mülki idare yapılanması dosyasını açığa çıkarmak zorunda kalmıştı hatırlarsınız.
Soylu, geçen Eylül'de tozlu raftan indirilen dosyanın kapağının açılması sonrasında bir hafta sonunda 40'dan fazla kaymakam ve vali yardımcısını açığa almıştı.
Henüz bu kaymakamlarla ilgili herhangi bir adli ya da idari işlem yapıldı mı ya da yapılıyor mu bilmiyoruz. Bakanlık bu konuda sessiz. Kamuoyuna bu konuda hiçbir bilgilendirme yapılmıyor.
Bu yazıdan da anlaşılacağı üzere, FETÖ'nün Mardin'deki mülki idare mahrem imamı olarak itirafçı olan Ali Y.'nin anlatımlarından yola çıkarak bu dosyanın kapağını aralayacağım.
Dosya içeriğinin kalabalık olması nedeniyle Büyüteç yarın da yayında olacak.
Bakalım, dosyadan hangi sürprizler günışığına çıkacak?