Deprem felaketindeki en dikkat çekici süreçlerden birisiydi, İskenderun Limanı'ndaki yangın.
Kahramanmaraş merkezli depremin hemen ardından başlayan liman yangını günlerce sürdü. Yükselen dumanlar ilçenin üzerine kâbus gibi çöktü.
İlk üç gün müdahale dahi edilemeyen yangını söndürmek için İstanbul Büyükşehir Belediyesi itfaiye ekipleri ile Türk Silahlı Kuvvetleri devreye girdi. Karadan ve havadan yapılan çalışmalarla yangın bir haftada ancak söndürülebildi.
Yangın, 6 Şubat'ta başladı, 13 Şubat'ta tamamen söndürüldü.
Limanın işletmesi ünlü Limak Holding'te. Holdingin, aynı zamanda CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun peşine düştüğü "Beşli Çete" içinde yer aldığını anımsatayım.
Öncesinde TCDD'e ait olan liman, iktidar tarafından 2012'de Limak Holding'e kiralandı. Holding, 36 yıllık kiralama bedeli olarak hükümetle 372 milyon dolara (2012'de ortalama doların 1.75 lira olduğu dönemdeki karşılığı yaklaşık 650 milyon lira. Y.N.) anlaştı.
Depremin ardından başlayan ve günlerce devam eden liman yangını, kamuoyunda kimi soru işaretlerine neden oldu kuşkusuz.
Liman yangını konusunda tek sayfalık önemli bir belgeye ulaştım.
Belgeyi hazırlayan Limak Holding'in bağlı kuruluşu Limakport İskenderun. Üzerindeki tarih 17 Şubat 2023. Depremden on bir gün sonra.
İskenderun Deniz Ticaret Odası Başkanlığı'na hitaben kaleme alınan yazının ayrıca gönderildiği kurumlar; İskenderun Ticaret ve Sanayi Odası Başkanlığı, İskenderun Deniz Nakliyeciler Derneği, Akdeniz İhracatçılar Birliği, Mersin Gümrük Müşavirleri Derneği ve TCDD Liman İşletmesi Kontrol Müdürlüğü.
"Değerli iş ortaklarımız" diyerek başlayan yazıda, depremle ilgili başsağlığı ve geçmiş olsun temennilerinin ardından şu değerlendirme dikkat çekici:
"(...) LimakPort olarak meydana gelen deprem nedeniyle 06.02.2023 tarihinden itibaren operasyonlarımıza geçici süreyle ara vermiş bulunmaktayız. Yaşanan deprem felaketi esnasında konteynerlerin birçoğu depremin yarattığı çok şiddetli sarsıntı ile devrilmiş, yan yatmış veya kaymış durumdadır. Depremin tetiklemesi sonucu oluşan yangın 13.02.2023 tarihi itibari ile tamamen söndürmüş olup, soğutma çalışmaları da tamamlanmıştır.
Ekip arkadaşlarımız, kamu kurumları, belediye ve özel sektör bünyesindeki birçok itfaiye ekibinin yoğun ve özverili çalışması sayesinde dolu sahasındaki yaklaşık 5 bin 400 adet konteynerdan yaklaşık 3 bin 670 adedi ise yanmamış halde kurtarılmış olup, depremden dolayı devrilen konteynerların hasar durumları ayrıca tespit edilecektir. Yaklaşık bin 730 konteyner ise, içerisindeki yüklerle birlikte tamamen yanmıştır. Yanan yükler hakkında ayrıca bilgi verilecektir. (...)"
Yazı şöyle devam ediyor:
"(...) Deprem ve depremin tetiklediği yangın felaketi sonrasında operasyonlarımızda bir an önce geri dönebilmek için çalışmalar yoğun biçimde halen devam etmekte olup, önümüzdeki sürecin en verimli şekilde yönetilebilmesi adına operasyonel süreçlerimizi kademeli olarak başlatacağız. Bu kapsamda ilk olarak limanımızda boş konteyneri bulunan paydaşlarımıza 15.02.2003 itibari ile boş konteyner kapı çıkış operasyonlarımıza başlayacağımızı duyurmuş bulunmaktayız.
Boş konteyner kapı çıkış işlemlerinin ivedilikle tamamlanması devrilen ve hasar gören konteynerlerin stok sahasına yayılarak yeniden istiflenmesi ve hasar tespit çalışmalarının başlanması önem arz etmekte olup dolu konteyner kapı çıkış ve hiç boşalttım operasyonlarına mart ayı içerisinde başlanması hedeflenmektedir.
İstifleme ve sayım işlemlerinin netleşmesi ve dolu konteynerlerin incelmeyi uygun alana taşınması ardından limana giriş konusunda planlama için tarafımızda irtibat halinde olunacaktır bölgenin hali hazırda koşullarda dikkate alınarak söz konusu planlamada liman tarafında belirtilen zamanların takip edilmesi büyük önem arz etmekte olup, planlama dışında limana giriş taleplerini uygunluk verilemeyecektir.
Tüm bu çalışmalar esnasında limanımız ekipman ve alt yapısında gerekli testler ve onarımları yapılacak olup, güvenli ve verimli bir şekilde operasyonların tam olarak tekrar başlanması adına tüm çalışmalar titizlikle sürdürülecektir ve bu doğrultuda limanımızda gibi tahliye ve yükleme operasyonların üç ay içinde başlanması hedeflenmektedir. (...)"
İskenderun Limanı, Mersin Serbest Bölgesi ve Limanı ile birlikte ülkenin jeopolitik konumundaki en önemli limanlardan birisi.
Şirketin yaptığı bilgilendirmeye bakıldığında, deprem sonrası başlayan ve sekiz gün devam eden yangında mevcut malzemelerin yaklaşık üçte biri yandı.
Her ne kadar yangın söndürme çalışmaları sırasında Limak Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ebru Özdemir, "Bu dumanlar kimseyi korkutmasın. Bu biraz daha petrokimya olduğu için biraz için yanmaya devam edecek. Ama kontrollü bir alanda yanıyor" dese de, henüz yaşananlara yönelik akıllardaki soru işaretleri tam giderilebilmiş değil.
Zira, deprem ve yangının üzerinden iki aydan fazla süre geçmesine karşın, İskenderun Cumhuriyet Başsavcılığı'nca henüz adli bir soruşturma açılmadığı bilgisi mevcut.
Yazıyı kaleme almadan hemen önce bölgedeki kaynaklarıma savcılık soruşturmasıyla ilgili herhangi bir işleme başlanılmadığını öğrendim.
Olay yeri incelemesi yapılıp yapılmadığı belli değil.
Soruşturmaya başlanılması halinde yanan konteynerlerde ne tür malzeme olduğu anlaşılacak. Konteynerlerin sahipleri ortaya çıkacak.
Her şeyden öte, iş güvenliği çerçevesinde ihmal olup olmadığı açıklığa kavuşacak.
Bu konuda İskenderun'da faaliyet yürüten Sosyal Haklar Derneği Başkanı Avukat Bülent Akbay'la görüştüm.
Sözü Akbay'a bırakıyorum:
"Bu yangınla ilgili henüz bir soruşturma yok. Derhal soruşturma açılması gerekirdi. Çünkü bu yangının derhal söndürülmemesinden dolayı rahatsız edici bir durum yaşandı. Hem enkaz altında kalıp kurtarılmayı bekleyenler, hem de enkaz altına kalanları kurtarmaya çalışanlar olumsuz etkilendi. Boğucu duman günlerce ilçenin üzerinde kaldı. Enkazların içine kadar sinen duman vardı. Bir tek konteynerden başlayan yangının söndürülmesi için insanlara izin verilmedi. Oysa beşinci gün uçakla aynı anda yangın söndürüldü."
Akbay'ın yangının gerçekleşmesi ve söndürme işlemindeki gecikmeyle ilgili şüpheleri de mevcut:
"Yangının büyümesine bilerek müsade edilmesi nedeniyle bazı şüphelerim var. Birincisi, sigortadan haksız kazanç elde edilmeye çalışılabileceği şüphesi. Diğeri ise, konteynerlerde yasal olmayan malzemelerin ele geçirilmesinin önüne geçilmek istenmesi şüphesi. Süreci takip ediyoruz. Sıradan bir yangın olmadığı konusunda suç duyurusunda bulunma hazırlığındayız."
Savcılığın bir an önce soruşturmaya başlayıp sonuca ulaşmasında fayda var. Hem limanı işletenlere yönelik eleştirilerin ortadan kaldırılması, hem hukuk kurallarının uygulanması, hem de akıllardaki soru işaretlerinin ortadan kaldırılmasını sağlamak amacıyla.
Tolga Şardan kimdir?Tolga Şardan, 1988'de yerel yayımlanan Ankara Ulus Gazetesi'nde mesleğe başladı. 1989'dan 2018'e kadar Milliyet gazetesinde polis muhabirliği, Ankara Temsilci Yardımcılığı ve köşe yazarlığı yaptı. Haber ve yazılarıyla, 1992'den itibaren Çetin Emeç, Muammer Yaşar Bostancı, Abdi İpekçi'nin adını taşıyan gazetecilik ödüllerini aldı. Yanı sıra, haberleri Çağdaş Gazeteciler Derneği ve Türkiye Spor Yazarları Derneği'nce ödüle layık bulundu. Ayrıca, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nce verilen 2021 Yılı Basın Özgürlüğü Ödülü'nün sahibi oldu. Şardan, 2019'da Doğan Kitap'tan yayımlanan "Komonist Masası'nda Nazım Hikmet" adlı araştırma dalındaki kitabını kaleme aldı. 2019'dan bu yana T24'te çoğunlukla güvenlik konularını ele aldığı Büyüteç adlı köşeyi yazıyor. |
ı