Temmuz ayının sonuna yaklaşılan günler.
İçişleri Bakanlığı'nın toplantı salonundaki masanın başında oturan isim Bakan Süleyman Soylu.
Soylu'nun sağında genel sekreter başta bakanlık bünyesindeki genel müdür ve genel müdür yardımcısı konumunda üst düzey bürokratları; solunda ise, istihbarat ve terör birimlerinin başı olan emniyet üst düzey yöneticileri sıralanmış durumda.
Hepsinin önünde dosyalar var. Emniyetçilerin önünde listeler mevcut. Listelerdeki isimler ayrı ayrı tasnif edilmiş halde. Bakanlık bürokratlarının elindeki dosyalarda ise, kimi bakanlık personeline ait özlük bilgiler mevcut.
Nedir özlük bilgisi? Birazdan "durumları" görüşülecek bakanlık personelinin göreve başlama tarihleri, görev yaptıkları yerler, meslek içinde aldıkları ödüller ve / veya cezalar, haklarında hazırlanan resmi raporlar, referansları.
Masanın en sonunda ise, İçişleri Bakanlığı Personel Genel Müdürü Mehmet Fatih Serdengeçti oturuyor.
Soylu'nun tam karşısında projeksiyon ekranı kurulu. Personel Genel Müdürü Serdengeçti, bir yandan projeksiyon cihazını yönetirken, diğer yandan da ekrana gelecek bakanlık personeli hakkında Bakan Soylu başta masa etrafında toplanmış kurul üyelerine bilgi vermenin hazırlıklarında.
Toplantının amacı, OHAL dönemi sonrasında İçişleri Bakanı'na kadrodaki FETÖ'cülerin tasfiyesini sağlayacak ve 25 Temmuz'da sona erecek 375 sayılı KHK kapsamında daha önceden raporları hazırlanan mülki idare amirlerinin durumunun görüşülmesi.
Genel Müdür Serdengeçti, Soylu'nun onay vermesiyle haklarında FETÖ raporu düzenlenen mülki idare amirlerine ait kişisel bilgilerini ekrana yansıtmaya başlıyor.
Mülki idare amirlerinin isimlerinin tek tek ekrana yansımasıyla birlikte, Soylu her defasında soluna dönerek emniyet yöneticilerinden durum bilgisi alıyor.
Emniyetçiler, ismi ekrana yansıyan isimlerin kimisiyle ilgili "kırmızı liste", kimisi hakkında "turuncu liste", bazıları hakkında da "sarı liste"de yer aldıkları bilgisini Soylu ve kurul üyelerine aktarıyor.
Burada parantez açayım:
Kırmızı liste FETÖ'yle en yoğun bağı bulunanlar, turuncu liste orta derecede, sarı liste ise diğer iki listeye göre daha az yoğunlukta FETÖ'yle bağlantı bulunduğunu ifade ediyor.
Ayrıca geçen martta bu listeleme konusunda İçişleri Bakanlığı ile Emniyet Genel Müdürlüğü arasında yaşanan "liste krizi" konusunu Büyüteç'te kaleme almıştım.
Hatta öyle ki, bu konuyu bakanlık adına takip eden dönemin Bakan Yardımcısı Muhterem İnce, listelerin değerlendirmesi süreci sonunda görevinden ayrılıp Sayıştay üyeliğine geçti!
Devam ediyorum.
Haklarında FETÖ raporu hazırlanan mülki idare amirleri ekranda belirdikçe Soylu soluna dönerek emniyetçilerden görüş alıyor.
İstihbarat Başkanı Sabit Akın Zaimoğlu ile Terörle Mücadele Dairesi Başkanı Hasan Yiğit, önlerindeki listelere bakarak isimler hakkında "kırmızı liste", "turuncu liste" veya "sarı liste" yanıtı veriyor.
Emniyet tarafından gelen yanıta göre Soylu, adı geçen mülki idare amiri için "kalsın" ya da "ihraç edilsin" diyerek son kararı veriyor.
Kurul toplantısında onlarca mülki idare amirinin 375 sayılı KHK çerçevesinde değerlendirmesi yapılıyor.
Aldığım bilgiye göre, toplantı sonunda 70'e yakın mülki idare amiri FETÖ'cü oldukları gerekçesiyle ihraç ediliyor.
Hadi, tam sayı vereyim: İhraç sayısı 66.
Hatırlanacağı üzere, aynı süreç kapsamında emniyet teşkilatından da binlerce polis ihraç edilmişti.
Temmuz ayındaki kurul çalışmalarıyla ilgili araştırma yaparken elde ettiğim bilgiler bu kadarla sınırlı değil elbette.
Mülki idare amirlerinin değerlendirilmesi sırasında kimi anlarda "kişisel kefaletler" de devreye girdi.
Ekrana yansıyan kimi mülki idare amiriyle ilgili sonuç kararı verilirken kurul üyeleri zaman zaman devreye girerek söz konusu kişi için "olumlu yönde kefillik" yaptı.
Kırmızı listede bulunan mülki idare amiri, kişisel kefalet sonucu liste değiştirip hafifletilmiş durumdan görevde kaldı.
Ya da tam tersi, sarı listedeki mülki idare amiri, "arkası olmadığından" dolayı olsa gerek "zincirin en zayıf halkası" kontenjanından kendisini ihraç listesinde buluverdi!
Aldığım bilgiye göre, ihraç edilen 66 mülki idare amirinden 11'i halen aktif görev başındaydı.
Bu isimler, 15 Temmuz'dan sonra hazırlanan ve İçişleri Bakanı Soylu'nun da imzasının bulunduğu kararnamelerle görev aldı.
Mesela, Kaymakam Sinan Aslan bu isimlerden birisi.
Aslan, Van'a atandıktan sonra Van Büyükşehir Belediye Başkan Vekilliği, Van Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreterliği, İpekyolu Belediye Başkan Vekilliği ve Van Valiliği Yatırım İzleme ve Koordinasyon Başkanlığı yaptı.
Hükümetin en güvendiği – her ne kadar son kararnamede merkeze çekilse de - valilerden Mehmet Emin Bilmez, iki yıl boyunca Aslan'ın valisiydi.
Diğer bir deyişle devletin, Van'ın tüm bütçesini Aslan'a teslim ettiğini söylemek yanlış olmaz.
Uzun süre çalıştığı Van'da devleti temsil ederken her nasılsa FETÖ bağı bulunamayan Aslan'ın, Kayseri'nin Develi ilçesine kaymakam olarak atanmasından sonra FETÖ bağı ortaya çıktı!
Aslan, 1 Ağustos günü mesleğinden ihraç edildi.
Aynı listeler çerçevesinde ihraç edilen kaymakamlardan 12'si Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nca yürütülen FETÖ'nün mülki idare yapılanması soruşturması kapsamında tutuklu.
İçişleri Bakanı Soylu, her ne kadar kendi memleketi Of'a kendi imzasıyla atadığı Kaymakam Memiş İnan'ın FETÖ'cü olduğunu tespit edemedi ama ihraç kararlarını onayladı.
Mülki idare amirleri hakkında uzun süredir yürütülen adli soruşturmalar var.
Özellikle son dönemde meslekten atılan mülki idare amirlerinin ihraç gerekçesi gerçekten FETÖ'cü olmaları mı? Yoksa başka nedenler mi var? Bunu zaman gösterecek.
Tolga Şardan kimdir? Tolga Şardan, 1988’de yerel yayımlanan Ankara Ulus Gazetesi’nde mesleğe başladı. 1989’dan 2018’e kadar Milliyet Gazetesi’nde polis muhabirliği, Ankara Temsilci Yardımcılığı ve köşe yazarlığı yaptı. Haber ve yazılarıyla, 1992’den itibaren Çetin Emeç, Muammer Yaşar Bostancı, Abdi İpekçi’nin adını taşıyan gazetecilik ödüllerini aldı. Yanı sıra, haberleri Çağdaş Gazeteciler Derneği ve Türkiye Spor Yazarları Derneği’nce ödüle layık bulundu. Ayrıca, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nce verilen 2021 Yılı Basın Özgürlüğü Ödülü’nün sahibi oldu. Şardan, 2019’da Doğan Kitap’tan yayımlanan “Komonist Masası’nda Nazım Hikmet” adlı araştırma dalındaki kitabını kaleme aldı. 2019’dan bu yana T24’te çoğunlukla güvenlik konularını ele aldığı Büyüteç adlı köşeyi yazıyor. |