CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'na yönelik Çubuk'taki "yumruklu saldırı"yı hatırlarsınız.
Kılıçdaroğlu ve beraberindeki CHP heyeti, 19 Nisan 2019'da Hakkâri'de şehit düşen Piyade Sözleşmeli Er Yener Kırıkçı'nın Ankara'nın Çubuk ilçesine bağlı Akkuzu Köyü'nde 21 Nisan 2019 günü yapılan cenaze törenine katılmıştı.
Camideki namazdan sonra mezarlığa doğru yürüyüş sırasında Kılıçdaroğlu, Osman Sarıgün'ün yumruklu saldırısına uğramış, ardından linç girişimiyle karşılaşmıştı. CHP lideri korumalarının yardımıyla bir eve sığınmış ve olay yerine gelen takviye polis güçlerinin devreye girmesiyle zırhlı araçla köyden uzaklaştırılmıştı.
Bu olayın adli boyutuyla ilgili soruşturma henüz devam ediyor.
Yargı aşaması devam ederken; diğer yandan da İçişleri Bakanlığı, yaşanan vahim olayda "güvenlik birimlerinin herhangi bir kusurunun olup olmadığı" ve "Kılıçdaroğlu'nun korumalarının ihmalinin bulunup bulunmadığının" ortaya çıkarılması için müfettiş görevlendirmişti.
Ancak, idari soruşturma sırasında ilginç gelişmeler yaşandığı ortaya açıktı.
Kılıçdaroğlu'na yumruklu saldırının idari incelemesi ve soruşturmasındaki tuhaflıklar CHP liderinin yakın koruma müdürü Koray Aslan üzerinde yoğunlaşıyor. Olayların görüntülerinin izlenmesi sırasında Aslan ve yakın koruma ekibinin Kılıçdaroğlu'nu nasıl linçten kurtardığı henüz hafızalardaki tazeliğini koruyor.
Şimdi tarih sırasına göre Aslan'a yönelik tuhaflıkları tek tek anlatayım.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun onayıyla incelemeye başlayan Mülkiye Teftiş Kurulu'dan bir Mülkiye Başmüfettişi ile Emniyet Genel Müdürlüğü Teftiş Kurulu'ndan bir Polis Başmüfettişi'nden oluşan soruşturmacı heyeti, yumruklu saldırı olayını tüm ayrıntılarıyla mercek altına aldılar.
Müfettişler, yaklaşık üç aylık inceleme sonucunda hazırladıkları 17 Temmuz 2019 tarihli raporun sonuç bölümünde, Kılıçdaroğlu'nun koruma müdürü Aslan hakkında "herhangi bir ihmali olmadığı" gerekçesiyle "ceza verilmesine gerek olmadığını" görüşünü verdi.
Burada küçük bir not vereyim:
Olayın ardından özellikle Bakan Soylu yaptığı açıklamalarda, Aslan'ın koruma kursu sahibi olmadığını yaptığı görevin usulsüz olduğunu öne sürmüştü.
"Öne sürmüştü" diyorum zira sonrasına Aslan'ın meslek yaşamında 2002 - 2005 yılları arasında Türkiye'nin Slovakya Büyükelçiliği'ndeki "misyon koruma" görevi nedeniyle koruma kursu sahibi olduktan sonra görevlendirildiği ortaya çıkmıştı.
Devam ediyorum…
Söz konusu müfettiş raporunun Emniyet Genel Müdürlüğü'ne ulaşmasının ardından yaklaşık beş ay sonra Emniyet Genel Müdürü Mehmet Aktaş'ın başkanlığında toplanan Emniyet Genel Müdürlüğü Yüksek Disiplin Kurulu, 2019/641 sayılı kararında müfettiş raporunun "Aslan'la ilgili eksikler olduğu" gerekçesiyle yeniden değerlendirilmesine karar verdi!
Kararın ardından ilk soruşturmayı yapan iki müfettiş, bu kez 15 Ocak 2020 tarihli yeni bir rapor hazırladı.
İçeriği itibarıyla ilk raporun neredeyse aynı olan ikinci raporda müfettişler, görüşlerini değiştirdi. İki müfettiş bu kez, "Aslan'ın VIP Koruma Kursu olmaksızın koruma görevi yaptığı" gerekçesiyle ceza alması gerektiği kanaatine ulaştı!
Müfettişler, kanaat sonucunda Aslan hakkında "üç günlüğe kadar aylıktan kesme cezası verilmesi" görüşünü ortaya koydu.
Oysa Aslan mesleki kariyerinde koruma kursu aldıktan sonra yurt dışı göreve gitmişti!
Emniyet Genel Müdürlüğü (EGM), skandal olarak nitelendirilebilecek bu durumu resmi yazıyla Aslan'a bildirdi.
EGM 1. Hukuk Müşaviri Ziyaeddin Kaygusuz imzasıyla Aslan'a gönderilen 15 Eylül 2020 tarihli yazıda skandal durum şöyle anlatıldı:
"Mülkiye Başmüfettişi ve Polis Başmüfettişi tarafından düzenlenen 17/07/2019 tarihli Disiplin Soruşturma Raporuna dair Emniyet Genel Müdürlüğü Disiplin Kurulunun 26/12/2019 tarih ve 2019/641 sayılı kararı sonrası Mülkiye Başmüfettişi ve Polis Başmüfettişi tarafından yeniden tanzim edilen 15/01/2020 tarihli müfettiş raporunda…"
Müfettişlerin ilk raporlarında Aslan hakkında suç bulamamaları kimleri neden rahatsız etti bilinmiyor.
Birilerini rahatsız etmiş olmalı ki, bu kez suç unsuru bulunacak yeni bir rapor müfettişlere düzenletildi.
İçişleri Bakanlığı bünyesindeki soruşturmalarda birilerinin kurtarılması için müfettişlere baskı yapılması bilinen gerçeklerdendir. Geçmişte örnekleri vardır.
Ama hazırladıkları raporlara imza atan müfettişlere suç yaratmak amacıyla ikinci bir rapor hazırlatmak pek tanık olunan olaylardan değildir.
Bir hatırlatma daha yapayım:
Hakkında disiplin cezası istenilen Aslan, geçen haziranda EGM Yüksek Değerlendirme Kurulu'nca "emekli" edildi.
Yani, emniyet yönetimi emekli ettiği personeli için ceza istemiyle rapor hazırlatıyor. Ve emekli personeline süreci bildirip savunma istiyor!
Neresinden tutsanız elde kalacak bir konu…
Son dönemde emniyet teşkilatının yönetimi tarihe geçecek tuhaf olaylara imza atıyor.
Bir bakanın yakın korumasının FETÖ üyesi olduğu gerekçesiyle Emniyet'ten ihraç edilmesi yönünde hazırladığı soruşturma raporunu değiştirmeyip baskıya direnen müfettiş emekli ediliyor.
Ana muhalefet partisi liderinin linç girişiminde herhangi bir ihmali olmadığı tespit edilen koruma müdürüne ceza verilmesi için yeni rapor hazırlattırılıyor.
Devlet adına görev yapan teşkilat mensuplarının yanı sıra, tarikatlar ve cemaatler teşkilatta kadro savaşı veriyor.
Benzerleri olan bu türdeki garip olaylar teşkilatın zararına oluyor maalesef.