İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, geçtiğimiz aylarda il valileri, il emniyet müdürleri ve il jandarma komutanlarını ekranda gördüğü VKS (Video Konferans Sistemi) toplantısında ülkenin genel güvenliği üzerine değerlendirmeler yapıyordu.
Toplantının gerçekleştiği sırada, makamından VKS’ye katılan üst düzey bir emniyet yöneticini ziyaret ediyordum tesadüfen.
Ev sahibi, bilgisayardan Soylu’nun toplantısını izlerken, ben de sohbete kulak misafiri oluyordum.
Toplantı sırasında bir ara Bakan Soylu, hükûmetin Alevi toplumuna yönelik yeni çalışması olduğundan söz açtı ve yardımcısı Muhterem İnce’ye atıfta bulunarak “Muhterem Bey koordine ediyor” dedi.
Sonra araya başka konular girdi. İktidarın ekonomide kötü gidiş ve yolsuzluk iddialarının merkezinde olduğu bir dönemde, hele ki organize suç liderinin açıklamalarının odağındaki Soylu’nun bu anlatımı bir gazeteci için fazlasıyla dikkat çekiciydi.
Ben de bu cümleleri not ettim ve üzerinde çalışmaya başladım.
Aradan geçen zaman içinde epeyce bilgiye ulaştım.
Açıkçası; gerek ülke gündeminin yoğunluğundan, gerekse süreci biraz daha takip ettiğim için Büyüteç’e yansıtamadım.
Fakat Soylu’nun geçen hafta sonu Tunceli’ye yaptığı gezi sırasında kentteki Alevi dedelerini ziyaretini sosyal medyada paylaşmasıyla, elimdeki bilgilerin – şimdilik – bir bölümünü aktarma zamanı geldiğini düşündüm.
Bu coğrafyadaki Alevi toplumu hakkında küçük bir bilgi aktarayım öncelikle.
Türkiye’de halen 58 kentte bin 550 dolayında cemevi mevcut. Sayıya bakıldığında her kentte cemevinin bulunmadığını görüyoruz.
Alevi toplumu iki önemli örgütlenme üzerinden yaşam buluyor: Dernekler ve vakıflar.
Yasal açıdan dernekler İçişleri Bakanlığı’na; vakıflar ise, Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlı faaliyet yürütüyor.
Bu çerçevede, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, hükûmetin Alevi açılımı konusunda hem İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya, hem de Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Ahmet Misbah Demircan’a görev verdiği bilgisine ulaştım.
Bu konuda biraz daha fazlaca İçişleri Bakanlığı’ndaki kaynaklarımı yokladım.
İçişleri Bakanı Soylu bu proje çerçevesinde daha önceki hükûmetler için de benzer çalışmalara imza atan ve aynı zamanda siyasi kimliği olan bir uzmanla çalışıyor.
Alevi toplumu, cemevleri, sorunları ve çözüm yolları konusunda özellikle Tansu Çiller döneminde çalışmalar yapan bu kişi, şimdilerde ülke genelindeki cemevlerini tek tek dolaşıyor. Küçük küçük raporlar hazırlıyor ve Soylu’ya teslim ediyor.
Cemevlerin üzerinde yapılan çalışmanın ana teması, “sorunları neler ve ne istiyorlar?” üzerinden yoğunlaşıyor.
Yanı sıra faaliyet gösterdikleri bölgelerde yerine göre yaşadıkları ufak tefek sorunların tespit edilerek kısa sürede çözümlenmesi sağlanıyor.
İçişleri Bakanlığı’nın bu süreçteki planında Alevi kökenli mülki idare amirlerine görev vermek var.
Hemen belirteyim, halen ülke genelinde görev yapan eylemli valiler arasında Alevi kökenli vali yok.
Vali yardımcıları ve kaymakamlar arasında ise sayıca çok olmamak kaydıyla Alevi kökenli mülki idare amiri bulmak mümkün.
Aldığım bilgiye göre, bakanlık önümüzdeki dönemde yayımlayacağı mülki idare amirleri kararnamelerinde Alevi kökenli isimlere biraz daha fazla ağırlık verecek.
Valiliklere ve kaymakamlıklara “cemevleri ve Alevi toplumunun var olan sorunlarının çözümüne yoğunlaşılması” talimatını verecek.
İçişleri Bakanı Soylu, son dönemde yoğunlaştırdığı yurt gezilerinde programı el verdiğince Alevi toplumuyla temas etmeye çalışıyor. Önde gelen isimlerle buluşmalar gerçekleştiriyor.
Diğer bir önemli detay ise, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yılsonunda ya da yeni yılın başlarında kamuoyuna bu konuda mesajlar verecek olması.
Bu gelişmeyi ve süreci siyaset bilimciler mutlaka daha detaylı analiz edeceklerdir.
Fakat Alevi açılımı projesini yönetimde oldukça zorlanan iktidarın, yaklaşmakta seçimlere hazırlığı olarak yorumlamak da yanlış olmaz kanımca.
Alevi toplumun Türk siyasetindeki yeri malum. Ciddi oy potansiyeli var.
Önemli siyasetçiler çıkardı.
Alevi açılımını; Kürt seçmeni, özellikle ittifak ortağının tutumu nedeniyle bir kez daha yanına çekmekte zorlanan iktidarın, oy potansiyeli azımsanmayacak Alevi toplumu yanına almayı planlaması olarak okumak da mümkün.
Hele ki, son dönemde söylemleri ve politikasıyla muhalefetin lokomotifi olan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun etnik kimliğini hesap eden ve aynı zamanda Kılıçdaroğlu’nun oylarını yükselttiğini gören AKP’nin yeni bir açılıma yöneldiği gerçeğini yadsıyamayız.
Kürt oylarının yitirdiğini ve yeniden toparlayamayacağını öngören iktidar, Alevi oylarını bakalım nasıl alabilecek?