FETÖ’nün kanlı darbe girişiminin üzerinden üç yıl geçti, ancak soruşturmalar ve yargılamalar henüz bitmedi.
Özellikle Türk Silahlı Kuvvetleri’ne yönelik adli işlemlerde gün yüzüne çıkarılan belgeler ve bilgiler, darbe girişiminin ne şekilde organize edildiğinin ipuçlarını vermesi bakımından önemli.
Jandarma Genel Komutanlığı’nın darbe girişiminde Genelkurmay karargâhı, Akıncı Üssü, Özel Kuvvetler Komutanlığı kadar özel bir önemi vardı FETÖ için.
Yürütmeye el koymayı planlayan FETÖ’nün kurguladığı Yurtta Sulh Konseyi adlı yasa dışı yapılanmanın hazırladığı sıkıyönetim komutanları listesinde jandarmadan komutanlara da görev verilmişti.
FETÖ’yle bağı olmayan ve darbeye karşı koymaya çalışan subaylar, FETÖ’cü meslektaşlarınca rehin alınmış, Emniyet Terörle Mücadele Daire Başkanı Turgut Aslan başından vurulmuş, koruması şehit edilmişti.
Darbe girişimi sırasında FETÖ’nün sokağı kontrol etmeyi planladığı merkez Jandarma Genel Komutanlığı olmuştu.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nca yürütülen ankesör ve mahrem imam soruşturmaları çerçevesinde halen onlarca jandarma subay ve astsubayı FETÖ’yle olan gizli bağları nedeniyle gözaltına alınıyor, tutuklanıyor.
***
Aradan üç yıl geçmesine rağmen soruşturmaların Jandarma Genel Komutanlığı ayağında zaman içinde farklı önemli bilgilere ulaşılıyor.
Bunlardan birisi; eski Jandarma Tuğgeneral Faruk Bal’ın komuta ettiği bir grup tarafından, darbecilerin haberleşmede kullanacağı özel telsiz sisteminin kurulumunun organize edilmesiydi.
Bylock kullanmadıkları anlaşılan ve ülke yönetimine el koymayı hedefleyen FETÖ’cü TSK mensuplarının darbe girişimi sırasında irtibat kurmak için özel bir haberleşme sistemine ihtiyaç vardı.
İşte bu aşamada, FETÖ’nün görev verdiği Bal’ın koordinesinde, darbe girişimi gecesi kullanılacak telsiz haberleşme sisteminin nasıl organize edildiği gün ışığına çıkarıldı.
Şöyle ki, 15 Temmuz gecesindeki darbe girişimine katılan bazı birliklerde sahipsiz telsizler bulundu. Bunun üzerine, darbe yargılaması yapan Ankara 15. Ağır Ceza Mahkemesi, bulunan sahipsiz telsizlerin araştırılması kararını aldı.
Kararla birlikte başlatılan araştırmalarda, seri numaralarından yola çıkılarak meçhul telsiz cihazlarının Jandarma Genel Komutanlığı’na ait olduğu anlaşıldı.
Bunun üzerine Jandarma Genel Komutanlığı’nca telsizlerin izi sürüldüğünde dönemin Kastamonu Jandarma Bölge Komutanı eski Tuğgeneral Faruk Bal’ın talimatlarına ulaşıldı.
Darbe girişiminin Jandarma ayağındaki en önemli isimlerden birisi, dönemin Kastamonu Jandarma Bölge Komutanı olan eski Tuğgeneral Faruk Bal’dı. Sıkıyönetim direktifleri ve atamaları listesinde 6 kişilik beyin takımı içinde yer alan Bal, darbecilerce Jandarma Genel Komutanlığı sorumlusu olarak görevlendirilmişti.
Yapılan araştırmaya göre; Bal, darbe girişiminden üç gün önce, 12 Temmuz günü astlarına “Jandarma Genel Komutanlığı’na yazı yazılarak Ankara’dan 190 telsiz talep edilmesi” talimatını verdi. Bal, astlarına verdiği talimatta kendisinin Ankara ile görüşerek koordinasyonu sağladığını söyledi.
Bölge Komutanı Bal, telsizlerle ilgili talep yazısını bizzat kendisi el yazısıyla hazırladı. Kağıda dökülen resmi yazı, kurmay başkanı eski Jandarma Pilot Kurmay Albay İrfan Kızılaslan’ın imzasıyla Ankara’daki karargâha gönderildi.
Telsizlerin talep edilmesi gerekçesi ilginçti.
Gerekçe, PKK’ya karşı Karadeniz bölgesinde yürütülecek terörle mücadele çalışmalarıydı. Talep yazısında, “Bölücü terör örgütünün sözde Karadeniz açılım grubunun, Kastamonu Jandarma Bölge Komutanlığı sorumluluk bölgesine sızma yapacağı bilgisinin bulunduğu ve gelecek telsizlerin Kastamonu, Sinop, Bartın, Karabük ve Zonguldak il jandarma komutanlıklarına dağıtılacağı” değerlendirmesi yapıldı.
Yazıda, “2010 ve 2011 yıllarında bölgeye terörist grupların geldiği de göz önünde bulundurulduğunda, arazideki devriyeleri ve operasyon birliklerini takip etmek maksadıyla GPS’li tip 4711 G el telsiz cihazlarına ihtiyaç duyulmaktadır” denildi.
Hizmete Özel kaşeli yazının Ankara’ya ulaşmasından sonra sistem çok hızlı çalışmaya başladı.
Adeta gizli bir el devredeydi.
Telsizlerin Kastamonu’ya gönderilmesi için gerekli onay yazısı, dönemin Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Galip Mendi’nin emriyle MEBS Başkan vekili Muhabere Albay Yüksel Penekli tarafından aynı gün imzalandı.
Teslim öncesinde telsizler, iki gün içinde “frekans yükleme”, “harita yükleme”, “kripto yükleme” “ilklendirme” ve “işlerlik testleri” yapılarak 14 Temmuz günü Kastamonu’ya gönderilmeye hazır hale getirildi.
Oysa, arazide kriptolu haberleşmeyi sağlayacak biçimde teknik donanımı yüklenen GPS’li tip 4711 G modeli telsizler Kastamonu’ya gönderilmemişti.
Darbe girişiminin sıcaklığı nedeniyle bu süreci Jandarma Genel Komutanlığı’ndan hiç kimse takip etmemişti.
Telsizler; resmi yazıdaki dağıtımda belirtilen yerler yerine, darbe girişiminde aktif olan askeri karargâhlarda kullanılmıştı.
Savcılıkların arama ve el koyma kararları sonrası 190 telsizden 20’si Jandarma Genel Komutanlığı binasında, 44’ü Jandarma ve Sahil Güvenlik Akademisi Başkanlığı binasında, 27’si Ankara İl Jandarma Komutanlığı binasında bulundu.
Ayrıca, telsizlerden 2’si Gölbaşı’ndaki Özel Kuvvetler Komutanlığı binasında, 2’si Genelkurmay Başkanlığı karargâh binasında, 4’si Çankırı’da 28. Mekanize Piyade Tugayı komutan yardımcısının resmi konutunda, 7’si Çankırı’daki aynı askeri birlikte, biri Kara Kuvvetleri Komutanlığı Destek Grup Komutanlığı binasında, 4’ü Kara Kuvvetleri Komutanlığı’nın Ankara’daki karargâhında, 3’ü Polatlı’daki bir askeri birlikte, biri Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı’nda elde edildi.
En önemlisi ise, Akıncı Üssü’nde bulunanlardı. Özel telsizlerden 48’i FETÖ’nün darbe girişimini yönettiği merkez konumundaki Akıncı Üssü’nde ele geçirildi.
Ayrıca, Ankara’daki 4. Kolordu Komutanlığı karargâhından bir, Emniyet Genel Müdürlüğü TEM Dairesi’nden ise, 6 telsiz teslim alındı.
Araştırmalar sonucu, darbe gecesi FETÖ’cü TSK mensuplarınca kullanılması amacıyla planlaması yapılan 190 telsizden 171 telsiz elde edildi. Kayıp olan 19 telsizin akıbeti hâlâ meçhul.
***
Peki, bu telsizlerin önemi ne?
1999 yılındaki deprem sonrasında iletişim altyapısının çökmesi nedeniyle Jandarma Genel Komutanlığı, 2002’den itibaren Jandarma Entegre Muhabere Sistemi’ni (JEMUS) devreye soktu.
Halen 60 kentteki jandarma teşkilatınca aktif olarak kullanılan bu telsiz sistemi Türkiye’nin yüzde 80’ini kapsıyor.
Türkiye’nin haberleşme alt yapısı kesintiye uğradığında veya çöktüğünde bu sistemle 48 saat boyunca kesintisiz iletişim sağlanabiliyor.
Jandarma Genel Komutanlığı, sistemin alt yapısını paydaş olarak bazı bakanlık ve AFAD’ın kullanımına da sundu.
***
Telsizlerin planlamasında Bal ile birlikte Kastamonu Jandarma Bölge Komutanlığı Kurmay Başkanı olarak yer alan Pilot Kurmay Albay İrfan Kızılaslan ise cezaevinde yaşamına son verdi.
Mahkemenin talimatıyla başlatılan araştırmada, 15 Temmuz gecesi Türkiye’nin iletişim alt yapısını devre dışı bırakmak için TÜRKSAT’ı bombalayan, Acıbadem ve Gayrettepe Telekom binalarını ele geçiren FETÖ’cü TSK mensupları, darbe girişimini özel olarak hazırlanan 190 telsizle yönetmeyi planlamıştı.
Jandarma Genel Komutanlığı tarafından hazırlanan “kayıp telsizler” ile ilgili bilirkişi raporunda darbe girişimine katılan askerlerin, darbe başarıya ulaşana kadar iletişimi söz konusu haberleşme sistemi üzerinden sağlamayı planlamış olabileceklerine işaret ediliyor.
***
Belgelerden de görüleceği üzere, 15 Temmuz darbe girişimi süreciyle ilgili 16 Temmuz 2016’dan itibaren başlatılan adli soruşturmalarda hâlâ yeni gelişmeler yaşanıyor. Bilgiler, belgeler, ifadeler ortaya çıkıyor.
Bu gelişmelerin her biri sürecin karanlık yönlerinin aydınlanmasına ışık tutuyor.