Trabzon'da Başak Şentürk ve babasının tutuklanmasıyla geçen ekimde başlatılan 450 milyon liralık vurgun olayında yeni gelişmeler var.
Daha önce kentte bir kamu bankasında çalışırken yaşlıların maaş hesaplarında yaptığı dolandırıcılık sonrasında hem işine son verilen, hem de hakkında adli soruşturma başlatılan Başak Şentürk'ün merkezinde olduğu son yılların en büyük dolandırıcılık olayında yaşananların bir bölümünü geçen hafta Büyüteç'te aktarmıştım.
Her ne kadar ülke gündeminde fazla yer bulamasa da kentte halen en çok konuşulan konuların başında geliyor dolandırıcılık olayı.
Polis Akademisi'nde görevli emniyet müdürü Kerim Altıay'ın gözaltına alınması "sessiz – sakin" giden soruşturmanın farklı boyuta ulaştığının göstergesi oldu.
Zira aynı zamanda İmer Yatırım Danışmanlık firması sahibi olan Başak Şentürk'ün verdiği bilgiler doğrultusunda hakkında gözaltı kararı verilen Emniyet Müdürü Altıay, çıkarıldığı mahkemece adli kontrol şartıyla serbest bırakılmıştı.
Aldığım bilgilere göre, olayın içindeki konumu nedeniyle Altıay hakkında gözaltı kararı veren Trabzon Cumhuriyet Başsavcılığı, mahkemenin verdiği kararla şaşkınlık yaşadı.
Akabinde savcılık, Altıay'ın serbest kalmasının hemen ardından mahkemenin kararına itiraz etti.
Altıay hakkında güçlü deliller elde ettiği ifade edilen savcılığın itiraz talebine ilgili mahkeme ret yanıtı verdi.
Soruşturmanın merkezinde olan Başak Şentürk'ün gerek emniyet, gerekse savcılık ifadesinde Altıay'ın organizasyon içindeki konumuyla ilgili detaylı ifade verdiği belirtiliyor.
Trabzon'a yaptığı yolculuk sonrasında karayoluyla Ankara'ya dönerken kaçma olasılığı nedeniyle savcılık talimatıyla Kırıkkale'de gözaltına alınan Şentürk'ün taşıdığı çantadan yüklü para çıktığı kaynaklarca ifade ediliyor.
Hatta Şentürk'ün, Kırıkkale'de gözaltına alındığı sırada olay yerindeki polis ekibine, "Siz Kerim'in adamları mısınız? Beni öldürmeye mi geldiniz?" diye sorduğu gelen bilgiler arasında. Kerim Altıay'ın, Başak Şentürk'ü kendi adını vermemesi için son dönemde fazlaca tembihte bulunduğu belirtiliyor.
Bu arada, hakkında adli soruşturma yürütülen Altıay, Emniyet Genel Müdürlüğünce açığa alınarak hakkında soruşturma başlatıldı. Emniyet Genel Müdürlüğü Teftiş Kurulu'ndan görevlendirilen müfettişler Altıay'ın ifadesini alacak.
Hazırlanacak müfettiş raporu daha sonra Emniyet Genel Müdürlüğünde görüşülüp karara bağlanacak.
Müfettiş ve soruşturma konusu açılmışken, Emniyet Genel Müdürlüğü'nün dolandırıcılık olayına adı karışan emniyet müdürünü açığa alıp hakkında soruşturma başlatması takdir edilesi bir durum.
Yaşananlara bakıldığında, iş insanı Sezgin Baran Korkmaz'ın yurt dışına kaçmadan önce İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile görüşmesini sağlamak amacıyla devreye giren bir genel müdür yardımcısı, bir daire başkanı ve bir şube müdürü var. Hatta bir emniyet müdürünün de Korkmaz'ın bakanlığa geldiği sırada bakan özel kaleminde beklediği bizzat Korkmaz'ı çağıran daire başkanı tarafından yakın çevresine aktarılmış durumda.
Üç hatta dört üst düzey emniyet yetkilisinin adını karıştığı bu olay, en az Altıay'ın konusu kadar önemli. Belki ondan daha önemli.
Hâl böyle olunca, Emniyet Genel Müdürü Mehmet Aktaş'ın bu isimler hakkında henüz harekete geçmediği biliniyor.
Bu bilgiyi sadece ben değil, süreci takip eden devletin başka kurumları da biliyor haliyle.
Kaynaklardan aldığım bilgilere göre, soruşturmaya adı karışan kişilerin bankalardaki para trafiklerinin tespiti için savcılık MASAK'tan rapor istedi.
MASAK'tan gelen rapor savcılığın incelemesinde. MASAK raporlarına göre, savcılık organizasyonla ilgili yaklaşık 400 milyon liralık dolandırıcılık yapıldığına dair kanıtlara ulaşıldı.
Ayrıca şüpheli para hareketleri tek tek inceleniyor.
Şüpheli para hareketleri demişken, ayrıca savcılığın elinde para trafiğini gösteren bazı telefon mesajları ve yazışmalarının bulunduğunu öğrendim.
Bunlardan birisinde Altıay'ın Şentürk'e kendi kızının adını vererek hesabına 20 bin lira göndermesini istediği ifade ediliyor.
Bu arada, soruşturma sırasında Türkiye'nin önde gelen bir telekomünikasyon firmasında görev yapan D. K. ile aynı firmanın baz istasyonları bölümünde görev yapan eşi İ. K. da gözaltına alındı. Her iki şüphelinin çalıştıkları kurum ile organizasyon arasında ne gibi bağ olduğu savcılıkça araştırılıyor.
Soruşturmayla ilgili başka detaylar da var.
Şöyle ki, Şentürk'ün sahibi olduğu İmer Yatırım Danışmanlık firmasına personel alımı sırasında sadece emniyet birimlerinin kullanımında olan GBT sisteminden faydalanılarak kişilerin sorgulamasının yapıldığı belirlendi. Yasal olmayan bu işleme hangi emniyet mensuplarının karıştığı ve bilgilerin nasıl elde edildiği idari soruşturma konusu oldu.
Yanı sıra, Şentürk'ün başında olduğu organizasyonun yurt genelinde yaklaşık 700 mağdurunun bulunduğu, bu mağdurların 200 kadarının Trabzon'da görev yapan emniyet mensubu olduğu anlaşıldı.
Soruşturma kapsamında Trabzon'dan 7 polisin tayini çıkarıldı.
Savcılık, yatırım şirketine ait bilgisayarlara el koyarak kopyalama işlemi yaptı. Kopyalama işlemi sonrasında bilgisayarlardan bazı kayıtların silindiği, buna karşın özel yazılım kullanılarak kayıtların canlandırıldığı bilgisine ulaştım.
Bir önemli bilgi daha vereyim. Savcılık incelemesi sadece bankalar üzerinde yapılan para trafiği ile sınırlı değil. Savcılık aynı zamanda elden para teslim edilip edilmediğini araştırıyor.
Bu çerçevede, banka kayıtlarındaki incelemelerde isimleri gündeme gelen bazı futbol hakemlerinin izi bulunamadı. Fakat elden para verilme olasılığı nedeniyle İmer Yatırım Danışmanlık firmasının açılışına katılan bazı futbol hakemlerinin elden para verip vermediği savcılıkça araştırma konusu yapıldı.
Şentürk'ün zaman zaman bir kadın arkadaşıyla birlikte İstanbul'a gittiği ve lüks mekânlarda yüksek meblağlı harcamalar yaptığı da tespit edilmiş durumda.
Trabzon Cumhuriyet Başsavcılığı işin üzerine kararlılıkla gidiyor.
Dosyadan daha kimler çıkacak merak konusu.