Hepimiz biriz aslında.Bunu bir anlasak, kendimizi bir ikna edebilsek.Yıllardır hazırlandığımız ve uğruna kandırılmaya bile razı olduğumuz o barışı engellemeye kimsenin gücü yetmeyecek.Şu barışın yaşamın döngüsünün devamı için tek şansımız olduğunu anlasak.Ah barışın ne olduğunu bir anlasak.Demokrasidir barış.Halkların kardeşliğidir.Eşitliktir.Silahsızlıktır.Doğal kaynaklara sahip çıkmaktır.Tüm canlıların yaşam hakkıdır.Çocuk haklarıdır.Cinsiyet eşitliğidir.Haktır, hukuktur, adalettir.Özgürlüktür barış.Fikir özgürlüğü...Cinsiyet özgürlüğü...İnanç özgürlüğüdür.Yaşam tarzı özgürlüğüdür.Barış içtiğimiz su, soluduğumuz havadır.Barış için gerekli ortam oluştuğunda zehir solumaz, atık su içmez oluruz.Yaşam döngümüz düzelir, insanlık kurtulur, dünya yaşanacak bir yer olur.Yeniden konuşabilen insanlara dönüşebilmemizin tek yoludur barış.Hepimizin, tüm insanlığın temel görevi barış için mücadele etmektir.Dilimizden son nefesimize kadar düşürmememiz gereken yegâne sözdür barış.Gelecek nesillere bırakmayı hedefleyeceğimiz tek mirastır.
Türkün...Kürdün...Rum'un...Çerkesin…Müslümanın...Hristiyanın...Ermeninin...Alevinin…Sünnînin...Velhasıl insanlığın tek meselesi olmalıdır barış.O yüzden de bugün, hemen şimdi ve "ama"sız HDP'nin yanında durma günüdür."Onlar terörist" diyenlere sorun: "Bunu ne zamandan beri düşünüyorsunuz?""Onlar terörist" diyenlere sorun: "Bizim bildiklerimiz dışında elinizde ne bilgi var?""Onlar terörist" diyenlere sorun: "Peki neden ispatlarla değil yalanlarla, hileyle gidiyorsunuz üzerlerine?""Onlar terörist" diyenlere sorun: "Peki neden bugün, misal neden altı yıl önce değil?"Ve unutmayın "Onlar siyasetçi değil terörist" diyenlerle..."Onlar öğrenci değil...""Onlar öğretmen değil...""Onlar akademisyen değil...""Onlar avukat değil...""Onlar gazeteci değil" diyen hep aynı ağızdır.Ve o ağız gün geçtikçe yaşamlarımızı daha da karanlık ve yaşanmaz kılmaktadır.İstediklerinde suçları defaatle ispatlanmış, hatta işlenirken gizlenmemiş suçlarla tanınan mafya liderlerini "iş adamı, devlet dostu" diye karşımıza çıkartmaktadır.Durum ortadadır aslında.Tek yapmamız gereken şu bize öğrettikleri, ezberlettikleri "ama" ve "fakat"ları çöpe atmaktır.Ne istediğimizi, yaşamdan ne beklediğimizi bir an bile unutmayalım lütfen.Yaşamak için düşman yaratmaya, savaşa muhtaç olanlara, fark etmeden yoldaş olmayalım.HDP'ye açılan bu savaşa destek olmayalım.Özellikle muhalefete sesleniyorum.Özellikle ana muhalefete, yani CHP'ye.Artık bu saçmasapan "Teröristle yan yana mısınız" oyunundan kurtarın kendinizi.Ve demokrasiye sahip çıkın.Barış için çabalayın.Çünkü hepimiz sadece barış için yaşamalıyız.Barış adına, öyle veya böyle, o ateşten gömleği giyenlere de sahip çıkmak boynumuzun borcu olmalı.Tatlı bir hayal gibi, yalandan bir şekilde önümüze sürüldüğünde de, bir gün bu süreci bitirirler, diye korkarken de vazgeçmediğimiz barış taleplerimizin arkasında olduğumuzu bugün bir kere daha yüksek sesle söyleme günüdür.Halkın seçtiği vekilleri, belediye başkanlarını oradan indirmek yine sadece halka ait olması gereken kararlardır.Haklarımızı gasp ettiler.Bize sormadan haklarımızı elimizden aldılar.Seçileni seçildiği görevden alırken, seçenin de seçme hakkını elinden aldılar.Ve bizler de izledik.Artık izlemeyelim ne olur.HDP'ye açılan savaşı fark edelim ve bu oyunda daha fazla rol almayalım.Devlet eli ve devlet diliyle yaratılan korku, tehdit ve yalan söyleyerek sindirme politikalarına boyun eğmektense barış için mücadeleye devam edelim.Ve "ama"sız, "fakat"sız barış isteyelim.Barış için önce haklarımıza sahip çıkalım.Tek bir adamın canı istedi diye tepeye çıkartılan ve yine tek bir adam istedi diye yaşamını hapishanelerde tüketmek zorunda kalan siyasetçilere seyirci kalmayalım.Önce haklarımıza ve başkalarının hakkına sahip çıkalım.HDP'yi daha fazla yedirtmeyelim!Demokrasi demek barış demek unutmayın.Hak demek hukuk demek adalet demek barış demek.Barış hayalimize sahip çıkalım!