Finansal darboğazda bulunan Süper Lig kulüpleri 2022-23 sezonunun yaz transferlerine 108.195.000 Euro harcadılar. Bu dönemde kulüpler 104.237.000 Euro gelir elde ederken, net transfer bakiyesi ise - 3.958.000 Euro oldu.
2022-23 sezonunda Süper Lig'de mücadele eden ondokuz kulübün onsekizi, yaz transfer döneminde toplam 243 futbolcuyla sözleşme imzaladı. Transfer yasaklısı olan tek kulüp ise Kayserispor oldu. 243 futbolcunun 137'si yabancı oyunculardan oluşurken, 106 oyuncu ise Türk futbolcu olarak sözleşmeye imza attı. Yeni yabancı oyuncu transferleriyle Süper Lig'de yabancı oyuncu oranı da yüzde 46,3'e ulaştı.[1]
Yeni sözleşme imzalayan yabancı oyuncularla birlikte Süper Lig'de ülke pasaport sayısı da 55'e yükseldi. Kulüpler en fazla yabancı oyuncuyu 8 isimle Portekiz'den aldı. Bu ülkeyi 7'şer oyuncuyla Bosna Hersek, Fransa ve Senegal, 6'şar oyuncuyla da Brezilya izledi. En fazla yabancı oyuncuyu 12'şer isimle Adanademirspor ile MKE Ankaragücü transfer etti. En az yabancıyı ise 3 kişiyle Antalyaspor aldı.[2]
Süper Lig kulüpleri yaz dönemi transfere toplam 108.195.000 Euro harcayıp 104.237.000 Euro gelir elde ettiler. Buna göre kulüpler net 3.958.000 Euro açık verdiler. Diğer bir ifadeyle kulüplerimiz yaklaşık 4 milyon Euro borçlanmak durumunda kaldılar.
Transferde ondokuz kulüpten sadece beş kulüp açık verirken (Galatasaray, Beşiktaş, Hatayspor, Sivasspor ve Gaziantepspor); onbir kulüp ise net transfer fazlası verdi.
Toplam gelir-gider farkı sıfır olan ise sadece iki kulüp (Antalyaspor ve Ümraniyespor) bulunuyor.
Hiç transfer harcaması yapmayan kulüp sayısı ise beşe ulaşıyor (Alanyaspor, Kasımpaşaspor, Kayserispor, Ümraniyespor ve İstanbulspor).
Transfere en fazla parayı 4 kulüp harcadı. Galatasaray, Beşiktaş, Fenerbahçe ve Trabzonspor'un transfer giderleri 99.2 milyon Euro oldu. Bu tutar, toplam transfer harcamalarının yüzde 95'ine karşılık geliyor.
Transferde en fazla gelir elde edenler de yine aynı kulüpler oldu. Dört kulübün transfer gelirleri 77,9 milyon Euro olarak gerçekleşirken; bu gelir Süper Lig transfer gelirlerinin yüzde74'ünü oluşturuyor.
Galatasaray ve Beşiktaş'ın net transfer açığı 22.050.000 Euro oldu. İki kulübün net transfer açığı, Süper Lig'in 2022 yaz dönem konsolide transfer açığının 5.57 katına ulaştı.
Süper Lig kulüplerinin konsolide borçları 21 milyar TL'ye yükselmiş durumda. Yapılandırılan kredilerin faizlerini de eklediğimizde bu tutar 25 milyar TL'ye ulaşıyor neredeyse.
Süper Lig kulüp gelirlerinin yaklaşık 5.5- 6 milyar TL civarında olduğu dikkate alındığında, 25 milyar TL'lik bir borç stoku; 8,5 milyar TL düzeyinde birikimli zarar ve bunun neden olduğu toplam 6 milyar TL dolayında özkaynak açığı ile bu kulüplerin transfer yapabilecek parayı nasıl bulabildikleri ise tam bir muamma!
Süper Lig'de 66 şampiyonluğun 64'üne[3] sahip dört aynı zamanda toplam gelirleri 6 milyar TL'ye ulaşan Süper Lig gelirlerinin de yüzde 68'ini kendi aralarında paylaşıyorlar.
Dört kulübün 31/5/2022 tarihli finansallarına göre;[4]
Yukarıdaki verilere ek olarak, dört kulübe 2022-23 sezonunda tanımlanan Takım Harcama Limitleri toplamı 4.762 milyon TL oldu. Bu tutar Süper Lig THL'nin yüzde 54,8'ini oluşturuyor.[5]
Süper Lig net borçlu liglerden birisi. Süper ligimiz ithalatçı bir lig olduğu kadar transferden zarar da eden bir lig konumunda. Transfer harcamaları kulüplerin finansal dengelerini bozan gider kalemlerinin en önemlisi. Süper Lig dış transferde 2015'ten itibaren dört kez önemli zarar yazdı. Bu zararların toplamı İsmail Şayan'ın hesaplamalarına göre 68,6 milyon Euro civarında.[6] Bu dört zararın üçü son 3 yılda transferde gerçekleşmiş durumda. Borçlanmaya dayalı bir stratejiyle faaliyetlerini devam ettiren, bu nedenle mali yetersizlikleri giderek artan, sürdürülebilir ve sağlıklı bir mali yapıyı tesis edemeyen kulüpler, sportif anlamda beklenen başarıya da ulaşamadılar.
Türk futbol kaynaklarının ve gelirlerinin önemli bir kısmına sahip olan kulüpler, genel futbol yapılanmasının sağladığı ortam ve olanaklar ile zamanla haksız rekabet üstünlüğüne de ulaştılar. Süper Lig'de dengesiz rekabeti kendilerine bir kaldıraç olarak kullanan dört kulüp, bu kadar geniş kaynak ve olanaklara sahip olmasına karşın ne alt yapıda, ne üst yapıda Türk futbolunu ilerilere taşıyabilecek sürdürülebilir bir yapıyı oluşturamadılar. Ekonomik, finansal ve sportif olarak Türk futbolunu hak ettiği yere taşıyamadılar.
Tüm bu olumsuzluklara karşın bu kulüplerin haksız rekabet üstünlüklerini sürdürüyor olmaları, Türk futbolunu sportif kuraklığa, finansal bataklığa sürüklüyor. Futbol otoritesi başta transferler olmak üzere her kulübe mutlaka transferin finansmanının nasıl sağlanacağını sorgulamalı; kulüplere gelirlerinin üzerinde takım harcama limitleri tanımlamamalı; tüm kulüplere eşit mesafede olabilmelidir.
Türk futbolunun kıt kaynakları dengede rekabeti maksimize, haksız rekabeti minimize edebilecek şekilde optimal olarak kulüpler arasında dağıtılmalı ve rekabetçi denge seviyesi yükseltilmelidir. Sürdürülebilir ve sağlıklı bir mali yapıyı oluşturmadan kalıcı bir sportif başarıya ulaşmanın mümkün olamayacağını altmış beş yıllık profesyonel futbol hayatımızda gördük.
Bunu Türkiye Futbol Federasyonu yapabilir mi?
Bu soruyu siz yanıtlayın.
[1] https://www.transfermarkt.com.tr/wettbewerbe/europa
[2] “243 Yeni Transfer", Cumhuriyet, 10 Eylül 2022.
[3] https://tff.org/default.aspx?pageID=545
[4] https://www.kap.org.tr/tr/sirket-bilgileri/ 'de yer alan kulüp finansallarından alınarak hesaplanmıştır.
[5] Tuğrul AKŞAR, “Takım Harcama Limitleri: Olmayan Parayı Harcama Limitleri", 24 Haziran 2022,
[6] https://twitter.com/is_xs/status/1568514570779561984?s=21&t=--O3eNzE6u1ucrYnKdq8cw
Tuğrul Akşar kimdir? Tuğrul Akşar 1962 yılında Niğde’de doğdu. 1988'de Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi İşletme Bölümü'nden mezun oldu. Aynı fakültenin İşletme Anabilim dalında yüksek lisansını tamamladı. 1989'dan itibaren bankacılık sektöründe yönetici olarak çalıştı. 2000 yılından itibaren “futbolun görünmeyen yüzü” olarak bilinen futbol ekonomisi, finansı, yönetimi ve felsefesi üzerine çalışmalar yaptı, makaleler yazdı, kitaplar yayımladı, üniversitelerde dersler verdi, yurt genelinde konferans ve seminerlere katıldı, radyo ve televizyon programlarına konuk oldu. Futbolun genel ekonomik, finansal ve yönetsel sorunları ve çözüm önerilerini içeren video içeriklerini paylaşmayı sürdürüyor. Konusunda referans olan ilk kitabı “Endüstriyel Futbol” 2005 yılında yayımlandı. 2006’da Doç. Dr. Kutlu Merih ile birlikte “Futbol Ekonomisi”, 2008’de “Futbol Yönetimi” adlı kitapları çıktı. 2010'da “Futbolun Ekonomi Politiği”, 2013’te “Krizdeki Futbol”, 2020'de de altıncı kitabı "Endüstriyel Futbolun En Üst Aşaması: Finansal Futbol" yayımlandı. Doç. Dr. Kutlu Merih ile birlikte 2005 yılında Futbol Ekonomisi Stratejik Araştırma Merkezi’ni kurdu. 2005 yılında Meclis Araştırma Komisyonu tarafından düzenlenen Sporda Düzensizliğin ve Şiddetin Araştırılması Raporu'nun 25 sayfalık kısmı “Endüstriyel Futbol” adlı kitabından alınan Akşar, 2011yılında davet üzerine TBMM Araştırma Komisyonu üyelerine "Türk Futbol Kulüplerinin Finansal Yeniden Yapılanması ve Yönetişimsel Sorunlarına Çözüm Önerileri" konusunda bir brifing ve rapor verdi. Nisan 2011’de Teşvik ve Şikeyi Önleme Yasası'nın çıkmasına katkı sağladı, kulüplerin finansal yeniden yapılandırılmasına ilişkin raporunda sunduğu çok sayıda öneriye yasada yer verildi. Türkiye Kurumsal Yönetim Derneği'nin (TKYD) oluşturduğu Kurumsal Yönetim ve Futbol Endüstrisi Çalışma Grubu'nda da yer alan Akşar, 2010’da yayımlanan "Kurumsal Yönetim İlkeleri Işığında Türk Futbol Kulüpleri Yönetim Rehberi"nin iki bölümünü kaleme aldı. “Futbol Ekonomisi” ve “Futbol Yönetimi” kitapları bazı üniversitelerde seçmeli derslerde ana kaynak olarak okutulan Akşar, Türk futbolunun sorunlarına çözüm olabilecek araştırmaları yayımlama, araştırmacılara referans sağlama, futbolun entelektüel boyutuna katkıda bulunma amacıyla www. futbolekonomi.com sitesini hayata geçirdi. Bir süre Radikal ve Cumhuriyet Spor eklerinde ve Tamsaha'da yazdı, halen Dünya gazetesinin haftalık "Ekospor" köşesinde ve Mayıs 2015’ten itibaren T24’te yazıyor.Evli ve iki çocuk babası. |