2022-23 sezonu için 19 Süper Lig kulübüne tanımlanan toplam Takım Harcama Limiti (THL) Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) tarafından açıklandı. Buna göre TFF Süper Lig kulüplerine 6.8 Milyar TL harcama yetkisi verdi. Bu tutar bir önceki 2021-22 sezonu için belirlenen THL tutarlarına göre yüzde 34’lük bir artışı ifade ediyor.
TFF’nin belirlemiş olduğu THL’ne ilişkin önce genel saptamalarımızı yaparsak:
Takımların harcamalarını kontrol altına alarak, onları mali disipline yönlendirmeyi hedefleyen bu uygulamanın ne kadar amacına hizmet ettiğine bir bakalım. Bu amaçla yine rakamsal veriler üzerinden bir analiz yapmakta yarar var.
Süper Lig’in toplam gelirleri yaklaşık 6,5 -7 milyar TL civarında olmasına karşın takımlara tanımlanan THL toplamı 6.8 milyar TL. Neredeyse Süper Lig gelirlerinin tamamına yakın bir tutardan söz ediyoruz. Bu tutara ilave aşım yapabilme yetkisi de tanımlandığında, 2022-23 THL toplam Süper Lig gelirlerini aşmış olacak.
İlk dört kulübün 31.08.2022 finansallarına göre toplam gelirleri 4.8 milyar TL’ye ulaşıyor. Bu kulüplere tanımlanan toplam harcama limiti ise 3.683.611.574 TL. Bu durumda dört kulübe tanımlanan THL toplamı, toplam gelirlerinin yüzde 77’sine karşılı geliyor. Eğer bu kulüplere yüzde 40 aşım hakkı verilirse, dört kulübün THL toplamları 5.2 milyar TL’ye ulaşmış olacak. Yani gelirlerin üzerinde bir harcama tutarı söz konusu olacak. Zaten borç batağında olan bu kulüplerin, bu harcama limitleriyle finansal sorunları daha da artacaktır.
Dört kulübün 7.8 milyar TL’ye ulaşan birikimli zararları sonucu özkaynak açıkları (–) 4.9 milyar TL’ye ulaşmıştır.[1] Özkaynaklarını kaybetmiş, gelirlerinin üzerinde birikimli zararı olan dört kulüp THL’ni nasıl harcayacaktır?
THL ile gelir karşılaştırması yapıldığında Galatasaray gelirinin yüzde 92’sini, Trabzonspor gelirinin yüzde 80’nini, Fenerbahçe gelirinin yüzde 77 ve Beşiktaş ta gelirinin yüzde 61’ini harcama durumunda kalacaktır. Bu sürdürülebilir bir durum değildir. Bu rasyoların pratikteki anlamı ise, bu kulüplerin olmayan parayı harcayacak olmamalarıdır. Yani, gelecekteki gelirlerini şimdiden iskonto ettirmeleri anlamına geliyor.
Oysa, UEFA’nın 2022 Haziran’ında uygulamaya aldığı Finansal Sürdürülebilirlik ve Kulüp Lisans Talimatı’na göre kulüplerin “maliyet kontrolü” kuralı kapsamında transfer giderleri, oyunculara ödedikleri maaşları ve menajerlere yapılan komisyon ödemeleri toplamı, kulüp yıllık gelirinin yüzde70’inden fazla olamaz.
Her ne kadar bu kuralda 2023/24 sezonu için kulüp gelirlerinin yüzde 90’nı, 2024/25 sezonu için yüzde 80’nin ve 2025-26 sezonunda da yüzde 70’inin harcanabileceği belirtilmesine karşın, özkaynakları tamamen negatif olan kulüplerimizin finansal sürdürülebilirlik açısından şimdiden frene basmaları gerekiyor. [2]
THL uygulaması kulüplerde mali disiplini değil, harcamayı özendiren bir niteliğe sahiptir. Yetersiz gelir nedeniyle borçlanmak durumunda kalan takımların (Top.Borç/Top.Gelir) oranları da sürdürülebilir olmaktan uzaktır. 31/08/2022 verilerine göre bu bağlamda dört kulübün ortalama toplam borçlarının ortalama gelirlerine oranları yüzde 328 civarındadır. (Bu oran BJK’de yüzde 487, GS’de yüzde 424, FB’de yüzde 411 ve TS’de yüzde 387’dir.)
2019’da başlayan THL uygulaması ile bugüne kadar kulüplere tanımlanan harcama yetkisi 30 milyar TL’ye ulaşmış durumda.[3] Yani kulüpler 2019-2023 arası toplam 30 milyar TL’ye yakın para harcamışlar. (Bu konuyu 24 Haziran 2022'de yayımlanan "Takım Harcama Limitleri: Olmayan parayı harcama limitleri" başlıklı yazımda detaylı olarak ele almıştım.)
Bugün THL uygulaması, futbol otoritesi tarafından bazı kulüplere bir kaynak aktarım aracına dönüşmüş durumda. Çünkü, THL’nde aslan payı dört büyük kulübe gitmektedir. Nitekim, 2019-2023 arası dört büyük kulübe tanımlanan THL tutarının yüzde 49’u dört büyük kulübe gitmiştir. Bu süreçte dört büyük kulübün THL toplamları 14.7 milyar TL’ye ulaşmıştır.
Bu bağlamda THL’ne ilişkin genel saptamalarımızı yaparsak;
Türk futbolunda tüm sorunların kaynağı en son tahlilde gelir dağılımı dengesizliğine çıkar. Gelir dağılımındaki adaletsizlik zamanla sportif performansı olumsuz etkiler. Gelir dağılım politikasındaki dengesizlikler zamanla haksız rekabete neden olur. Haksız rekabet ise dengesiz rekabeti yücelten bir uygulamadır. Dengesiz rekabet önce sportif performansı olumsuz etkiler, sportif performanstaki düşüş ise futbolun kalitesini ve izlenilirliğini aşağıya çeker. Düşen kalite ve reyting süre içinde parasal gelirlerde düşüşe yol açar. Düşen gelirler ise ekonomik daralmaya neden olur. Kadrolarda başlayan küçülme süreç sonunda sportif performansı daha da düşürür. Bu ise sportif başarı olmayınca kısır döngünün yakıcı etkisini ortaya koyar ve finansal sorunlar derinleşerek krize dönüşür. Tüm bunların sonuçlarıysa: Sportif olarak UEFA ve FIFA sıralamasında gerileme; ekonomik olarak gelir kaybı; finansal olarak borçların artması ve bunlara bağlı olarak ülke futbolunun marka değerinin düşmesidir. Düşen marka değeri süreç içinde parasal gelir yaratma olanaklarını iyice daraltır. Ülke futbol potansiyeli heba edilir ve futbol ülkesi olmaktan çıkarız.
Takım Harcama Limitlerine ilişkin gelişmeleri ve değerlendirmelerimi sizinle paylaştım. Şimdi konuya ilişkin sorularımı aşağıda sıralıyorum:
- Zararda (batakta) olan kulüpleri mali disipline sevk etmek için getirilen bu uygulama hâlâ amacına hizmet etmekte midir? Yoksa kulüpleri mali disiplinsizliğe mi (harcamaya mı) teşvik etmektedir?
- Borçlarını döndüremeyen, faaliyet giderlerini bile karşılayabilecek gelir yaratamayan, zararları gelirlerinin üzerine çıkmış, özkaynakları negatife dönmüş, finansal kriz sarmalındaki Türk kulüpleri, kendilerine tanımlanan ya da bloke edilmiş bulunan limitleri harcayabilecek kaynağı nereden ve nasıl bulacaktır?
- Futbol federasyonunun belirlediği limitlerin ne kadarlık kısmının kulüplerce harcandığı kontrol edilmekte midir?
- Futbol otoritesi bu model ile kulüpleri finansal disipline sevk edip mali yapılarını düzeltebileceğine inanmakta mıdır?
- Futbol otoritesi bu limitleri belirlerken, kulüplerin finansal tablolarını kendi web sayfasında yayınlayacak şeffaflığı neden göstermemektedir?
Sonuç olarak, TFF’nin THL uygulaması, her ne kadar kulüplerin harcama bütçelerini kontrol ve denetim altına alarak, kulüplerin mali yapılarının güçlendirilmesini amaçlasa da, mevcut uygulama kulüplerin finansal yeterliğini sağlamaktan ve finansal dengeyi kurmaktan uzaktır. Aksine, harcamayı cesaretlendiren, günü kurtarmaya yarayan palyatif bir çözüm olarak karşımıza çıkıyor. Bu uygulama, rekabetçi dengenin orta ve uzun vadede daha da bozulması ve haksız-dengesiz rekabetin artması anlamına geliyor.
[1] Tuğrul AKŞAR, “Bu mali yapılar başarı getirmez”, 25 Ekim 2022, ttps://futbolekonomi.com/index.php/haberler-makaleler/mali/110-tugrul-aksar/5670-bu-mali-yaplar-baar-getirmez.html
[2] “UEFA Executive Committee approves new financial sustainability regulations”, Thursday 7 April 2022
https://www.uefa.com/insideuefa/news/0274-14d9f32dd3ea-b0b8ca4dca0a-1000--uefa-executive-committee-approves-new-financial-sustainability-/
[3] Tuğrul AKŞAR, “Takım Harcama Limitleri: Olmayan Parayı Harcama Limitleri”, 24 Haziran 2022, https://futbolekonomi.com/index.php/haberler-makaleler/genel/122-tugrul-aksar/5590-thl-federasyonfutbol.html