UEFA 2018’de Şampiyonlar Ligi’nde her ne kadar turnuvanın formatını değiştirmemekle birlikte, çevre liglerin aleyhine olabilecek iki önemli değişikliğe gitti.
Bu değişikliklerden ilki: 2018-19, 2019-20 ve 2020-21 sezonları için turnuvaya katılım formatının değiştirilmesiydi. İkinci önemli değişiklik ise, 2018-19 sezonundan itibaren gelir havuzundan kulüplere yapılacak parasal ödül dağıtımının yeniden düzenlenmesine yönelikti. UEFA bu yaptığı değişikliklerle aslında Şampiyonlar Ligi’nde rekabetin yapısını değiştirmiş oldu.
İki bölüm halinde ele alacağımız bu konunun bu haftaki bölümünde, UEFA’nın Şampiyonlar Ligi’ne katılım formatına ilişkin yaptığı değişiklikleri ele alacağız. İkinci bölüm ise, UEFA’nın bir diğer değişikliğine, gelir havuzunda yaptığı değişikliğe ilişkin olacak.
UEFA Şampiyonlar Ligi’nde statü değişikliğine giderek, katılım formatını Merkez Ligler lehine yeniden düzenledi. Merkez Ligler olarak nitelendirdiğimiz ligler: İngiliz Premier Lig, Alman Bundesliga, İspanyol La Liga, İtalyan Serie-A ve Fransız Lig 1…
Yeni açıklanan katılım formatıyla, Avrupa’da en yüksek ülke puanına sahip 4 ligin ilk 4 sırasındaki takımlar Şampiyonlar Ligi'ne direkt katılım hakkı elde ettiler. Yani, İngiliz Premier Lig, Alman Bundesliga, İspanyol La Liga ve İtalyan Serie-A, kendi liglerini ilk dört sırada bitiren kulüplerini herhangi bir ön eleme oynamadan direkt olarak Şampiyonlar Ligi’ne gönderebilecekler. Nitekim, 2018/19 Şampiyonlar Ligi sezonunda bu dört ligden 16 takım bulunuyor. Merkez liglerde yer alan bu kulüpler geçen seneki formatta, kendi liglerini ilk üç sırada bitirdiklerinde, Şampiyonlar Ligi’ne direkt gidebiliyorlardı. Dördüncü sıradaki takımlar ise bir ön eleme oynayarak Şampiyonlar Ligi’ne katılmaya çalışıyorlardı.
Merkez Liglerden Premier Lig, Bundesliga, La Liga ve Serie-A Şampiyonlar Ligi’ne ilk 4 sıradaki takımlarını direkt gönderecekler. Ülke puanı sıralamasında 5 ve 6. sırada olan ülkeler, kendi liglerini ilk 2 sırada bitiren ekiplerini doğrudan Şampiyonlar Ligi’ne gönderirken, UEFA Ülke katsayı sıralamasında 7. 8. 9. ve 10. sıradaki ülkeler ise sadece şampiyonlarını direkt olarak gruplara gönderebilecekler.
Ayrıca bu 24 takıma ek olarak Şampiyonlar Ligi ile Avrupa Ligi şampiyonları da turnuvaya grup aşamasından başlamaya hak kazanacaklar. Böylelikle, yeni sistemle birlikte 32 takımdan 26'sı (yüzde 81’i) elemeler başlamadan belirlenmiş olacak. Yani sadece 6 takım elemeleri (Şampiyonlar yolundan 4 ve Lig yolundan da 2 takım) geçip turnuva bileti alabilecekler. Bu uygulama sonrası Merkez Liglerden 18 takım doğrudan Şampiyonlar Ligi’nde yer alacak. Yani, Şampiyonlar Ligi'ne gidecek takımların yüzde 56’sı Merkez Liglerden gelmiş olacak. Önceki sitemde merkez liglerden Şampiyonlar Ligi' ne doğrudan katılan takım sayısı on üç idi.
UEFA’nın ve Dünya futbol organizasyonun kulüpler bazında en önemli turnuvası şüphesiz ki Şampiyonlar Ligi…
Bu turnuvada 2018-19 sezonuna kadar mücadele eden 32 takımdan on üçü Merkez Liglerden direkt katılmaktaydılar. Yine, 2018-19 itibariyle bir başka istatistiki bilgi de, adı Şampiyonlar Ligi olan turnuvada mücadele eden kulüplerden sadece on beşi kendi ulusal liglerini şampiyon olarak tamamlamış durumda. Yani, çok kabaca, Şampiyonlar Ligi’ndeki takım sayısının neredeyse yarısı (yüzde 47), 15 takım şampiyon, kalan 17 takım ise UEFA’nın katılım formatıyla bu ligde yer alıyor. UEFA’ya tabi 55 ülke federasyonu olduğunu göz önüne aldığımızda, sadece 15 ligin şampiyonu bu ligde yer alıyor. Yani, bu ligde ulusal Avrupa liglerinin sadece yüzde 27’si temsil ediliyor.
Kısacası, yeni yapılan düzenlemeyle bu ligde büyük ligler (merkez ligler) lehine haksız rekabetin UEFA tarafından nasıl konumlandırıldığını, çevre ligler (merkez Liglerin dışında kalan tüm ligler) aleyhine haksız rekabetin nasıl kalıcılaştırıldığı ve kurumsallaştırıldığını hep birlikte görüyoruz.
Aşağıdaki tablo bize UEFA’nın Şampiyonlar Ligi’ne katılıma ilişkin yaptığı değişikliği net olarak gösteriyor.
Şu anda UEFA Ülke Puanı sıralamasında 10. sırada bulunan Türkiye, lig şampiyonunu direkt olarak Şampiyonlar Ligi'ne gönderebiliyor. Ligi ikinci sırada bitiren takımımız ise geçen senelerin aksine 2 değil 3 ön eleme oynayarak gruplara kalmak zorunda. Öncelikle eleme oynayacak takımımızın Lig yolundan gideceğini hatırlatmakta fayda var.
Sıralamada 10, 11, 12, 13, 14 ve 15. olan ülkelerin lig ikincileri Şampiyonlar Ligi'ne 2. Ön Eleme turunda başlayıp kendi aralarında eşleşecekler. Buradan çıkan 3 takım 3. Ön Eleme turunda ülke puanı sıralamasında 5 ve 6. liglerin üçüncüsü ile 7, 8 ve 9. sıradaki ülkelerin ikincisi ile eşleşecekler. Bu 8 takımın kendi arasındaki mücadelesinden bir üst tura çıkan 4 takım bu sefer Play-off turunda karşı karşıya gelip 2'si grupların yolunu tutacak. [1]
UEFA’nın bu değişiklikleri Şampiyonlar Ligi’nde bir paradigma değişimine gidildiğini bize gösteriyor. Artık, bu lig Şampiyonlar Ligi değil, tam anlamıyla zengin kulüplerin mücadele edeceği bir Zenginler Ligi.
Bu düzenlemelerle, UEFA Avrupa’nın zengin kulüpleri ve ligleri lehine, çevre liglerin küçük ve yoksul takımlarının aleyhine var olan haksız rekabet daha da artırılarak kalıcılaştırılıp kurumsallaştırıldı.
UEFA’nın statü değişikliğine giderek Şampiyonlar Ligi’ne katılım formatını revize etmesi, basit ve sıradan bir değişiklikten daha çok, paradigmik bir değişikliği ifade ediyor.
Bu değişiklik, UEFA’nın sadece merkez lig takımlarından oluşturulacak yeni bir organizasyona ilişkin gizli düşüncelerinin de dışa vurumu anlamına geliyor. Bu yapısal değişiklik, önümüzdeki üç-beş yıl içinde sadece merkez ligler arasında oynanacak yeni bir lig yapılanmasının da ön hazırlıklarını oluşturuyor.
Merkez ligler dışındaki tüm takım ve ligler, UEFA’nın bu haksız, keyfi ve futbolun ruhuna aykırı yeni düzenlemesine karşı ortak bir platform temelinde mücadele ve protesto etmek zorundalar. Bu, tarihsel bir görev ve zorunluluk olarak Çevre Liglerin önünde duruyor. Bu nedenle diyorum ki, TÜM ÇEVRE LİGLER UEFA’YA KARŞI BİRLEŞİNİZ!
[1] Bu konuda daha geniş ve detaylı bilgi için bkz. Tuğrul Akşar, Şampiyonlar Ligi’nde Neler Değişti? (20 Eylül 2018)