Cihangir, Bayram'da yüzde 60 göç verdi. Şişli, Kadıköy, Çankaya, Alsancak, Karşıyaka gibi. Öteki yerleri bilemem ama Cihangir göçe karşılık Nişantaşı, Etiler ve Moda'dan gelen "barbar" üst orta sınıfın işgaline uğradı.
Biz orta sınıflar, Kahvedan, Home Room ve neredeyse boş olan Firuz Ağa Camii'nin kahvesine sığındık. Orada Sırrı Süreyya Önder'le öpüşmeden bayramlaştık ama "Lütfen beni iki hafta magazin unsuru yapma" dediği için fotoğrafımızı kullanmıyorum. Zaten biraz yorgundu ve fotoğraf da parlak çıkmadı.
İzmir'in Konak Kent Konseyi Mülteciler Meclisi varsa, Diyarbakır'ın da Göç ve İnsani Yardım Vakfı (GİYAV) var. Hangi nedenle olursa olsun yerlerinden edilmiş "dezavantajlı" çocuklara (bu siyaseten doğrucu kavramlar bazen içimi bayıltıyor ama galiba doğrusu bu) eğitim, burs veriyor; etkinlikler düzenliyorlar. Şimdilik 225 çocuğa ulaşabiliyorlar ve tabii ki desteğe ihtiyaçları var.
Stajyer magazin muhabirliğinden telife geçmek için kendini paralayan Sedat Yılmaz'ın zorla verdiği bilgiye göre vakfın başkanı Çiğdem Ertak. Hiç sürpriz değil. Zaten kadınlar da olmasa bu Türkiye halkları ne yapacaktı bilmem.
Yılmaz'a çok da haksızlık etmeyeyim. Etkinliklerin Kurmançi, Zazaca ve Türkçe yapıldığını da ondan öğrendim. Destekleriniz için linke tıklayabilirsiniz.
İlk fotoğraf 10 Kasım 1970. Kürsüde konuşan Dev-Genç'li ODTÜ Mimari'den Ertuğrul Kürkçü. Hemen arkasındaki yıllar sonra aynı doktora sınıfında buluşacağımız Mülkiyeli Zafer Kutlu. Yer, yanılmıyorsam Ankara Anıtkabir. Bana daha bir kere gitmek kısmet olmadı.
Öteki fotoğraf ise 45 sene sonra, vekilim Ertuğrul Kürkçü ile İzmir'de. Rejimi bilemem ama zaman da çok insaflı sayılmaz. Kürkçü sanki benden bir tık daha iyi kalmış.
*Yeni internet yasası ve son haftanın sansür gündemi Susma Platformu'nda
*Az buçuk İngilizce bilen iletişimci milleti için Fr(ON)t(LINE)
*Özgürüz Radyo'da Ragıp Duran magazini
- Sonunda olanlar oldu ve genç meslektaşım İsmail Saymaz (oğlum Hüso'nun akranıdır), Türkiye, Orta Doğu ve Balkanların en en korkunç TV kanallarını geze geze Freud'u haklı çıkardı. Gerçi haksızlık etmeyeyim, bu haklı çıkarmada aylardır evlenememesi de (iki erteleme) epey pay sahibi.
En son Instagram'da (benim yok) damatlığını sergilemiş. Allahım o ne yakışıklılık. Ne var ki ben galiba 16 Ağustos Hilton Düğünü'ne gidemeyeceğim. Çünkü geleneksel mesane ameliyatım o araya denk gelebilir. Ama İsmail üzülmesin, aylardır sakladığım çeyreği altın fiyatları artınca, pandemi krizi bahanesiyle sattım. Zaten ellerim boş gidecektim.
Sayar kızımızdan ricam, düğünden sonra, İstanbul Sözleşmesi'ne dayanarak, Saymaz oğlumuzun ekran seyahatlerine sınırlama getirsin.
- Ciddiye aldığım elimizde kalan üç beş mecradan biri olduğu için sonunda yazmaya karar verdim. BirGün gazetesinin manşetten çok güzel gördüğü 800. Hafta Cumartesi Anneleri eylemi haberi. Koca ilk sayfada Cumartesi Anneleri adı geçmiyor.
İzmir Ekonomi Üniversitesi'nde ikmale bıraktığım bir iletişim öğrencisi göndermiş. İnşallah onun da benim gibi sarı noktası yoktur.
- Bizim semtin üç çılgın muhtarı var. Cihangir'in Adnan Bal, Pürtelaş'ın Fehime Esen, Kılıç Ali Paşa'nın Halil Kalafat. Müthişler, her şikayete 24 saat içinde yetişiyorlar. Ne var ki Bayram'da beni çok küstürdüler. Sokak sokak, cafe-kahve dolaşıp lokum ikram etmişler. Bana uğramadılar.
Herhalde duydular ki, Çarşamba akşam üzeri aşağıdan bağırmaya başladılar "Tuğrul Bey" diye. İntikamımı aldım ve cama yarı çıplak çıktım.Kapıma kadar geldiklerini kanıtlayan bir selfie çekerlerse sinirimin geçeceğini söyledim. Gördüğünüz gibi çektiler. Ah biz seçmenler gücümüzü bilsek!
65 plus'ı rahat bırakın
Üç ayda bir çıkan Cogito Dergisi'nin son sayısı, Necmiye Alpay ve feminist Lynne Segal'le başlayan tam, doğru saydıysam, 15 makaleden oluşuyor. Telif ve tercüme müthiş yazılar. Bir de avukat Eren Keskin röportajı var. Anneanne olan da anneannesi olan da bir göz atsın derim.
İki kez filme çekildi