Biliyorum, inanması zor ama salı günüden beri lower Cihangir, upper Kasımpaşa'dayım, yani yine Taksim İlk Yardım'dayım... Daha havalı olacaksa, yatak parası ödemediğim Taksim Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ndeyim. Keşke, “Siz bu yazıyı okurken ben çıkmış olacağım“ diyebilseydim.
Tabii siz şimdi neden hastanede olduğumu merak etmiş gibi davranabilirsiniz. Bu sefer, 'belden aşağı' değil, 'belden yukarı' bir tedaviye girdim... Meğer, ağır enfeksiyon ve zatürre ile uğraşıyormuşum da haberim yokmuş.
Meseleyi fazla ciddiye almadan mizansen olmayan gerçek fotoğrafımı koyayım da laf fazla uzamasın...
Son yıllarda gonzo gazetecilik yaptığım için sevgili okur ve fanlarımdan hiçbir gizli saklım yok.
Bu arada söylemeden geçmeyeyim: Son 3 yıldır zorunlu istikametlerimden olan Taksim İlk Yardım, nedense eski günlerindeki kadar parlak değil.
Mülkiyeliler Birliği'nin 19 Mart Pazar günü (çoğunluk sağlanamazsa 26 Mart) toplanacak Genel Kurulu'nda yeni yönetim de seçilecek. Yönetim için rakip grupta, dönem arkadaşlarım Uluç Gürkan ve Sudi Kocaimamoğlu'nun adlarını görünce siyasi ve magazinel ağırlığımı “Yetiştik Çünkü Biz“ grubunun arkasına koydum, yani rakip grubun...
Genel Kurul'da yeni Yönetim Kurulu'nun yanı sıra Denetim Kurulu, Onur Kurulu, Mülkiyeliler Birliği Vakfı Yönetim Kurulu, Mülkiyeliler Birliği Vakfı Denetim Kurulu ile Yüksek Danışma Kurulu üyeliklerine de seçim yapılacak. Yok, hayır, "Sandıklara sahip çıkın" demiyorum, Mülkiyeliler medeni bir şekilde yarışmayı bilirler.
Pink Floyd'un efsane albümü Dark Side of the Moon'un dünyamızı ilk sallayışının üzerinden 50 yıl geçmiş. Albüm şimdi en beklemeyeceğiniz insanların bile tişörtlerinde... 1973'te Londra'dayken Dark Side of the Moon albümünü keşfederken bunun bir hazineye dönüşeceğinden haberim yoktu. Pink Floyd'un altın yumurtlayan tavuğu popülaritesini asla kaybetmiyor. Grubun asisi Roger Waters, grup arkadaşlarını da dışlayıp bu albümü kendisi tekrar kaydetmiş. Nasıl olmuş? Dinleyip göreceğiz... O sırada size albümün orijinal kayıtlarından bir başyapıtı bırakıyorum. 'Güneşi yakalamak için koşarsın ve koşarsın, ancak o batıyor...'
Tuğrul Eryılmaz kimdir? Tuğrul Eryılmaz, kendisini "sadece gazeteci" olarak tanımlıyor. Dünyayı etkileyen 1968 rüzgârı sırasında üniversiteye gitti. 1969 yılında Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’ni (Mülkiye) bitirdi. Bir süre Londra'da öğrenim gördükten sonra Türkiye'ye döndü. Mülkiye'de yüksek lisans eğitiminin ardından Ankara'da TRT Haber Merkezi'nde gazeteciliğe başladı. Bir dönem Ankara Üniversitesi Basın Yayın Yüksek Okulu'nda iletişim dersleri verdi. 12 Eylül 1980 darbesinin ardından üniversiteden ayrıldı. İstanbul'da haftalık Nokta, Yeni Gündem, Tempo ve Sokak dergileriyle Cumhuriyet ve Yeni Asır İstanbul gazetelerinde çalıştı. Ankara, Bahçeşehir, Bilgi, İzmir Ekonomi ve Kadir Has üniversitelerinin iletişim fakültelerinde gazetecilik dersleri verdi. 1996’daki kuruluşundan 2013 yılına dek yaklaşık 16 yıl Radikal İki’nin yayın yönetmenliğini yaptı. “Gazeteci olarak yaptıklarımın çok azından pişmanım. Neyse, ‘önemli’ bir köşe yazarıymışım gibi sizlerin sütunlarından çalmayayım. Bize güvenerek yazı gönderen herkese bol minnettarlık ve sevgiyle…” satırlarıyla Radikal İki'ye veda etti. Özgür Gündem Nöbetçi Genel Yayın Yönetmenliği'nden yargılanan gazeteciler arasında yer aldı; bu nedenle açılan davada 1 yıl 3 ay hapis ve 6 bin lira para cezasına çarptırıldı. Sinema ve dizilerde senaryo ve kurgu danışmanlığı da yapan Eryılmaz, IPS İletişim Vakfı kurucusu ve Yönetim Kurulu üyesi. Rolling Stones ve Marianne Faithfull hayranı. Asya'nın dedesi. |