Bazı okurlarım yurtta ve dünyada kıyametler koparken nasıl magazin yazabildiğimi hayretle karşılıyorlarmış. Böyle birkaç mail aldım ama hiçbirinde de bana başka bir seçenek sunulmamıştı. Ben yine ısrarlıyım ve kendimi tekrarlama pahasına söylüyorum: Bütün baskıcı rejimler, insanları evlerine kapatıp mağduriyetten perişan olmalarını amaçlar. Bütün mesele bezmemek ve her zaman sokağa çıkmaya hazır olarak beklemek.
Yılbaşı kutlamalarıma daha sonra işleyeceğim günahları biraz hafifletmek amacıyla İnsan Hakları Derneği (İHD) Gençlik Komisyonu'nun dernek binasında verdiği partiyle başladım.
Gençler çok eğlenceliydiler fakat itiraf etmeliyim ki hazırlanan masa leziz olmakla birlikte oldukça yoksuldu. Ot yemekten perişan oldum. Umarım İHD'nin gençleri bu veganlık işini çok ileri noktalara taşımazlar.
İHD'de yediğim "mütevazi" atıştırmalıklardan sonra büyük bir umutla Cihangirli komşum Deniz Türkali'nin yemeğine katıldım. Hemen baştan söyleyeyim, Türkan Şoray gelemedi. Kadir İnanır ve Sezen Aksu da davetlerinde fazla ısrarlı olmadılar.
İster inanın ister inanmayın 70 yıllık Deniz Türkali bile modaya uyup vegan ağırlıklı yiyecekler hazırlamıştı. Tatlılar bile vegandı.
Saat 23.45'te kendimi evinde çok pahalı içkiler servis edeceğine emin olduğum komşum Nihal Yalçın'a attım. Nihal'in yanı sıra Berker Güven, Tülay Günal gibi ünlüler de oradaydılar ve erkenden kafayı bulmuşlardı.
Kocaman bir projeksiyondan Super Tramp, David Bowie ve Hair dinleyerek yeni yıla girdik. Buradan üzülerek ve kıskanarak bir gerçeği belirtmek isterim: Nihal Yalçın'ın boyfriend'i Berker Güven, Michael Jackson gibi dans edip neredeyse Elvis Presley gibi rock söyleyebiliyor. Dizi yapımcılarına duyururum .
Saat 01.00'e doğru Kaktüs'teki geleneksel yılbaşını sokakta karşılama partisine katılmak üzere evden çıkıldı. Hepsi oraya gitti, benim dışımda. Ta Cumhuriyet'ten tanıdığım Hasan Cemal'in arkadaşı #Tarih Gürsel Göncü, beni eve bıraktı. Sabah kahve suyunu kaynatmak için kalktığımda saat 11.25'ti. Kaktüs partisi sabah 06.00'da bitmiş.
Sadece iki köşk kaldı
Kardeşim Taner Eryılmaz'ın gönderdiği bu videoyu Vehbi Moğol paylaşmış. İkinci Dünya Savaşı'nın hemen başında İzmir'in incisi Karşıyaka'nın bir zamanlar ne kadar muhteşem olduğunu gösteriyor.Tabii tarih benim Karşıyaka Fevzi Paşa İlkokulu'na başlamamdan bile 15 sene önce. Nasıl bu kadar vahşi davrandık inanılır gibi değil. Köşklerle yalılarla dolu Karşıyaka Kordon Boyu şimdilerde acımasız bir beton yığınına dönüştü. Şimdilerde dediysem de tahribat 1960'larda iyice yoğunlaşmaya başlamıştı. Yani darmadağan ettiğimiz tek yer İstanbul değil maalesef.
M.M. nihayet Cihangir'de görüldüTanıdığım en velûd yazarlardan biri olan Murathan Mungan epeydir ortalıklarda görünmüyordu. Yılbaşından hemen sonra 22'de karşılaştık. Yok yok, beni görmeye gelmemişti. Kanasta Kardeşliği grubundan oyuncu İpek Bilgin ve 22'nin yeni müdürü İsmail Güneş'le buluşmaya gelmiş. Entelektüel ve sanat dolu bir konuşmaya ortak olabilirim umuduyla masalarına çöktüm. Fakat onlar kısa bir süre sonra Gülse Birsel'in yılbaşı özel filmini konuşmaya başlayınca derhal izin isteyip daha az zenginlerin gittiği HomeRoom'a geçtim. Zaten onlar da kalmam için fazla ısrar etmediler.
Kendini sanata vermiş Yine Murathan Mungan gibi, epeydir Cihangir'e düşmeyen eski vekilim Sırrı Süreyya Önder'le tamamen tesadüfen Kaktüs'ün bahçesinde karşılaştık. Sırrı Süreyya Önder kendini tamamen kitap yazmaya ve sinemaya vermiş. Pek güzel olan projelerinden bahsetti ve "Sakın yazma" dedi. Anlasaydım yazardım. Bu arada dedelik benim gibi Sırrı Süreyya Önder'e de yakışmış.
Yeşilçam ya da otizm hikâyesi
Bergen'in yapımcısı Mine Şengöz'ün yeni işi Sevda Mecburi İstikamet'in galası için Kanyon'daydım. Çağan Irmak'ın yazıp yönettiği filmde Selçuk Yöntem, Günay Karacoğlu gibi benim kuşağın sevdiği oyuncular döktürüyorlardı. Sol yanımda Berna ve Cengiz Semercioğlu, sağ yanımda oyuncu Hatice Aslan filmi çok beğendiler. Ağır risk grubunda olduğum için after party'e katılıp sizler için fotoğraf çektiremedim.
Film bir tık uzundu fakat ilgiyle izledim. Yani Atilla Dorsay ya da Alin Taşçıyan'lığa soyunmayacağım. Gidin kendiniz görün. Hak ediyor.
T24'ten Muammer Brav'ın Sevda Mecburi İstikamet ekibiyle yaptığı söyleşiyi izlemek için tıklayın.
* Şimdi bazı fanlarım "Karl Marx nereden çıktı?" diye merak edecekler. Hemen meraklarını gidereyim. AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın her söylediğini "müjde" olarak bize aktaran yandaş medyaya hiç bulaşmaya niyetim yok. Fakat KRT, Halk TV gibi kanallar ve hatta FOX TV'nin Selçuk Tepeli'si gibi "muhalif" isimler nedense tüm şiddetli iktidar eleştirilerine rağmen bir kerecik olsun kapitalizmden bahsetmiyorlar. Bir anarkomarksist olarak bu beni gerçekten çok üzüyor. Hiç değilse Der Spiegel gibi olabilseler.
Gönüllü Gonzo Ajansı Muhabiri Edip Emil Öymen sağolsun.
Şu sıralar oyuncu Vahide Perçin'le Aldatmak dizisinde oynayan Ercan Kesal'la yapılan bir söyleşinin kitabı çıktı. Gazete Duvar'dan Yenal Bilgici'ye verdiği uzun söyleşide Kesal, film ve kitaplarla dolu öneriler, bakışlar sunuyor. Hoşunuza gidebilir.
Pointer Sisters'tan Anita Pointer bu hafta 74 yaşında bizlere veda etti. Çok zengin olmayan 1980'ler müzik dünyasının belki de en iyileriydiler. Pointer Sisters'tan I'm So Excited.
Edip Emil Öymen'e teşekkürler.
Tuğrul Eryılmaz kimdir? Tuğrul Eryılmaz, kendisini "sadece gazeteci" olarak tanımlıyor. Dünyayı etkileyen 1968 rüzgârı sırasında üniversiteye gitti. 1969 yılında Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’ni (Mülkiye) bitirdi. Bir süre Londra'da öğrenim gördükten sonra Türkiye'ye döndü. Mülkiye'de yüksek lisans eğitiminin ardından Ankara'da TRT Haber Merkezi'nde gazeteciliğe başladı. Bir dönem Ankara Üniversitesi Basın Yayın Yüksek Okulu'nda iletişim dersleri verdi. 12 Eylül 1980 darbesinin ardından üniversiteden ayrıldı. İstanbul'da haftalık Nokta, Yeni Gündem, Tempo ve Sokak dergileriyle Cumhuriyet ve Yeni Asır İstanbul gazetelerinde çalıştı. Ankara, Bahçeşehir, Bilgi, İzmir Ekonomi ve Kadir Has üniversitelerinin iletişim fakültelerinde gazetecilik dersleri verdi. 1996’daki kuruluşundan 2013 yılına dek yaklaşık 16 yıl Radikal İki’nin yayın yönetmenliğini yaptı. “Gazeteci olarak yaptıklarımın çok azından pişmanım. Neyse, ‘önemli’ bir köşe yazarıymışım gibi sizlerin sütunlarından çalmayayım. Bize güvenerek yazı gönderen herkese bol minnettarlık ve sevgiyle…” satırlarıyla Radikal İki'ye veda etti. Özgür Gündem Nöbetçi Genel Yayın Yönetmenliği'nden yargılanan gazeteciler arasında yer aldı; bu nedenle açılan davada 1 yıl 3 ay hapis ve 6 bin lira para cezasına çarptırıldı. Sinema ve dizilerde senaryo ve kurgu danışmanlığı da yapan Eryılmaz, IPS İletişim Vakfı kurucusu ve Yönetim Kurulu üyesi. Rolling Stones ve Marianne Faithfull hayranı. Asya'nın dedesi. |