Bırakın Türkiye'yi ve Suriye'yi, bütün dünyayı dağlayan deprem felaketinden sonra geçen hafta yorumlanan ilk kareler bir türlü anlayamadığım bir şekilde aydınlarımızı birbirine düşürdü. Oksijen'de yayımlanan yorumlar, bence biraz fazla, ağır bir kampanyaya dönüştü. Ben bu hafta bütün cesaretimi toplayarak sözü sadece bir iki resim altıyla fotoğraflara bırakıyorum.
Ben sadece gazeteciyim. O fotoğrafları yorumlayacak yeteneğim maalesef yok.
Fotoğraflar için mahallenin doktor, oyuncu ya da KHK'lı aydınlarına teşekkür ederiz.
Bazı okurlarım habire Cihangir'den bahsetmeme biraz alındıklarını söylediler. Bence alınmasınlar çünkü biliyoruz ki Ankara'nın Çankaya'sı, İzmir'in Karşıyaka'sı, Bursa'nın Nilüfer'i, Sinop'un Gerze'si, Mardin'in Midyat'ı... Sivil dayanışma için seferberlik hâlinde.
Hakkımı helal ettim
Yurt dışındaki ilk kurtarma eylemleri için Türkiye'ye gelen Vietnamlı arama kurtarmacılar gözlerimi yaşarttı, beni eskiye götürdü.
Neden derseniz, 1960 sonları 70 başlarında Amerika'ya karşı kurtuluş savaşı veren Vietnamlıları desteklemek için sokağa çıktığımızda çok dayak yemiştik. Hep derim ya, "Hayatımda hiç Vietnamlı görmeden en çok dayağı onlar için yedim" diye. Yediğim bütün dayaklar sevgili Vietnamlılara helal olsun. Hepsine öpücükler. Ho Amca unutulmaz.
* UNICEF'ten Başkan Danışmanı Mülkiyeli arkadaşım Alanor Olalı'dan bana gelen bağış linkini sizlerle paylaşıyorum.
* Üyesi olduğum İnsan Hakları Derneği'nin Hatay deprem gözlem raporunu okumak için linke tıklayabilirsiniz.
* Mülkiyeliler Birliği’nden çağrı: Deprem felaketinden mağdur olan SBF öğrencisi kardeşlerimiz için açılmış burs fonuna katkı yapmaya çağırıyoruz.
Depremden çok kısa bir süre önce T24'ten ve Mülkiye'den benim dört sınıf küçüğüm Mehmet Y. Yılmaz'ın Rumelihisarı'ndaki evinde yemekteydik. Evi mütevazi döşenmişti ama manzara çok ama çok zengindi.
Mehmet Y. Yılmaz ile Elif Brav'ın ev sahipliğinde sunulan yemekler deniz ürünleri ağırlıklıydı. Hele Yılmaz'ın yaptığı mayonezli levrek beni 1960 ortalarına, Ankara Kızılay Piknik'e götürdü. Bilmem söylememe gerek var mı, yemekteki en yoksul gazeteci bendim. Merak ediyorsanız, diğerlerinin isimleri resim altında.
Bir de küçük bir dedikodum var. Gerçi Hasan Cemal'le ötekiler benden gizli şifreli konuşmaya çalıştılar ama galiba İsmet Berkan'lı Hakan Çelenk'li bir gazetenin çıkmasının eli kulağındaymış.
Evet, deprem haberlerini ağırlıklı olarak, ilk günlerden itibaren deprem bölgesine giden T24 (Murat Sabuncu, Candan Yıldız, Faruk Ekici, Hazar Dost, Berna Abik), KRT ve Halk TV'den izlemeyi sürdürüyorum. "Türkiye Tek Yürek" ortak yayınına katılan Fox TV'yi, orta arkadaşım Selçuk Tepeli'ye rağmen bir süre izlemeyeceğim. Bir de iyi bir şey söyleyeyim, perşembe günü Ayşenur Arslan'ın programına katılan siyasetçi Nesrin Nas, gazeteci İsmail Saymaz ve HDP milletvekili Filiz Kerestecioğlu dört dörtlüktüler. "Soru ve hesap sormamak diye bir şey olmaz" diye epey dil ve ter döktüler. Yandaş medyadan azıcık da olsun tanıdığım tek isim Fuat Kozluklu'ya bu programı izlemesini öneririm. Ey Kozluklu, insan Amerika'da bu kadar sene temsilcilik, gazetecilik yapar da hiç mi bir şey öğrenmez. Amerika'nın Sesi'nde Taçlan Süerdem sana bu kadar zaman nasıl tahammül etti, hayret. * Türkiye televizyonlarında kendi adıma beni en çok utandıran program ortak yayındaki "Türkiye Tek Yürek" oldu. Çarşamba gecesi, 20.00'den sonra yayınlanan bu gerçekten sakil program kalbimizi iyice burktu, paramparça etti. Öyle bir program düşünün ki milyoner arkadaşlarının adını söylerken onlarla senli benli konuşan "gazeteci"-iş adamı Acun Ilıcalı yetmiyormuş gibi bir de devlet-hükümet aleyhine bir cümle söylenecek diye pür dikkat kesilen din hocası olduğunu zannettiğim ama meğerse sunucu olan Nihat Hatipoğlu da ekranlardaydı. Zirve Holding dediler, Demirören dediler, Cengiz Holding dediler, futbol kulüpleri başkanları dediler, dediler de dediler...Ve yine bence, Türkiye'de şimdiye kadar yapılmış belki de en kötü programa imza atmış oldular. Rahmetli anneciğim Nebahat Hanım daha ilkokul sondayken bana öğretmişti, "Oğlum sağ elin verdiğini sol el bile bilmemeli." Keşke ben de onlar gibi "Allah razı olsun" diyebilseydim ama diyemedim
Bu haftaki müzik önerimiz depremzedelerle dayanışma gösteren Metallica, Pearl Jam, Madonna ya da Patti Smith olacaktı. Kura çekimini 'Güç Halkta'yla arkadaşım Patti Smith kazandı.