Bu haftaki magazinimi binbir güçlükle T24'e giderek editörümle kotarmayı becerdim. Kıymetimi bilmenizi öneririm...
52 yıl sonra Rita ile görüntülü konuşurken - Çiğdem Toker'in kitap tanıtım partisinde kola da vardı, bira da vardı, şarap da vardı - Eric Clapton'ın pandemi sürecinde evde yaptığı 'session'lar - Alev Coşkun'un arkadaşı Mustafa Balbay
***
Şubat ayının ilk magazini sanki 'Tarihimden Yaprak'mış gibi başlayacak ama hiç öyle değil, bayağı güncel. Ayrıca operasyon, hastane ve evde dinlenme gibi zorunluluklardan dolayı toplumsal yaşamın biraz gerisinde kaldım. Bazı siyasal ve toplumsal ve dedikodularım biraz bayatsa bir kerelik bağışlayın. Hatta çok beğenmiş gibi yapıp benden kurtulmak için bahane arayan Genel Yayın Yönetmeni Doğan Akın, Hasan Cemal ve de Mehmet Y. Yılmaz'a bu fırsatı vermeyin. Yoksa siz kaybedersiniz çünkü ben medyada türümün son örneğiyim.
Milyonda değil, milyarda bir
Telefonda oğlum Hüseyin, "Babişko sen 1970 başlarında Londra'dayken Rita diye bir arkadaşın var mıydı?". 15 saniye sessizlik. "Evet evet ama Rita İngiliz değil, Arjantinli bir kızdı."
Rita Sternbach ve Gonzo olmadan önce Tuğrul Eryılmaz, yani then
Şimdi azıcık başa sarayım. Türkiye'nin az olan gezginlerinden Furkan Kumkaya'nın Arjantin'de kaldığı evin sahibesi Rita Sternbach sohbet sırasında "Sen tanıdığım ikinci Türksün. Londra'da Cambridge Cert. için çalışan Tuğrul adlı bir dostum oldu" deyivermiş. Yaşıyorsam gazeteci olabileceğimi eklemiş. Bu bilgili gezgin Kumkaya da onunla Milliyet'te söyleşi yapmış olan Çiğdem Yılmaz'a, oradanda da oğlum Hüso'ya gelmiş.
Ve ertesi gün ben, sevgili Rita ile telefonda görüntülü konuşuyordum. İnanın pandemi başladığından bu yana hiç böyle mutlu bir 10 dakika geçirmemiştim. Birbirimizi zorlukla duyduk ama ne gam. Ben Marquee Club, Piccadily Circus ve King's Road'a ışınlamıştım bile...
Bu da şimdi, soldaki fotoğraf Instagram'da paylaşılan haber, Rita benimle görüntülü konuşurken. Ben de Cihangir'de zevkten dört köşe olmuş hâldeyim (Fotoğraf: #Tarih Gürsel Göncü)
Linkler ve çağrılar
* Umut Vakfı, “Türkiye Silahlı Şiddet Haritası”nın 2022 raporunu
hazırladı.
* İKSV, İstanbul Film Festivali için genç sinema öğrencisi jüri adaylarını arıyor. Ayrıntılı bilgi için
tıklayın.
* Aposto'dan
Radyo Digest: Sürdürülebilir Moda, Oscar'lar, BeReal.
***
Taksim Hill'de bir gece
Çarşamba gecesi soğuğa, fırtınaya ve ağrıyan belime aldırmadan "köşe arkadaşım" Çiğdem Toker'in yeni çıkardığı "Milletin Cebinden / Şehir Hastaneleri-Kamu-Özel İşbirliği" kitabının tanıtım partisine gittim.
Yukarıda arkadaşım Çiğdem Toker ile görülen Mehmet Y. Yılmaz, benden sahne çalmak için elinden gelen her şeyi yaptıFotoğraf: GYY Doğan Akın
Bilmeyenler için söyleyeyim Çiğdem Toker, hanım hanımcık, güzel bir kadın fakat araştırma yapıp yazdığı konuları görünce içinden başka biri çıkıyor sanki: Derinlemesine ve cesur.
Tekin Yayınevi'nin alkollü-alkolsüz ikramlı gecesinde bence yeterince ünlü yoktu. Düşünsenize, vekilim Sırrı Süreyya Önder, Fox TV'den az bayıldığım Doğan Şentürk ve de nedense beni biraz kıskandığını hissettiğim T24 ve Oksijen'den Mehmet Y. Yılmaz en ünlü isimlerdi.
Mülkiye'den Murat Sevinç (sol başta), Evrensel'den Fatih Polat, ben, bir sürü ameliyattan yeni kalkmış olan vekilim Sırrı Süreyya Önder Fotoğraf: GYY Doğan Akın ( Bu fotoğrafı KRT'den Hilal Solmaz da çekmiş olabilir)
Başta sıkıcı bulduğum gece avanta beş kadeh şarap yuvarlayınca birdenbire renklendi. Hoşgörüm arttı; BirGün ve Evrensel'den gençlerle ve de hatta Sol Parti'den Alper Taş'la, fraksiyon farklılığımıza rağmen, çok hoş davranıp muhabbet bile ettim. Mülkiye'den uzaklaştırılan Barış Akademisyeni Doç. Dr. Murat Sevinç'in azıcık uzun konuşmasını bile alkışladım.
Dikkatimi çeken nokta, Çiğdem Toker'in Fox TV'de birlikte program yaptığı cuma gecesi isimlerinden Doğan Şentürk dışında kimse yoktu. Anladığım kadarıyla hava koşullarından ya da yol parasına kıyamadıklarından Nevşin Mengü, Deniz Zeyrek ve de Murat Yetkin'in yoklukları dikkat çekti. Hatta hafiften dedikodu konusu bile oldu.
Bu arada hemen ekleyeyim, idare mahkemesi Barış Akademisyeni Dinçer Demirkent'i Mülkiye'deki görevine iade etti. Darısı en başta Murat Sevinç olmak üzere, diğerlerinin başına.
Sıkça sorulan sorular ve cheap shots
* Hasta yatağımda sıkıntıyla yatarken izlemediğim internet gazetesi, sitesi kalmadı ve bir sürü şey öğreniverdim. Size bayat gelebilir ama bunlar Gonzo Tuğrul için çok yeni bilgiler.
Meğerse Cadde TV diye bir kanal varmış. Yayın Müdürü Serdar Akinan istifa etmiş. Sordum soruşturdum, kanalın en tepesinde kim çıksa beğenirsiniz? Her daim Cumhuriyet yazarı ve de eski CHP milletvekili Mustafa Balbay çıkmaz mı! Son yazısının başlığı da "Bay Kemal, El Tayyip". Bu tür başlıkları son derece yaratıcı bulan bir meslektaşım. İlahi Serdar Akinan kardeşim, nasıl böyle bir yanlış yapmak zorunda kaldın da orada çalıştın kim bilir!
* Cadde TV'den bahsedip bir sürü "muhalif" ismi barındıran Halk TV'ye değinmemek olmaz. Anladığım kadarıyla gazetenin patronu Cafer Mahiroğlu iyice CHP'liliğe soyunmuş ve de aksine davrananlara tam bir kapitalist patron gibi müdahale ediyormuş. Kanalın internet sitesinin Genel Yayın Yönetmenliğine ise benim bildiğim en son Demirören grubunda önemli bir yeri olan meslektaşım Ercüment İşleyen'i getirmiş. Need I say more...
* Uğur Dündar, Gürkan Hacır, Hacı Yakışıklı gibi star'larla TV100 ekranlarını paylaşan eski CHP milletvekili Barış Yarkadaş, TV100'den ayrılmış. Bana kalırsa iyi dayandı ama ben bir türlü (herhalde dinozor bir anarko marksist olduğum için) patronlara ve yönetime teşekkür ederek istifa etmeyi hiç mi hiç anlamam.
Eski milletvekili Barış Yarkadaş, TV 100'den teşekkürlerle ayrıldı
* Şimdi tek tük de olsa aşırı solcu fanlarım Yılmaz Özdil'in yayın yönetmenliği makamına oturduğu Sözcü TV ile ilgili neden bir şey yazmadığımı sorarlar. Hemen söyleyeyim; Sözcü ya da Yeni Akit gazetelerine laf edecek kadar aklımı peynir ekmekle yemedim, kusura bakmasınlar.
* Çiğdem Toker'in "Milletin Cebinden / Şehir Hastaneleri-Kamu-Özel İşbirliği" kitabının tanıtım gecesinde dikkatimi çeken bir şeyi yazmayı unutmuşum yukarıda. Vekilim Sırrı Süreyya Önder ile otururken masamıza hücum eden beyaz Kürtler ve beyaz solcuların fotoğraf çektirmek için onu tercih etmeleri benim için hiç sürpriz olmadı, kıskanmadım bile!
Advertorial
İki gazeteci kitabı
Bu hafta, iki meslektaşımın; Nazım Alpman ve Serdar Turgut'un kitaplarının reklamını yapacağım ama galiba tam yapamayacağım...
Serdar Turgut'un 'Kütüphanemdeki Sesler'inde Nietzsche dahil pek çok ses var ama nedense Karl Marx ve Hegel es geçilmiş!
Nazım Alpman'ın BirGün'de çıkan yazılarını toplandığı 'Tımarhane Günlüğü'nün arka kapak tanıtımının Ataol Behramoğlu'na ayrılmış olması beni biraz şaşırttı, kendisi de hem şaşırarak hem de gülümseyerek okumuş.
Müzik önerisi
Bu haftanın öneri ilhamını TRT Radyo'nun en iyi programlarından biri olan 'Müzik Mozaik'ten aldım. Eric Clapton söylüyor; "You're a black magic woman." Bayılacaksınız...