Bu haftanın ilk Korona magazin haberi bir aylık deneme sürecine başlayan Boğaz muhabirim Sezen Aksu'dan. Aksu'nun Texas Medical Association'a dayandırdığı habere göre, 10'luk bir skalada 7 ve üzerinde Covid-19 riski taşıyan mekânlar şöyle sıralanıyor:
7 derece
Kuaför ve berber, kapalı restoranda yemek, düğün veya cenazeye katılmak, uçakla seyahat, basketbol oynamak, kucaklaşmak ve el sıkışmak
8 derece
Yarım saat sonra karşı kaldırımdaki Jash'ta viski içiyorduk. Şimdi Fanatik'te başlayan spor yazarı Faik Çetiner, "Diyarbakırlıyım" diyen ama benim hemen Liceli olduğunu anladığım iş insanı Recep Aydemir, İnanır, Şahiner ve ben. Bol bol sinema, siyaset, medya konuştuk güldük ama gece hüzünlü bitti.
Yok canım, herkes için değil kendini ünlü sanan Tuğrul Eryılmaz ve Seray Şahiner için. Çıkarken magazinci meslektaşlarım beni hiç tanımayıp Kadir İnanır'ın başına üşüştüler. Biz de Seray'la geceye sessizce veda edip evlerimize gittik. Fakat yine de domatesli pilav ve kokoreç harikaydı.
27 Temmuz’da Osman Kavala’nın tutukluluğunun 1000. günü dolacak. Aralarında hayranlarımın da olduğu sevenleri bir kampanya başlatmış.
Aşağıdaki bağlantıya tıklayarak Kavala’yı en iyi anlatan bir sözcük yazıyorsunuz. 1000. günde, en çok hangi sözcüklerle tarif edilmiş yayınlayacaklar. Benim Osman Kavala için seçtiğim sözcük "Lordum" Sizinkisini buraya yazabilirsiniz: Osman Kavala için, 1000. Günde 1 Sözcük
* Yayıncı Azad Zal için özgürlük çağrısı, Füsun Nebil röportajı, 29 Haziran-7 Temmuz sansür gündemi Susma Platformu'nda
* Hafıza Merkezi'nden Onur Haftası, Çorum, Madımak, Trakya Pogromu, Rosa Kadın Derneği ve George Floyd protestoları
Ajda Pekkan Ses Dergisi'nin 1963 yarışmasını kazanmıştı. Şimdi gençlere mobilya reklamı yapan Ajda Pekkan'la ilgisini kurmak zor. Galiba ünlü bir şair arkadaşım yıllar önce onun için "Türkiye'nin bitmeyen inşaatı" demişti. Karar sizin...
Dergiler için fan muhabirim Edip Emil Öymen'e teşekkürler.
Ajda Pekkan esmeye hazırlanırken yani 1963 yılında, lise sondaydık. ilk dinlediğimde Ajda Pekkan Üsküdar Amerikan mezunlarının yemeğinde Giovanni'yi söylüyordu. Karşıyaka Özel Erdem Koleji'nden "Tell Laura" Tuğrul Eryılmaz, "Ayvalıklı tavşan" İlker Sönmez, "Kürt" Selahattin Kahraman. İlker anneme zeytinyağı getirirdi. Selahattin'in ehliyeti vardı, kıskanırdık.
Ben de ünlü "Tell Laura I Love Her" şarkısını Karşıyaka'ya tanıtmakla ünlüydüm. Sesim sonradan bozuldu.
* Annem Nebahat Hanım'ın en çok sevdiği şarkı Müzeyyen Senar'ı taklit ederek söylediği "Sigaramın dumanı, yoktur yarin imanı"ydı. Sıla'nın içinde "Sigara yak" geçtiği için RTÜK'çe yasaklanan klibi bana onu hatırlattı.
Bir seferde 20 kişi öldüren mafya özentilerinin içki sigara içmemelerine inandırılmıştık ama bu son yasak beni iyice korkuttu. Birilerinin aklına eser de İstiklâl Marşı ve İzmir Marşı'ndan sonra ezberlediğim ilk şiir olan Attila İlhan'ın "Üçüncü Şahsın Şiiri"ne de yasak ya da kısmi karartma getirilebilir miydi? Yalnız Attila İlhan mı? Turgut Uyar, Ahmed Arif, Cahit Sıtkı, Lale Müldür, Metin Eloğlu...
Baylar, sanatçıları rahat bırakın onlar bize benzemezler. Benzeseler politikacı, gazeteci, bürokrat, çöpçü, bankacı .... olurlardı.
Çerkeslerin gazetesi Jineps bu ay da dijitalde.
Serhan Ada, bir Berlin yolculuğunda etkilendiği Benjamin'in "1900 'lerin Başında Berlin Çocukluğu" kitabını çok sevmiş. Dönüşte 1950-60 yılları arasında çocukluğunu geçirdiği İzmir Karşıyaka'dan yola çıkan "Çocukluk Nesneleri" ni yazmış. Bir örnek "Ucu topuzlu frijider kolu" gibi. Everest'ten.
Yazmayı unuttum. Ada, Mülkiyeli kardeşimdir. Benim de çocukluğumun ikinci yarısı Karşıyaka'da geçti.
1960'lardan bu yana hepimizin hayatına dokunmuş olan İtalyan besteci Ennio Morricone 91 yaşında öldü. Morricone deyince akla hemen kovboylar gelir, en başta Clint Eastwood. Ben öğrencim Sercan Yamaner'in hatırlatmasıyla Sacco ve Vanzetti'yi seçtim.
Morricone ve Joan Baez. Göçmen düşmanlığının zirvede olduğu 1927'de, ABD'de asılan iki İtalyan anarşist.