Fenerbahçe ve Beşiktaş arasında oynanan Ziraat Türkiye Kupası yarı final rövanş karşılaşmasında yaşanan rezillikler silsilesi aslında malumun ilamından başka bir şey değil. Şaşırtıcı olansa, birilerinin bu olaylar sanki ilk kez yaşanıyormuşcasına olayı dış mihrak ve FETÖ bağlamına kadar getirmesi.
Kadıköy Şükrü Saracoğlu Stadı’nda yaşanan rezillikleri “kim haklı” noktasından çıkartmak gerekiyor. Zira haklı-haksız korelasyonunda ilk devreye giren “Ama o da şöyle yaptı” savunması oluyor. Oysa, yıllardır süregelen rezaletlere üç maymunu oynayınca, her türlü savunma boşa çıkıyor.
Stat hoparlörlerinden tecavüz müzikleri çalınmasından ırkçılığa, şikeden tribün vandallığına, koltuklara tezek sürmekten sidik torbası fırlatmaya, bıçak atmaktan oyun alınına binlerce kişinin girmesine kadar her şey yaşandı. Hepsi, kedinin pisliğini temizlediği gibi kumun altına itildi. Komik bile olmayacak aptallıkta savunmalarla geçiştirildi, ötelendi.
Önlem olsun diye ne yapıldı? Passolig denen ucube türetildi. Peki türetilen bu ucube hangi yaraya merhem oldu? Aynı tas, aynı hamam her şey devam etti. Eşin dostun milyonlarca lira kazanmasından başka bir şeye yaramayan Passolig zamanında yaşanan bu akşamki rezaletten ders çıkartılacak mı? Tabii ki hayır.
Aynı tribünler, aynı taraftarlar; Şampiyonlar Ligi ya da UEFA Avrupa Ligi karşılaşmalarında tek bir olay bile çıkartmıyor. Çünkü biliyorlar ki, bu akşam yaptıklarının yüzde birini bile yapsalar, takımları Avrupa’dan men edilecek. O yüzden oturup ‘uslu uslu’ maç izliyorlar. Çünkü biliyorlar ki, burası Türkiye. Yaptığın yanına kâr kalır.
Siyah oyunculara tribünden muz sallanır, “Midem ağrıyordu o yüzden” derler. Rakip takım teknik direktörünün kafası yarılır, “Ulan amma da numara” derler. Kalecinin kafasında torpil patlatılır, “Yanına geldi” derler. Şike yapılır, “Sahaya yansımadı” derler. Sahaya bıçak fırlatılır, “Olay münferit” derler. Tribünden sahaya insan yağar, “Tahrik edildik” derler.
Fenerbahçe-Beşiktaş karşılaşmasında yaşananların da, her iki taraf açısından ‘ama’sı, ‘fakat’ı olacaktır. Bu tip olaylar taraftar gözlüğüyle süzüldüğü sürece devam edecektir. Bu akşamki olayların dış mihrak ve FETÖ’ye getirilmesinin sebebi bundan başka bir şey değildir. Ülkede futbol diye yutturulmaya çalışılan oyun, ne yazık ki futbol filan değil. Kulüpleri borç batağında, federasyonu şaibeli, basını pespaye, yöneticileri şaklaban olan bir oyunda taraftar aslında en ‘masum’ taraf kalıyor.
İmam osurunca cemaat s.çar misali, bu ülkede taraftara el kol hareketi yapıp sırıtan yöneticiler varken, taraftarın rakip futbolcuya çakmak atması daha affedilebilir bir durum oluyor.
Futbolu yöneten ‘adam’ın, UEFA’ya sahte belge verdiği ülkede, kimse futboldan söz etmesin mümkünse. Zira futbolumuz tepeden tırnağa kirli ve şaibeli.