Obama yönetimi, yaklaşık 50 kişilik bir özel – harekât birliğini muhalefete “danışma ve yardım” desteği vermek amacıyla Suriye’ye gönderme kararı aldı.
WSJ haberine göre bu birliğin amacı, “Kürtlerin kontrolündeki bölgede yerel güçlerle bağlantı kurmak. İlk operasyonunu gelecek hafta yapması beklenen birlik, ABD insansız uçakları ve savaş uçaklarıyla Suriye muhalefetine hava desteği sağlayacak. Kara harekâtı yapan yerel güçlere verilecek hava desteği, İncirlik üssünde bulunan A – 10 Warthog ve F – 15 savaş uçaklarıyla sağlanacak.”
Reuters haberine göre “Özel harekât birliği ABD’nin desteklediği Kürt milis gücü ve birçok Suriye’li Arap grubun bir araya gelmesiyle, bu ayın ilk yarısında kurulduğu anons edilen Suriye Demokratik Güçleri’ne danışma ve yardım hizmeti verecek. YPG, 2015 başından bu yana ABD’nin desteklediği IŞİD karşıtı koalisyonla işbirliği içinde ve Suriye’de IŞİD’e karşı Washington’un kanıtlanmış et etkin müttefiki durumunda.”
İki haberden anlaşıldığı kadarıyla özel harekât birliği IŞİD’le mücadelede en güvenilir müttefik olarak görünen YPG’nin de içinde olduğu “Suriye Demokratik Güçleri”ne hava desteği vermek üzere İncirlik’e gönderiliyor.
Yani, geçen hafta Fırat nehrinin batısına geçtiği için Türk uçaklarının bombaladığı YPG’nin!
Suriye Demokratik Güçleri de nereden çıktı diyebilirsiniz!
Soru şu: ABD, YPG’ye verdiği açık desteği bir anlamda gizlemek için mi Suriye Demokratik Güçleri adlı uydurma bir şemsiye organizasyon yarattı? İşin özünde bu organizasyon Kürtleri birleştirmeyi mi amaçlıyor? Yani ABD, Suriye’de IŞİD’e karşı PKK’yı YPG ile birlikte kullanmak mı istiyor ? Durumu gizlemek için şemsiye bir organizasyon uydurmanın 1 Kasım seçimleriyle bir alakası var mı?
Hatırlayın 14 Ekim günü ABD YPG kontrolündeki bölgeye havadan 50 ton kadar mühimmat bırakmış ve Türkiye’nin tepkisi üzerine ABD Savunma Bakanlığı, “Suriye'de terör örgütü IŞİD'le savaşan muhaliflere yapılan askeri malzeme yardımının YPG'ye değil, Suriyeli Araplara gittiğini” bildirmişti.
Görünen o ki ;
1) Rusya – İran ittifakı daha çok Suriye’nin batısıyla yani Lazkiye bölgesiyle, ABD ise kuzeyiyle ilgileniyor. Lazkiye bölgesi, hem Tartus ve Bengazi’yi içine alan, hem de Neft Gaz’a 25 yıllığına kiralanan Levant Bölgesi doğal gaz rezervlerine bakan bölge. Hafız Esad döneminden bu yana gerektiğinde metazori yapılan satın almalar nedeniyle bölgenin yaklaşık yüzde 60’nın Esad ailesine ait olduğu söyleniyor.
2) PKK’yı yok etmeye yeşil ışık karşılığı açılan İncirlik Üssü, ABD tarafından YPG’ye yardım için kullanılıyor ve yeni özel harekât birliği tarafından kullanılmaya devam edecek. Muhtemelen Türkiye’nin bir şekilde boşaltmasına izin verilecek olan Kandil’de konuşlanan PKK güçleri ve YPG ittifakıyla oluşacak milis gücü, Kobane başarısına referansla, Suriye’nin kuzey bölgesinin IŞİD’den temizlenmesinde kullanılacak ve böylece Basra Körfezi ve Irak doğal gazının yeni bir hattan Akdeniz’e akması için güvenli bir bölge yaratılmış olacak.
3) Yeni Suriye – Irak denkleminde Türkiye artık maalesef “büyük oyuncular masasında” değil; Suriye Demokratik Güçleri türü küçük oyunlarla hassasiyetlerine “saygı duyularak” şimdilik kenarda tutuluyor.
4) Viyana ve Cenevre toplantılarında ABD’nin havlu attığı söyleniyor. Yani, Rusya’nın “Esad’ın geleceğine dış güçler değil, Suriye halkı karar vermeli” tezi kabul görecek gibi. Bunun için ABD’nin sadece birkaç raunt daha yorucu müzakere yapması gerekecek. Suudi Arabistan, Katar ve Türkiye’ye “Siz de gördünüz işte. Biz, elimizden geleni yaptık, ama başka çözüm yolu yok” diyebilmek için.
Sanırım 1 Kasım seçimleri aynı zamanda Suriye halkının da geleceğini belirleyecek.