Bir yanda Doğu Bloku “tehdidi”, öte yanda hem rakip, hem de müttefik Amerika Birleşik Devletleri (ABD) hegemonyası…
Avrupa Birliği (AB); ortak değerlere sahip, savaşsız,birleşik, ABD’ye rakip, ama tıpkı onun gibi zengin bir kapitalist Avrupainşa etme umuduyla kuruldu.
Halen yolun yarısına dahi gelinememiş bir borç krizinden çıkış süreci…
Ne Doğu Bloku tehdidi kaldı, ne de eskisi kadar ABD ittifakına gerek.
AB içinde bir umutsuzluk hali var;çünkü herkes, “önce ben” demeye başladı.
Umutsuzluk halini krizden en fazla etkilenen ülkeler daha şiddetli yaşıyor.
Eski doğu bloku ülkelerindeki(özellikle Romanya ve Bulgaristan’daki) umutsuzluk halini bağımsız bir yazı konusu yapmayı düşünüyordum.“Sosyalist” geçmişle bağı tamamen koparmak üzere kutsanan AB üyeliğine sokaktaki insanın“Ne değişti?” sorusuyla yaklaştığını ve cevabını, “Daha iyi mi olduk?” diye, bir başka “dramatik” soruyla verdiğinden söz edecektim.Anadolu’nun “Umut varlıktan iyidir.”, diyen atasözüne referansla.
Belki daha sonra.
Yunanistan’da 7 parti parlamentoya girme hakkı kazandı.Hiçbirisinin oy oranı ülkedeki genel katma değer vergisi oranından (%23) yüksek değil.
Görünen o ki, ülkede “ulusal birlik hükümeti” seçeneği dışında,“kurtarma paketine” evet diyecek ve ülkeyi yönetebilecek bir koalisyon hükümeti kurmak çok zor olacak. Yunanistan ikinci kurtarma paketinin koşullarına uyan bir hükümeti çabuk kuramazsa, borç krizi sadece Portekiz, İspanya, İrlanda ve İtalya’yı zor durumda bırakmayacak; 1 Temmuz’da AB dönem başkanlığını alacak olan G. Kıbrıs’ı da çok zor durumda bırakacak. G. Kıbrıs’ta da krizin eli kulağında!
Seçim sonuçlarının kesinleşmesinden sonra yaptığı zafer konuşmasında Hollande şunu söyledi:“İstihdam ve büyümeye doğru AB’ye yeni bir yön vermek, en mühim önceliklerim arasında”.
Seçim sonuçlarının kesinleşmesinden hemen sonra Merkel, Hollande’ı Berlin’e davet etti. 15 Mayıs’ta Cumgurbaşkanlığına atanacak ve bilhare hükümeti kuracak olan Hollande, muhtemelen ilk resmi ülke ziyaretini, Sarkozy’yi açıkça destekleyen Merkel’in Almanya’sına yapacak. Ancak bu ziyaretin 10– 17 Haziran tarihlerinde Fransa’da yapılacak olan genel seçimlerinden önce gerçekleşmesi, Hollande’ın pek lehine olmaz. Bu görüşmenin tarihini Yunanistan’da yaşanacaklar ve bunların AB’ye etkileri tayin edecek. Şayet Yunanistan’da ikinci kurtarma paketine evet diyecek bir koalisyon hükümeti kurulamaz ve kriz derinleşirse, mayıs ayının ikinci yarısında acil bir görüşme olabilir. Ancak birlik mesajı vermenin ötesinde esasa giren acil bir görüşme, işin doğası gereği daha çok taviz vermesi beklenen Hollande’ı zor durumda bırakır. Çünkü Haziran’daki seçimlerde daha fazla sosyalist milletvekilini parlamentoya sokabilmek için “dün dündür bugün bugündür” türü bir manzara vermemesi lazım.
Merkel – Hollande görüşmesinin olası konu başlılarının şunlar olacağını tahmin ediyorum:
Pazar günü, “Ayrılık” filmiyle Oscar alan ünlü İranlı yönetmen AshgarFaradi’nin “Elly Hakkında”adlı filmini izledim. Alman eşinden boşanma sonrası İran’lı bir kadınla evlenmek isteyen Ahmad’ın, eşinden ayrılma gerekçesini soran Elly’everdiği cevapla bitireyim:
“Acı bir son, sonsuz bir acıdan iyidir.”