2011 yılında GSYİH’mız 1 trilyon 294 milyar TL oldu. Ortalama Dolar/TL kuru 1,67’ydi. Dolar cinsinden GSYİH’mız 772 milyar dolara çıktı.
Bu hesaplamada dolar cinsinden GSYİH’mızın enflasyon oranı kadar fazla göründüğünü daha önce yazmıştık. “Bakkal hesabı” muamelesi yapıp geçelim.
Bu yılın ilk çeyreğinde GSYİH’mız 327 milyar 995 milyon TL, ikinci çeyreğindeyse 349 milyar 630 milyon TL oldu. Böylece cari fiyatlarla GSYİH’mız ilk yarı yılda toplam 677 milyar 625 milyon TL oldu. Yılın ilk altı ayında ortalama Dolar/TL kurumuz yaklaşık 1,80 TL’ydi. Yani Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı’nın zımnen 2023’e kadar değişmeyeceğini arzu ettiği değerdeydi.
Büyüme hızı derken baz bir yıla göre hesaplanan (sabit fiyatlarla) GSYİH artış hızını konuştuğumuzu hatırlayın. Orta Vadeli Program’da 2012 için büyüme hedefimiz yüzde 4. 2012 yılının ilk çeyreğinde büyüme hızımız % 3,3, ikinci çeyreğindeyse % 2,9 olmuştu.
Amacımız, 2012 yılı bittiğinde Sayın Erdem Başçı’nın bir kez daha 2023 yılında ulaşılabilir dediği 25 bin dolar hedefine kaç dolar yaklaşmış olacağız, sorusuna cevap bulmak. Bu nedenle üçüncü ve dördüncü çeyrek nominal (cari fiyatlarla) büyüme hızlarını tahmin etmemiz gerekiyor. Bu rakamlar öyle olmalı ki, sabit fiyatlarla yıllık büyüme hızımız, Sayın Erdem Başçı’nın başarı sayacağı yüzde 3-4 arasında olsun.
Bu mümkün mü ? Mümkün. Çünkü ikinci çeyrek büyüme rakamları genelde düşük çıkar. Çünkü 7 ve 8'inci aylarda Avrupa’lı şirketlerde genelde herkes yasal izin hakkını kullanır ve tatil yapar. Bizdeki gibi yıllık izin kısa değildir ve kısıtlanmaz. O nedenle ihracat rakamları bu aylarda göreli olarak düşer. Daha sonra siparişler açılır, makineler çalışır ve büyüme hızı artar.
2012 yılı ikinci yarısında ortalama Dolar/TL kurunun değişmediğini varsaydık. Yani yıl ortalaması malum 1,80 TL olsun. Artması iyi değil, unutmayın.
Yılın ilk yarısında nominal GSYİH’mız yaklaşık yüzde 12 civarında büyüdü. Bunun içinde enflasyon da olduğu için rakam sizi yanıltmasın. Şimdi biz bunu yılın ikinci yarısı enflasyonunu da içerecek şekilde yüzde 50 artıralım. Böylece 2012 yılı ikinci ve üçüncü çeyrekte nominal büyüme hızlarımız ortalama yüzde 18 olsun. Yani, yılın ikinci yarısında yaklaşık 2011 yılı nominal büyüme hızımız (yüzde 18,1) kadar büyüyoruz. Bence gayet iyi bir büyüme oranı. Hatırlayın; geçen yıl sabit fiyatlarla ölçülen büyüme oranımız yüzde 8,5’ti. Şimdi aşağıdaki tabloya bakın:
Tablodan da görüleceği üzere, 2012 yılı cari fiyatlarla GSYİH’mız yaklaşık 1 trilyon 500 milyar TL oluyor. Bunu ortalama tahmini Dolar/TL kurumuz olan 1,80’e bölersek 833,2 milyon dolarlık bir GSYİH rakamına ulaşıyoruz. 2011 yılında dolar cinsinden GSYİH’mız 772,2 milyar dolardı. Aradaki fark 61 milyar dolar!
Sayın Erdem Başçı’nın eksik varsaydığı gibi yüzde 1 de nüfusumuz artmış olsun. Kişi başına düşen gelirimiz oldu mu size 11 bin 40 dolar. 2011 yılında kişi başına düşen gelirimiz 10 bin 444 dolardı. Aradaki fark 596 dolar!
Bir sorum var: 2023 yılında mı 25 bin dolar hedefini yakalayacağız, yoksa 2023 büyüme rakamlarının da alındığı 2024 yılında mı? 2013’ten itibaren, ilkine göre kalacak önümüzde 10 sene, ikincisine göre 11 sene.
Sizce yılda 596 dolarlık artışla gidersek 2023’te 25 bin dolar ve yüzde 5 – 6 büyüyerek 2 trilyon dolar hedefine varabilir miyiz? Üstelik enflasyon oranını büyüme oranına ekleyen bu bakkal hesabıyla!
Merkez Bankası Başkanı siyasete hazırlanıyor gibi konuşuyor ve “25 bin dolar hedefi abartılı değil, varılabilir” diyor, ama hesabı nasıl yapmamız gerektiğini söylemiyor!
Not: Konjonktürün yardımıyla elde edilmiş başarı dedik, alınganlık oldu. Reel faiz bu kadar düşük ama kur yükselmiyor, o nedenle enflasyon kontrol altında. Kur yükselmeyince dolar cinsinden GSYİH’mız ve kişi başına düşen gelirimiz, gerçekten büyümüşüz gibi enflasyon oranı kadar artıyor. Sizce bu kimin marifeti? Bulana Nobel.