Çarşamba günü, 52’den fazla ülkede 500 ofis ve okulda 16 bin çalışan, 21 bin öğretmen ve rehberle görev yapan ve bugüne kadar 15 milyondan fazla insanın yeni bir dil öğrenmesine, dünyayı keşfetmesine veya akademik derece edinmesine yardım eden, kurucusu İsveç kökenli “EF Education First” (EF) adlı uluslararası eğitim şirketi, ana dili İngilizce olmayan 750 bin insanı referans alarak ülkeleri İngilizce becerilerine göre sıraladı.
Sıralamaya göre Kuzey Avrupa ülkeleri PISA sınavında olduğu gibi ilk sıraları kaptı. İlk beşe giren dört Kuzey Avrupa ülkesi şöyle: Danimarka (1), İsveç (3), Finlandiya (4) ve Norveç (5).
Sıralamının ikinci sırasında Hollanda var. Daha sonra Polonya (6) ve Avusturya (7) geliyor.
Almanya (10), Malezya (12), Singapur (13), İsviçre (18), Japonya (26), Fransa (29) ve Çin (37). sırada.
Çalışmaya göre neredeyse tüm ülkelerde kadınlar erkeklerden daha iyi İngilizce biliyor. Dolayısıyla eğitim şartsa, önce erkeklerden başlamak lazım.
Dünya genelinde kariyerlerinin ortalarında olan insanlar diğerlerine göre çok daha iyi İngilizce biliyor. Çalışmaya göre İngilizceyi ilerletmek için okulda verilen eğitim yeterli değil.
Çalışma şunu gösteriyor: Avrupa, İngilizce konusunda çok iyi. Asya’da çok iyi olan da var, kötü olan da. Latin Amerika’da, Orta Doğu’da ve Kuzey Afrika’da İngilizce yeterlilik düzeyi maalesef düşük ya da çok düşük düzeyde.
Malum İngilizce yeterlilik düzeyiyle, gelir düzeyi, internet kullanımı, okulda geçen ortalama yıl sayısı, yaşam kalitesi ve ülkenin “İş Yapma Kolaylığı” bakımından bulunduğu yer arasında yakın ilişki var. (Dünya Bankası “İş Yapma Kolaylığı 2015 Raporu”nu geçen ay sonu yayımladı. Rapora göre iş yapma kolaylığı bakımından 189 ülke arasında 55. sıradayız. İlk sırada Singapur var).
Kötü haber şu: İngilizce yeterlilik düzeyiyle ilgili yapılan sıralamada Türkiye 24 Avrupa ülkesi arasında sondan birinci, 63 ülke arasındaysa 47.
Daha önce de yazdığımız gibi orta düzeyde kıdemli aktif nüfusumuzun eğitim düzeyi orta iki terk!
Çalışmada İngilizce yeterlilik düzeyi bakımından beş düzey tanımlanmış. Bizim notumuz maalesef en kötüsü olan “Çok Düşük Yeterlilik” düzeyinde.
Orta düzeye tekabül eden İngilizce notu 56,93. Türkiye’nin notu 47,80’de kalmış. Hemen üstümüzde Katar ve Ürdün var. Yani bu iki ülke bizden daha iyi. 63. ülke ise Irak.
Son dokuz ülke arasında Kolombiya hariç sekiz ülke maalesef İslam dünyasından.
Ancak güzel haber şu: Son yedi yıl içinde Türkiye notunu 10,14 puan artırmış. Yani ilerleme hızımız iyi, ama düzeyimiz hâlen çok düşük!
Bir başka güzel haber daha var: Türkiye’de çalışan kadınlar erkeklerden çok daha iyi İngilizce biliyor.
Not: Bu yazıya Yeni Şafak gazetesinde “Erasmus değil, 'Orgasmus' projesi!” başılıklı yazısında aşağıdaki ifadeleri kullanan Yusuf Kaplan ilham vermiştir:
“Erasmus projesi denen, uluslararası öğrenci değişim projesinin, özellikle de toplumların kremasını oluşturan parlak genç kuşaklarının entelektüel yetilerini geliştirmek yerine, hedonizmin, nihilizmin ve bütün değerleri değersizleştiren izâfîleşmenin kölelerine dönüştürdüğü gerçeği...
Erasmus, 'rezalet' bir iş demiştim, bir zamanlar. Erasmus bursu alan öğrenciler arasındaki gayr-ı meşrû ilişkiden bir milyon (!) çocuk doğmuş!
'Erasmus kuşağı' geliyor! Ülkesine, insanına, ruhköklerine yabanlaşmış, mankurtlaşmış ve 'ahmaklaştırılan' bir kuşak bu!
Erasmus projesi, eğitim projesi değil, yozlaşma, cinselliği putlaştırma, cinsellik peşinde koşturan 'ahmaklar sürüsü' yetiştirme projesidir!”