'Olimpiyat soykırımı unutturamaz'
'Olimpiyat kar üstünden yapılır kan üstünden değil'
'Kızılçayır kanlarını karlar örtmez'
4 Temmuz 2007'de Guatemala’ da toplanan Uluslararası Olimpiyat Komitesi, 2014 Kış Olimpiyat Oyunları’nın Rusya’nın Soçi kentinde yapılmasına karar verdi.
Soçi Kış Olimpiyat Oyunları dün yapılan açılış töreninin ardından bugün resmen başladı.
Rusya’nın Geleceğe Açılan Kapı sloganıyla sunduğu Soçi sıradan bir şehir değildir. O, aynı zamanda, anavatanlarından sürgün edilen 1,5 milyon Çerkes için Geçmişe Açılan Kapı’dır.
Rus-Kafkas Savaşı’nın son günü:
“Son Çerkes direnişi 21 Mayıs 1864 günü bugünkü Soçi şehrine otuz kilometre uzaklıktaki Kbaada’da toplanmıştı. Sayıları 20 bin civarındaydı. Etrafı ise 100 bini aşkın Rus ordusu ile çevrilmişti. Çerkesler teslim olmak yerine savaşarak şehit olmaya karar verdiler. Rus silahları ve top ateşi altında kalan Çerkes direnişçileri büyük zayiat verdiler. Kbaada’dan Karadeniz'e akan Açepsu deresinin kenarında şehit olanların kanları ile dere kızıla boyandı. Rus birlikleri Çerkesleri imha etmenin verdiği keyifle zafer şenliği düzenlediler. Çar Alexandre ise 21 Mayıs’ı ‘Ordu ve Zafer Bayramı’ ilan etti.
21 Mayıs 1864 tarihinde Ruslar bölgede denetimi tam anlamıyla sağladı. Çerkeslerin yüzlerce yıllık mücadelesi bu tarihte mağlubiyetle sona erdi. Çar'ın Kafkasya’da görevlendirdiği kardeşi Grandük Mişel, ağustos ayında Batı Kafkasya halklarına şöyle bir bildiri yayınlıyordu: ’Bir ay zarfında Kafkasya terk edilmediği takdirde, bütün nüfus savaş esiri olarak Rusya'nın muhtelif mıntıkalarına sürülecektir.’ Böylece Çerkeslerin Büyük Felaketi başladı.
Yurtlarından sürülen Çerkesler deniz yoluyla, Kafkasya'da, Taman, Tuapse, Anapa, Tsemez, Soçi, Adler, Sohum, Poti, Batum vd. limanlardan bindirildiler. Osmanlı Devleti'nin Trabzon, Samsun, Sinop, İstanbul, Varna, Burgaz ve Köstence limanlarında inen Çerkesler buralarda kendileri için hazırlanan kamplara yerleştirildiler. Ancak bu kamplar kısa bir süre içinde açlık ve salgın hastalıklar sebebiyle binlerce insanın hayatını kaybettiği ölüm kampları haline geldi.”*
Evet, Rus-Kafkas Savaşı Soçi yakınlarında şimdiki adı Krasnaya Polyana olan Kbaada vadisinde Çerkeslerin ağır yenilgisiyle bitmişti. 500 bin insanın öldüğü bu kanlı savaşla birlikte Çerkesler insanlık tarihinin en trajik sürgünlerinden birini yaşadı. 1,5 milyon Çerkes yurtlarından sürülerek Osmanlı topraklarına gönderildi.
O nedenle 21 Mayıs 1864, dünyadaki tüm Çerkesler'in kalplerine yazılı acı ve hüzün dolu bir kopuşu simgeler.
Kbaada ismi Büyük Çerkes Sürgünü sonrasında Krasnaya Polyana olarak değiştirildi. Ruslar Kbaada’ya Krasnaya Polyana, yani Kızıl Çayır adını uygun gördüler.
Evet, Çerkesler'in kanlarıyla sulanmış olan bu topraklarda şimdi dünyanın en büyük barış projelerinden birisi olarak kabul edilen olimpiyat oyunları yapılıyor!
Kafkas Dernekleri Federasyonu Başkanı Yaşar Aslankaya’ya kulak verelim:
"1864'de yaşanan Çerkes Soykırımı ve Sürgünü'nün simgesidir. Soçi Olimpiyatları, Kızıl Çayır olarak bilinen yerde düzenleniyor. Olimpiyat barış, dostluk, kardeşlik, sevgi ve saygı içinde yarışmak değil midir? Ne yazık ki, amacı barışı ve uluslararası işbirliğini spor yoluyla yükseltmek olan olimpiyat, Çerkeslerin katledildiği bölgede yapılacaktır. Soçi Kış Olimpiyatları'nın yapılması, yaşanan acıları yeniden canlandıracaktır. Çerkesler adına; halkımızın yaşadığı soykırım ve sürgünün, Rusya Federasyonu ve dünya kamuoyu nezdinde tanınmasını talep ediyor ve Rusya Federasyonu'nun, tarihi ile yüzleşerek, özür dilemesini bekliyoruz. Eşitsizler arasında 101 yıl süren savaş ve soykırım sonunda, Kafkasya Çerkeslerden arındırılmış ve bir milyon 500 bin Çerkes yurtlarından sürgün edilerek Osmanlı topraklarına gönderilmiştir. Yüz binlerce insan sürgün yollarında açlık, sefalet, soğuk ve salgın hastalıklar yüzünden can vermiştir. Osmanlı topraklarına ulaşabilenler ise geniş bir coğrafyaya dağıtılmıştır. Yaşananlar, insanlık tarihinin gördüğü en acımasız sürgün ve soykırımlarından birisidir. Ve bugün ne acıdır ki, 2014 Kış Olimpiyatları'nın gerçekleştirileceği olimpik köy, Soçi'de Kbaada Vadisi’nde yani Kızıl Çayır'da kurulmuştur. Olimpik köy, UNESCO'nun Dünya Koruma Mirası listesinde yer alan bölgenin ekosistemi yok etme ve bir çevre felaketi yaratma pahasına kurulmuştur."
Çerkesler Avrupa’nın en yüksek dağı olan Elbruz Dağı'na Oşhamafe derler. “Nurlu Dağ” anlamına gelir.
Çerkesler için Oşhamafe yücedir, asildir, ulaşılmazdır.
O bizim kutsalımızdır.
Tarih 7 Şubat...
Oşhamafe kızgın, Oşhamafe üzgün, Oşhamafe yaslı...
Gözyaşları Kızılçayır’da...
Daha fazla bilgi için bakınız: http://www.sochifacts.org/
Lütfen dinleyin: http://www.youtube.com/watch?v=wUKqPq67vVM