"Ekilen bir metrekare arazi yok, üretilen tek bir ürün yok ama, şirketin yöneticilerine ödenen ücret, verilen ikramiyeler, seyahat harcamalarıyla birlikte, 2014 yılından bu yana 60 milyon lira tutuyor."
Sayıştay raporuna göre, sadece 2020 yılında 'şirketin' yönetim kurulu başkan ve üyelerine 417 bin lira ücret, ayrıca 51 bin lira ikramiye, 50 bin lira danışmanlık hizmeti, 142 bin lira Sudan kira geliri, 11 bin lira Ticaret Odası aidatı ödeniyor. (CHP Niğde milletvekili Ömer Fethi Gürer, 19 Nisan 2022 TBMM Tutanak, s.28).
'Şirketin' hiçbir faaliyeti yok ama, yöneticilerine ikramiye bile var!..
Ne 'şirketi' bu?.. Adı da var, sanı da, üstelik uluslararası nitelikte:
"Türk - Sudan Uluslararası Tarım ve Hayvancılık Anonim Şirketi."
Hiç üretimi bulunmayan ve fakat binlerce lira ücret alan bu yöneticiler kim?..
Meçhul!..
Tarım Bakanlığı ya da ona bağlı herhangi bir kurumun sitesinde bulmak mümkün değil.
İlk adım 2014 yılında atılıyor. 2018 yılında kurulan bu şirkette Türkiye yüzde 80, Sudan yüzde 20 paya sahip.
Türk - Sudan ortaklığı şirket "Sudan'da tarım yapmak üzere" kuruluyor. Sudan'da 12.500 hektar arazi üzerine kurulacak çiftlikte, özel sektör için de, belli bir alan ayrılıyor.
"Türkiye dururken, Sudan'da tarım yapmak hangi akla hizmet?.."
AKP ile birlikte ekonomi pek çok alanda çökerken, ağırlıklı batan kesim tarım. Öyle ki:
"AKP iktidarında Hollanda büyüklüğünde tarım arazisi yok oluyor. Yok olan arazilerin bir bölümü betonlaşıyor, bir bölümünde maden ocakları açılıyor, bir bölümünün ne olduğu belli değil."
Kalan tarımsal araziye mazot, gübre, tohum zamları binince, üretim doğal olarak düşüyor, fiyatlar fırlıyor, tarımla uğraşan köylü nüfus azalıyor.
2002 yılında AKP iktidara geldiğinde, Türkiye gıda açısından dünyada kendine yeterli yedi ülkeden biri iken, bugün 128 ülkeden gıda ürünü ithal eder duruma düşüyor.
SUDAN'DA İKİ SORUN
Türkiye kendi topraklarını bırakıp, kendi çiftçisini unutup, Sudan'da tarım yapacak ya...
Yapamıyor.
Neden?
"1-Sudan'da bu şirkete ayrılan arazinin tarıma elverişli olmadığı ortaya çıkıyor!..
2-Sudan'da yönetim değişiyor!.."
Artık işin içinde ne varsa!..
Sudan'da tarım yapılmadığını AKP'liler de kabul ediyor:
"2019 yılında Sudan'da yönetimin değişmesiyle birlikte, işlemler yavaşladı ama, oradaki beklenti devam ediyor. Orada kendi iç güvenliklerini sağladıkları anda, Türkiye'nin bu manada faaliyeti devam edecek." (AKP Milletvekili Yunus Kılıç, TBMM Tutanak, aynı yerde, s.27).
Yönetim kurulu üyelerine paralar ödeniyor ama, üretim yok.
O zaman?..
Çok basit:
"Sudan yoksa, Nijer var."
2019 yılında bu kez Nijer'de tarım yapmak gibi muhteşem bir fikir daha akla düşüyor.
Şimdi bir başka kısa not:
"Tarım Bakanlığı 'Nijer ile anlaşma yok', diyor. Dışişleri Bakanlığı 'var' diyor!.."
Hatta, 2.500 hektarlık bir alan.
Neler dönüyor böyle?..
Kaldı ki, Sudan Türkiye'ye 3 bin kilometre, Nijer 3.400 kilometre uzak. Orada üretilse bile, nakliye masrafı binlerce dolar tutuyor. Orası da, ayrı.
Sudan, Nijer derken, yurt içinde tarım ürünleri fiyatları son üç ayda dört kat artıyor, bazı ürünler kuyruklara biniyor, bazı ürünlere satış sınırı getiriliyor.
Ya Nijer'de?..
Orada da, henüz bir üretim yok.
Sudan ve Nijer'de bilmediğimiz amaçla tarımsal macera aranırken, Türk çiftçisi ne durumda?..
AKP 2006'da bir yasa çıkartıyor, çiftçiyi destekleme yasası. Onun 21. maddesi şöyle:
"Tarımsal destekleme için bütçeden ayrılacak kaynak gayri safi milli hasılanın yüzde 1'inden az olamaz."
Çok güzel!..
Durun, aceleye gerek yok!..
Destek gayri safi milli hasılanın (milli gelir) yüzde 1'inden az olamaz ya...
2021 yılında milli gelir hesabı 5 trilyon 644 milyar lira. Yani:
"Çiftçiye en az 56 milyar 440 milyon lira ödenmesi gerekirken...
23 milyar lira ödeniyor."
Kendi çıkardığı yasadaki miktarın yarısından bile az. Kendi çıkardığı yasaya bile uymayan bir iktidar!..
"2022 yılı için çiftçiye ödenmesi öngörülen destek, bu yılın milli gelir beklentisi üzerinden 73 milyar lira.
Ödeneceği açıklanan miktar ise, 29 milyar lira."
Bunu da, büyük iş yapıyormuş edasıyla, anlı şanlı nutuklarla açıklıyorlar. Oysa, verilen destek yasadaki miktarın neredeyse üçte birine yakın.
Bütün bunlar iki gün önce Meclis'te dile getiriliyor, muhalefet Meclis araştırması açılmasını istiyor.
Sonuç malum:
AKP ve MHP oylarıyla ret!..
Türkiye Cumhuriyeti Tarım Bakanları içinde en kötü, işleri en çok berbat eden, Sudan ve Nijer projelerini canla başla savunan Bakan Bekir Pakdemirli gidiyor, yerine Vahit Kirişçi atanıyor.
Kirişçi koltuğa oturur oturmaz, patlatıyor:
"Afrika'da tarım yapacağız."
Allah Allah!..
Ne var bu Afrika'da?.. Nereden geliyor bu Afrika aşkı?.. Neler dönüyor bu Afrika'da?..
Bakan Kirişçi bir kaç gün önce Antalya'ya gidiyor, üreticilerle birlikte domates topluyor.
Sen önce:
"Kendi çiftçinden özür dile!.. Onları destekle!.. Mazot ve gübre fiyatları indir!.. Afrika aşkından vazgeç!.."
Bunları yapmadan, 'domates showu' ancak yandaş medyaya malzeme oluyor, çiftçiler için hiç bir anlam taşımıyor.
Tarım günümüzün en acil sorunu iken, tarımdaki tıkanıklık, gıda fiyatlarında anormal artışlar, kuyruklar derken...
Dün...
"İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkında kamu görevlilerine hakaret gerekçesiyle 4 yıl bir ay hapis isteniyor."
31 Mart 2019 yerel seçimler sonrasında Yüksek Seçim Kurulu İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan seçimini iptal ediyor. İmamoğlu bu kararı o tarihte eleştiriyor, hakaret olmadığı halde, yargılanıyor. Şimdi de, hapsi isteniyor.
Bunun çok başka bir anlamı var:
"Gelecek yıl Cumhurbaşkanlığı seçiminde Tayyip Erdoğan'ın karşısında aday olarak ya Ekrem İmamoğlu çıkarsa...
Belli ki, Tayyip Erdoğan İmamoğlu'ndan çok çekiniyor, çok ürküyor.
Böyle bir ceza ile hani belki, İmamoğlu'nun önünü keserim, hesabı!.."
Altı muhalefet partisini bir araya getiren Millet İttifakı partilerinin yerinde olsam, hiç durmam, bugünden açıklarım:
"Cumhurbaşkanı adayımız Ekrem İmamoğlu'dur."
AKP ve MHP'de panik, telaş, iktidarı kaybetme korkusu bacayı sarmış bulunuyor. O korkuyla sürekli yanlış adımlar atmaya devam ediyorlar. Attıkları her adım, onları iktidardan biraz daha uzaklaştırıyor.
Devam Erdoğan, devam Bahçeli!..
Ne olduğu belirsiz, 'Afrika aşkına' da devam!..