Aldanmayın siz bu atışmalara!..
Yok “af” konusunda ayrı telden çalmak, yok “öğrenci andında” farklı düşünmek, ardından karşılıklı açıklamalarla ters düşmek... Güya, “çatırdayan bir ittifak” var sanki.
“Cumhur İttifakının” iki üyesinden biri Devlet Bahçeli dün grup konuşmasında yüksekten uçuyor ve noktayı koyuyor gibi:
“Hiç bir ittifak diğer tarafın dayatmasıyla, üstten bakmasıyla, parmak sallamasıyla yaşamaz” derken...
İttifakın diğer üyesi Tayyip Erdoğan o kadar heyecanlı olmasa da, ittifakı korumaya gayret ediyor ve fakat:
“Herkes kendi yoluna” diyor.
İlk anda sanki “ittifak çatırdıyor” sonucu çıkıyor.
Nerede çatırdıyor?..
Af ve öğrenci andı konusundaki karşılıklı tartışmalar, yerel seçimlerdeki işbirliğini bozacak biçimde çatırdıyor.
Yani, “sınırlı bir çatırdama”.
Kırk yıllık beraberliklerde oluyor, burada neden olmasın?..
Aslında ne Erdoğan, ne de Bahçeli ittifakı bozmaya niyetli. “Siyasi oyun, siyasi manevra” yapıyor ikisi de.
Kamu oyuna karşı ikisi de, burnundan kıl aldırmıyor pozlarda. Tam “kayıkçı kavgası”.
Yoksa ikisi de, birbirine muhtaç. Hele Bahçeli çoktan muhtaç.
Bir kaç yıl önce bir MHP Kurultayında koltuğu çoktan Meral Akşener’e kaptırmışken, allem oluyor, kallem oluyor, o kurultay kıyıda köşede kalmış bir mahkemenin itirazıyla, üstelik tam bir yıl sonra, yine her türlü hukuksuzluğun at oynattığı biçimde, geçersiz kılınıyor.
Bir başka MHP Kurultayı yapılıyor.
Diz boyu hukuksuzlukla, MHP Genel Başkanlığı Bahçeli’ye yeniden armağan ediliyor.
Hukuken kaybettiği koltuğuna tekrar kavuşuyor.
Bahçeli Erdoğan’ın bu armağanını unutmuyor ve yeniden elde ettiği koltuk karşılığında, o da Erdoğan’a Başkanlık Koltuğunu armağan ediyor.
Anayasa değişikliği dahil, Bahçeli her konuda, gözü kapalı olağanüstü cömert davranıyor.
Karşılıklı paha biçilmez armağanlar.
O koltuk meselesinden sonra, Bahçeli artık “AKP’nin arka bahçesinde bekçilik” pozisyonunda. Erdoğan ne zaman dara düşse, imdada hep Bahçeli yetişiyor.
Erdoğan da Bahçeli’ye bir kez daha “şükranlarını sunmak üzere”, baraj altında kalmış MHP’yi Meclis’e taşımak için harekete geçiyor, “Cumhur İttifakı” huzurlarınızda aynen böyle oluşuyor. MHP o ittifak sayesinde Meclis’te giriyor.
Erdoğan iç ya da dış politikada bir sorunla mı karşılaşıyor, Bahçeli göğsünü hep siper ediyor.
Ekonomik danışman olarak “McKinsey” ilan edildiğinde, buna dönük eleştirilere AKP’den önce Bahçeli, hem de ağır sözlerle karşılık veriyor. Erdoğan o şirketten vazgeçince, Bahçeli yaya kalıyor, olsun, olur böyle vakalar.
Ya da Erdoğan “CHP’nin İş Bankası hisseleri Hazineye devredilmeli” dediğinde, yine AKP’den önce Bahçeli en ateşli destekçi.
Bunlar iki taze örnek.
Şimdi “af” ve “öğrenci andı” tartışması...
Güleyim bari...
Evet, bu konularda taraflar farklı düşünüyor. Olabilir.
İki partinin üyeleri karşılıklı eleştiriler yöneltiyor. Olabilir.
Hatta, lider düzeyinde dünkü grup toplantılarında olduğu gibi, sanki ipler kopuyor izlenimi veriliyor. Olabilir.
Ama, dikkat...
Nerede?..
“Yerel seçimlerde işbirliğinde...”
Yoksa, öncelikle Bahçeli ve de sırası geldiğinde Erdoğan “bu tatsızlığı” çoktan gidermeye hevesli.
AKP tek başına iktidar olsa da, son iki yıldır iktidar ortağı var. Karşılıklı siyasal çıkarlarla beslenmiş bir ortaklık.
Şu anda “çatırdıyormuş”, ha, ha, ha...
Hatta, bir adım ötesi...
Bahçeli sanki gölge Cumhurbaşkanı gibi. Bırakır mı bir iki sorun için?..
Erdoğan istediği gibi at koşturuyor, nerede bulacak bir daha bir Bahçeli?..
Yerel seçimler için bozulmuş görünen ittifak, bir de bakmışsınız ki, hatta ve hatta yerel seçimler için aniden işbirliğine dönmüş...
Hiç şaşırmam.
İçerde, özellikle ekonomide alevler bacayı sarmış, beyler “ittifak çatırdatıyor”!..
“Gündem değiştirmek” diye buna diyorlar.