Demokrasi endeksi, insani gelişmişlik endeksi, basın özgürlüğü endeksi, hukuk devleti endeksi gibi, çeşitli endeksler, ölçüler var. Bunlar tek tek ülkelerin konumlarını belirliyor, o alanlarda ülkelerin yerini gösteriyor. Aynı zamanda ülkeleri o alanlarda birbiriyle karşılaştırıyor.
Bunlardan biri de Milliyet Değer Endeksi (Quality of Nationality Index).
Bir İsviçre firması, tıpkı bizdeki kamu oyu anket firmaları gibi, bu alanda uzman. The Henley and Partners - Koschenov adındaki firma dünyadaki ülkeleri belli araştırmalar ve veriler ışığında sıralıyor, “Milliyet Değer Endeksini” hesaplıyor. Bu arada firmanın ortağı Koschenov gerçek bir kişi, anayasa profesörü.
Firma bu endeksi hazırlarken ülkelerin kendi içlerindeki ve yurt dışındaki faaliyetlerine bakıyor.
Örneğin, yurt içinde ekonomik gelişme, insani gelişmişlik, barış ve istikrar durumları ölçü olarak alınıyor.
Yurt dışında, kaç ülkede vize serbestisi ile dolaşabiliyor, formalite olmaksızın yurt dışında istediği yerde oturabiliyor ve çalışabiliyor olmak.
Bu ölçüler sonunda, belli hesaplamalarla ortaya bir endeks çıkıyor, ülkeler buna göre sıralanıyor.
Dünyada 194 ülke var. Belirttiğim endekste 161 ülke sıralanıyor. O sıralamaya, o endekse göre, Almanya 1 numara.
Ne demek bu? “En değerli milliyet” olarak, Almanya’nın çıkması, Alman pasaportunun dünyanın 161 ülkesinde çok değerli ve geçerli olması demek. Vizesiz istediği yerde çalışabiliyor, oturabiliyor, dışlanmıyor, gittiği yerde, normal koşullarda hiç kimse, ‘sen nereden geldin, nereye gidiyorsun’ diye hesap sormuyor.
Bu endekste Almanya’yı sırasıyla Danimarka, Finlandiya, Norveç, İsveç, İzlanda, İrlanda, Avusturya, Fransa, İsviçre izliyor. Hepsi Avrupa ülkesi.
İlk otuz ülkenin büyük çoğunluğu Avrupa Birliği ülkeleri. Bu da Avrupa Birliği üyesi olmanın değerini gösteriyor. AB’ye ikide bir hot, zot etmenin anlamsızlığını sergiliyor. Örneğin, Romanya 26, Bulgaristan 28. sırada, AB ülkeleri olarak. Bu iki ülke AB üyesi olmanın rantını elde etmiş bulunuyor.
Bu endeksin çok yaygın, pratik bir uygulama alanı var.
Çifte vatandaşlık seçiminde, ikinci vatandaşlık için yol gösterici niteliği.
“Ben şu ülkenin vatandaşı olursam, hayat benim için daha kolay olur”, pratiği. Elbette, istediği ülkenin vatandaşlığını elde etme olanaklarını yakalamak koşuluyla.
Buna karşılık, aynı endekste Amerika 28, Rusya 60. sırada. Bu da şunu gösteriyor.
Askeri ve ekonomik güç bir ülkenin milliyet kalitesini ölçerken o kadar ağırlıklı değil. Ekonomik refah evet, ama işin içine başka ölçüler girince, ekonominin katsayısı azalabiliyor.
Kendi içinde iyi eğitim ve bu eğitimin yaygınlığı, yüksek hayat standardı, güven ve istikrar, bunlara ek olarak, hem kendi yurtlarında, hem de yurt dışında mobilizasyon katsayısının yüksek olması endeksi etkileyen faktörler.
Ne demek bu? Emek ve sermaye olarak dünyadaki hareketliliğin ölçüsüne katkı. O katkının diğer ülkelere oranla, payı.
Bu endekste biz 70. sırada yer alıyoruz.
Örneğin, Malezya 44, İsrail 49, Katar 60, Peru 61, Karadağ 65, Makedonya 66. sırada, yani bizden önde.
Buna karşılık, Tayyip Erdoğan’ın bir kaç gündür ziyaret etmekte olduğu üç Afrika ülkesinden Kenya 128, Uganda 134. sırada. Somali ise, listede yer bile almıyor.
Onları asla küçümsemek anlamında değil, ama dünyadaki konumları, çeşitli açılardan çok tartışmalı. Dünya siyasetindeki yerleri de, ona göre.
Alman Meclisinin kabul ettiği soykırım tasarısı nedeniyle Almanya ile aramızda soğuk rüzgarlar esiyor. Siyaseten doğru bir tavır.
Buna karşılık, Başbakan Binali Yıldırım hem gerekli tepkiyi gösteriyor, hem de dizginleri yeteri kadar elinde tutmaya çalışıyor. Herhangi bir provokasyonu önlemek adına. Aşırılığa yer bırakmaktan kaçınıyor.
Baksanıza, Almanya’nın tuzu kuru. “Milliyet Değer Endeksinde” dünyada bir numara.
Bu ölçüde gelişmiş bir ülke, nasıl oluyor da, Ermeni Soykırım tasarısını kabul ediyor? Hangi gerekçelerle? Bu kararda hangi faktörler rol oynuyor?
Asıl düşünülmesi gereken bu.