Daha mürekkebi kurumadan, Soçi Anlaşması’nın daha ne getirip, ne götüreceği tartışılırken, Rus Savunma Sanayi Genel Müdürü dün sabah erkenden açıklama yapıyor:
“Türkiye’ye daha fazla S-400 füzesi satacağız, görüşmeler sürüyor”.
Altı saatlik görüşmede demek ki, “daha fazla S-400” konusu da ele alınıyor. Zaten altı saatte Erdoğan ile Putin’in sadece Suriye, YPG, sınır harekâtını konuşmuş olduğunu düşünmek biraz saflık olur.
Görüşmeden hemen sonra ise, Putin’in açıklamasında kullandığı bir cümle geleceği haber veriyor:
“Bölgede barışı Türkiye ile birlikte Suriye sağlayacaktır.”
Bu kesin hüküm, bir dilekten öteye anlam taşıyor. Belli ki, altı saat içinde bu konu da ele alınıyor. Putin böyle kesin ifade kullandığına göre, Erdoğan da bunu kabul etmiş görünüyor. Kabul ediyor da, nasıl olacak?.. Rusya’ya giderken yaptığı açıklamada, daha çok taze, Esad’a yine giydiriyor!..
Altı saatte muhtemelen Türkiye ile Rusya ekonomik ilişkileri üzerinde de duruluyor. Şu andaki bilanço pek çok şeyi açıklıyor:
-Türkiye kömür, ham petrol, petrol ürünleri, doğalgaz olmak üzere, toplam enerji ihtiyacının yüzde 27.1’ni Rusya’dan karşılıyor.
-Bu ihtiyaç içinde yer alan doğalgaza bakıldığında, toplam doğalgaz tüketiminin yüzde 55’ini Rusya’dan sağlıyor.
-Akkuyu Nükleer Santralını Ruslar yapıyor. Sinop’u da onların yapması söz konusu.
-Hava savunması S-400’lere teslim ediliyor, o da Rus imzasını taşıyor.
-En çok turist Rusya’dan geliyor, 2018 yılında gelen Rus turist sayısı altı milyona yaklaşıyor.
Eh, bu durumda Fırat’ın Doğusu, Batısı diye bir sorunla karşılaşan Putin’in Erdoğan’ı üzmesi söz konusu değil!..
Soçi Anlaşması ile YPG sınırlarımızdan çekiliyor. Bu tamam. 30 kilometre güneye iniyor. Bu da, tamam. Soru şu:
Nereye gidecek ve ne olacak?.. Sorunun özüne çözüm yok. Nedir o?..
Kürt sorunu ile ilgili temel bir çözüm yok. Zaten o temel sorun gündemde değil. Kürt Sorunu yine erteleniyor.
YPG’nin çekileceği alan yeniden Suriye’nin denetimine bırakılıyor, bu işlem Suriye ve Rus güçlerinin ortak denetiminde gerçekleşiyor. Bunun anlamı şu:
Bizim Suriye sınırımız yeniden Suriye’nin denetimine geçiyor, Suriye kendi sınırına kavuşuyor. Bunu Putin sağlıyor, Erdoğan onaylıyor.
Türkiye ile Suriye arasında dolaylı bir anlaşma anlamında. Şam’a doğru belki de, ilk adım.
Ta Hafız Esad’dan bu yana, yani Esad’ın babası döneminden bu yana ki, Hafız Esad askeri eğitimini Rusya’da alıyor, otuz yıl boyunca Suriye Devlet Başkanı olarak Rusya’ya sadık kalıyor, şimdi o sadakatı oğlu Beşşar Esad devam ettiriyor.
Beşşar Esad döneminde Rusya en büyük emeli olan Akdeniz’e iniyor. Esad ile Putin arasında su sızmıyor. Zaten Erdoğan ile görüşmesinin ardından hemen Esad’ı arayarak, ona bilgi veriyor.
Soçi Anlaşması’yla Rusya Suriye’yi açıkça kollayarak ve fakat Türkiye’yi üzmeden, bölgede “oyun kurucu” haline geliyor.
Türkiye’nin üzerinde durduğu “Fırat’ın Doğusunu” da, kimseye bırakmadan ve fakat “Türkiye ile birlikte kontrol ederiz” diyerek, Ankara’yı memnun ediyor.
Ya Amerika?.. Şu anda devre dışına doğru yol alıyor.
“Türk-Amerikan ortak devriyesinin” yerini şimdi “Türk-Rus ortak devriyesi” alıyor.
Türk-Amerikan ortak devriyesi, Trump’ın aldatmacasıyla fena halde yara alıyor. Havada “ortak devriye” gezerken, karada otuz tane ağzına kadar dolu TIR ki, Amerikan damgalı, YPG’ye silah, cephane ve her türlü malzemeyi taşıyor.
Amerika ve Rusya ile yapılan anlaşmanın temeli neye dayanıyor?..
“Terör örgütlerinin Türkiye’ye sızmasını önlemeye... Türkiye’de terörü sonlandırmaya...”
Kağıt üstünde yapılan anlaşmaya göre, YPG’nin çekilmesi Suriye sınırının garantiye alınması anlamına geliyor.
Bu garanti pratikte ne kadar kalıcı, ne kadar belli süreyle geçerli, bu belli değil. Ama, şimdilik çekiliyor.
Bunlar olurken, Batı NATO’suyla, AB’siyle, tek tek ülkeleriyle Türkiye’yi yalnız bırakıyor.
Boşluğu Rusya dolduruyor, hem Türkiye’de, hem Suriye’de, görünen o ki, hem bölgede.
Bölgenin ötesinde, salt Türkiye’nin konumuna bakıldığında...
Ekonomik açıdan Rusya’ya bağımlılığı hızla artan, savunması açısından Rusya’ya güveni pekişen, siyasi olarak Rusya ile olumlu diyalog kuran Türkiye yavaş yavaş Rusya’nın gölgesine giriyor.
Son Soçi Anlaşması bu gölgenin biraz daha uzamasının işareti.
Türkiye Batı’dan kopar mı?.. Zor. Ama, NATO, AB, Amerika konuyu biraz daha ciddi düşünse, artık iyi olacak.
Olay yavaş yavaş, “eksen kaymasına” doğru yol alıyor, Batı’dan Rusya’ya doğru.