Dişini biraz daha sıksa, kim bilir neler söyleyecek?..
Örneğin:
"Bizden önce araba yoktu, vapur yoktu, tren yoktu, uçak yoktu, yol yoktu, üniversite yoktu, elektrik yoktu, elma yoktu, armut yoktu!.."
Diyebilir, aklınıza ne gelirse söyleyebilir!..
İki yıl önce söylediğini önceki gün tekrarlıyor, Tayyip Erdoğan aynı konuya dönüyor:
"Biz geldiğimizde normal ambulans var mıydı arkadaşlar, doğru dürüst ambulans yoktu."
Hayal alemi mi, başka bir ruh hâli mi, siyaseten anlamak güç.
Kendisinden bir gün önce AKP Grup Başkan Vekili Cahit Özkan bir TV kanalında:
"Akaryakıtta şu anda vergi oranını sıfırlamış vaziyetteyiz. Biz bu vergileri sıfırladık."
Aklıma türkü geliyor:
"At martini Debreli Hasan, dağlar inlesin."
Dağları bilmiyorum ama, Özkan'ın bu sözlerini duyunca, "halkın inlediği" kesin.
Çünkü, onun "sıfırladık" dediği konuda:
"Akaryakıtta yüzde 29 vergi var, halk akaryakıtta yüzde 29 vergi ödüyor."
Ama, çıkıp böyle söyleyebiliyor.
Erdoğan'ın bir başka gafı yap - işlet - devret modeliyle ilgili:
"Bunlar yap - işlet - devret, kamu - özel işbirliğini bilmez. Bu projeler milletin cebinden 5 kuruş çıkmadan yapılıyor."
Erdoğan daha önce, 21 Şubat 2018'de Onbirinci Kalkınma Planı tanıtım toplantısında ve 5 Ağustos 2019'da İstanbul - İzmir otoyolunun ikinci etabının açılışında da, aynı sözleri söylüyor:
"Yap - işlet - devret modeliyle yapılan yollar, köprüler, hava alanları için devletin kasasından kuruş çıkmıyor.
Erdoğan "kuruş çıkmıyor" diyor ama...
Kendi hazırladıkları bütçeden aktarıyorum:
"2017 ile 2021 arasında kamu - özel işbirliği projeleri için bütçeden 68 milyar lira çıkmıştır."
Nutuk atmaya gelince, "kuruş çıkmıyor."..
Resmi belgeye gelince, "68 milyar lira" ödeniyor!..
Ödeme devam ediyor.
2022 yılı bütçesinde aynı ödenek tekrar yer alıyor:
"2022 - 2024 arasında kamu - özel işbirliği ve yap - işlet -devret projeleri için 143 milyar lira ödenek ayrılmıştır."
Aynı yatırımlar için "belli üç, beş müteahhite ödenen garantiler" var.
Sadece 2022 yılında, yani bu yıl:
"Bu projeler için bütçeden aktarılacak garanti ödemesi 42.5 milyar lira."
CHP Grup Başkan Vekili Engin Altay iki gün önce Meclis'te bu rakamları verdikten sonra ekliyor:
"Bu müteahhitlere bütçeden aktarılacak 42.5 milyar liralık garanti ödemesi dokuz Bakanlığın bütçesinde bedeldir."
Hani, bütçeden ‘beş kuruş çıkmıyordu?..."
Verilen garantilerin dışında, siyasi parti lider ve sözcülerinin deyimiyle, "Beşli Çete'ye" AKP başka bir "kıyak" daha çekiyor:
"Vergi indirimi sağlıyor."
CHP Burdur milletvekili Mehmet Göker'in Meclis kürsüsünden AKP'lilere sesleniyor:
"Bu beş firmaya toplam 128 kere vergi indirimi yapmışsınız."
Üç, beş firmaya garanti paralar, teşvikler, vergi indirimleri sağlanırken...
Geçen hafta...
Meclis Genel Kurulu...
Marketlerde insanlar bebeklerine bebek bezi ve mama alamıyor, paraları yetmiyor, hatta fiyatı 60 lira ile 130 lira arasında değişen mamalara alarm takılıyor.
Bunu dikkate alan muhalefet geçen hafta:
"Bebek bezinde, hasta bezinde, kadın pedinde KDV oranını yüzde 18'den yüzde 1'e düşürülmesini öngören bir öneri getiriyor."
Sonuç?..
Sürpriz değil!..
"AKP ve MHP oylarıyla ret!.."
Bütün bunlar ortada iken, nutuk atmak kolay:
"Halkımız... Milletimiz..."
Hangi anne, hangi hasta yakını, hangi kadın unutur bunu?..
Hangi anne, hangi hasta yakını, hangi kadın onlar için hayati önem taşıyan o ürünlerde KDV'nin yüzde 1'e indirilmesini reddeden AKP'ye ve MHP'ye bir kez daha oy verir?..
Bir yanda beş firmaya milyarlarca lira garanti, öte yanda üç, beş liralık indirime red!..