İmza sahipleri Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Milli Güvenlik Kurulu'nun sivil üyeleri (Bakanlar) Abdullah Gül, Abdüllatif Şener, Cemil Çiçek, Vecdi Gönül, Abdülkadir Aksu.
Kurulun askeri üyeleri Genelkurmay Başkanı Orgeneral Himi Özkök, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Aytaç Yalman, Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Özden Örnek, Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral İbrahim Fırtına, Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Şener Eruygur.
24 Ağustos 2004 tarihli Milli Güvenlik Kurulu’nun 481 sayılı kararı şöye:
“Milli Güvenlik Kurulu toplantısında 24 Haziran 2004 tarihindeki toplantının gündem konularından biri olan ‘Türkiye’de Nurculuk faaliyetleri ve Fethullah Gülen’ konusu gündeme gelmiş, yurt içi ve yurt dışı faaliyetlerine karşı bir eylem planı hazırlanması uygun görülmüş ve bu konudaki tavsiye kararının hükümete bildirilmesine karar verilmiştir.”
MGK kararında ayrıca:
“Fethullah Gülen Grubunun faaliyetlerine karşı alınması gereken tedbirler” başlığı altında şu görüşe yer veriliyor:
“Nurculuk faaliyetleri ile Fethullah Gülen Grubuna ait faaliyetlerin engellenmesi için ağır yaptırımlar gerektiren yasal düzenlemelere gidilmeli, eylem planı hazırlanmalıdır.”
Daha sonra da, öğrenci evlerine engel olunması, bağış yapanların izlenmesi, Gülen okullarının faaliyetlerinin izlenmesi üzerinde duruluyor.
24 Ağustos 2004 tarihli MGK kararının fotokopisini iki hafta önce CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu partisinin grup toplantısında gösteriyor ve içeriğini okuyor, yukarıdaki imzalarla birlikte.
Kılıçdaroğlu’nun bu yazıyı göstermesinden üç yıl önce, 2013 Kasım ayında CHP milletvekili Sezgin Tanrıkulu Başbakan Tayyip Erdoğan’a soru önergesi veriyor. O tarihte belli ki, MGK’nın bu kararından haberi var, o karara atıfta bulunarak, “Bu tavsiye kararı ile ilgili hükümet hangi adımları atmıştır” diye, soruyor.
Sorusuna Başbakan Yardımcısı Emrullah İşler 13 Ocak 2014’te yazılı yanıt veriyor:
“Soru önergesinde bahsedilen konuyu MGK gündemine hükümetimiz getirmemiştir. Ayrıca, söz konusu MGK kararını hayata geçirme yönünde hükümetimiz döneminde herhangi bir adım atılmamıştır. Herhangi bir Bakanlar Kurulu kararı alınmamıştır.”
Çok açık değil mi, MGK’nın tavsiye kararına hükümet uyumuyor. Bugün dağ, taş aranan, görüldüğü yerde acele yakalanan Gülen Grubu üyelerine, onların el konulan banka hesaplarına, firmalarına AKP Hükümeti o tarihlerde hiç bir önlem almıyor.
Bunu da, o tarihteki Başbakan Yardımcısı açıkça itiraf ediyor.
Aslında bilinmeyen değil ama, hiç bir şey yapılmadığı resmi kayıtlara geçiyor.
Bir kaç gün önce o MGK kararında Genelkurmay Başkanı olarak imzası bulunan emekli orgeneral Hilmi Özkök Meclis’te 15 Temmuz darbe girişimini araştırmakla görevli komisyonda açıklıyor:
“2004’te biz uyardık, ama hükümet hiç bir şey yapmadı.”
Bu sözler yukarıda aktardığım Emrullah İşler’in yazılı yanıtıyla örtüşüyor.
“MGK gündemine hükümetimiz getirmemiştir” derken, Hilmi Özkök de, “biz uyardık” derken, İşler, Özkök’ü doğruluyor. Evet hükümet getirmiyor, askerler getiriyor, Özkök de bunu söylüyor.
Hilmi Özkök “hükümet bir şey yapmadı” derken, Emrullah İşler “Hükümetimiz herhangi bir adım atmamıştır” diyerek, Hilmi Özkök’ü bir kez daha doğruluyor.
Hilmi Özkök’ün açıklamasında yer alan iki nokta da, Başbakan Yardımcısı İşler tarafından doğrulanıyor. Lamı, cimi yok, bu kadar net.
Hilmi Özkök’ün sözlerine Binali Yıldırım fena içerliyor. Hafta sonunda partisinin Afyonkarahisar’daki toplantısında Özkök’ü eleştiriyor:
“Eski Genelkurmay Başkanı diyor ki, ‘biz uyardık’. Ne uyardınız kardeşim, karara bakıyoruz, Nur Cemaati ve hizmet haraketi izlenmelidir. Ne zamandan beri bu cemaatler terör örgütü oldu?”
Ayıııııp, çok ayıp.
-Binali Yıldırım “karara bakıyoruz” diyor, eğer gerçekten bakıyorsa, MGK kararında döne dolaşa “Fethullah Gülen hareketinden” söz ediliyor. Yıldırım daha nesine bakıyor da, neyi göremiyor, anlamak güç.
MGK kararına bir kez daha “bakmasında” yarar var.
-Kaldı ki, Binali Yıldırım sözlerinin devamında yine kendi yaptıklarıyla çelişen ifadeler kullanıyor.
“Cemaatler ne zamandan beri terör örgütü oldu” diyor.
15 Temmuz’dan bu yana sabahtan akşama kadar, koro halinde “Gülen Cemaatini terör örgütü” ilan eden kim?
O cemaatin bütün yandaşlarını, para verenlerini, orduda, poliste, üniversitelerde , devletin ve özel kesimin çeşitli kurumlarında “terörist” ilan eden kim? “Terörist” diye, yaka paça içeri atan kim? Okullarını ve firmalarını kapatan kim?
Binali Yıldırım ne dediğinin farkında mı?
Yoksa, çok mu yorgun.
Başka konularda da, olup bitenleri böylesine birbirinine karıştırıyorsa, vay halimize.