“Enflasyon faize bahane olamaz, faizlerin mutlaka inmesi gerekiyor”.
Hepimizin ve bu arada kendilerinin de kötülüğüne katkıda bulunan yandaşlar bu yolda birbiriyle yarışıyor.
Biri mazota yapılan zammı “mazot içmiyoruz ya” diye yazarak, komedi edebiyatını aşan sözle savunuyor, diğeri ekonomi cahili olunca, “ülkenin ancak savaş yıllarında görülebilen bir felakete” doğru yol aldığının farkında değil.
Hiç bir ekonomi teorisinde yer almayan, Tayyip Erdoğan’ın olağanüstü yanlışla ısrar ettiği, “enflasyon - faiz” bağlantısını manşetine taşıyan gazete, AKP’nin yeminli sadık bendelerinden Yeni Şafak.
Bu manşet muhtemelen yine kötü bir kararın habercisi.
Merkez Bankası Başkanı Şahap Kavcıoğlu daha önce bu gazetede yazdığı yazılarda sürekli olarak “faizin indirilmesini” savunuyor.
Göreve gelince faizi önce aynı oranda sabit tutuyor ancak, daha sonra indiriyor.
Bir zamanlar yazdığı gazete dün faiz indirimini savunan manşet atıyorsa ve Merkez Bankası yarın faizlerle ilgili karar için toplanıyorsa, faizleri yeniden düşürme ihtimali var demektir.
Bu da, dün 9.30 liraya dayanan doların daha da yükseleceğinin göstergesidir.
“Her geçen gün artan ekonomik felakette biraz daha yol almak” demektir.
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu günlerdir uyarıyor, “kara kış geliyor” diyerek.
Vurguladığı “kara kış”, sadece soğuk ve yağışlı geçecek kış günleri anlamında değil, onu aşan “kömürü, elektriği ve doğalgazı kısıtlanacak, ciddi ısınma sorunları yaşanacak” bir kıştan söz ediyor.
“Kara bir kış” için ne yazık ki, geçerli nedenler çoktan oluşmuş bulunuyor.
“Türk Lirasının dolar karşısında aşırı değer kaybı...
O kayıp sonucu ithal edilen enerji ürünlerinde artan fiyatlar...
Bunların her türlü ürüne yansıması...
Ama ve asıl enerji fiyatlarında pek aşırı zamlar zinciri”.
Bu ciddi uyarıları AKP’de dikkate alan var mı, bilinmiyor.
Benzer uyarıyı dün “Karar Gazetesi” de yapıyor.
Karar Gazetesi “dolardaki artış sonucu kömür ve elektrik fiyatları üzerinden” ürküten gerçekleri yansıtıyor.
Konutların yüzde 20’si kömürle,
Yüzde 70’i doğalgaz ile,
Kalan yüzde 10 elektrik ve diğer yan ürünlerle ısınıyor.
“İthalata, dolayısıyla dolardaki artışa bağlı olarak kömürde yıllık zam oranı yüzde 50.7, doğalgazda yüzde 19.7, elektrikte yüzde 29.9”.
Bu doların 8.5 lira olduğu hali.
Dün 9.30 liraya, yarın faiz indirilirse, nereye çıkacağı belli olmadığı halinde ise, enerji maliyetlerinin yeniden yükseleceği ortada.
Bizler için bunun tek soncu var:
“Ya üşüyeceğiz ya da yeni zamlarla çok daha pahalıya ısınacağız.
Hatta ısınmak için belki de, gerekli enerjiyi, bulamamak ihtimalimiz bile var”.
Birbirinden kötü ihtimaller.
“Bu kitaplarda yazıldığı, filmlerde gösterildiği gibi, savaş yıllarını andırıyor”.
Erdoğan ideolojik takıntıyla sürekli olarak “her türlü kötülüğün anası olarak faizi görüyor” ya...
“1 - İdeolojik takıntılarla ülkeler yönetilmiyor!..
2 - Kaldı ki, ‘tek adam’ döneminde, yani 2018’den bu yana ödenmiş ve gelecek yıl ödenecek faiz toplamı yeni bir rekor!.. 727 milyar 800 milyon lira!..”
Bu yıl faize 179 milyar lira ödenirken, gelecek yılın bütçesinde 240 milyar lira ödenmesi öngörülüyor.
Sonra da, “faiz de faiz” diye tutturuyor, Merkez Bankası başkanları o nedenle gece yarısı koltuklarından uçuyor.
“Kış... Kara kış... Soğuk kış...”
Erdoğan için geçerli değil.
İşçi, memur ve emekli aylıkları al takke ver külah, uzun pazarlıklarla yüzde 4 - 5 artarken, Erdoğan’ın gelecek yıl aylığı ne kadar artıyor?..
“Yüzde 14.4”.
Bu artışla aylığı kaç lira oluyor?..
“100 bin 750 lira!..”
Bu yıl aylığındaki artış 3 asgari ücrete denk gelirken, gelecek yıl 4.5 asgari ücrete denk geliyor.
Sarayın masrafları ve bütçesi elbette hariç.
2018’de 59 bin lira olan aylığı 2022’de iki katına çıkıyor.
Dört yılda kimin aylığı iki kat artıyor?..
“Sadece onun”.
Halktan kopukluğun son örneği.