Hafif şekerleme bir yana, adam ufaktan ufaktan horluyor bile, çevresinde oturan Ugandalısı, Ukraynalısı, Tanzanyalısı, Yeni Zelandalısı, Venezuelalısı, artık çevresinde kim varsa, hepsi ona gülüyor.
Horlayan, uyuyan Amerikan Ticaret Bakanı Ross.
Nerede uyuyor?..
Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu’nda...
Ne zaman uyuyor?..
Amerikan Başkanı Trump Birleşmiş Milletler’de konuşurken...
Daha da matrak olan...
Trump kürsüde Çin ile Amerika arasındaki ticaret anlaşmazlığını anlatıyor, ama o sırada Ticaret Bakanı hafif hafif kestiriyor!..
Amerikan basını dün bu olayla dalga geçerken, uyku sahnesinden kareler yayınlarken, bir eleştiri daha getiriyor, hayır bakana değil, Trump’a.
Trump İklim Zirvesi’nde konuşuyor, ancak iklimle ilgili tek laf etmiyor!..
Başkan bir kez daha Amerikan basınının dilinde, uyuyan Ticaret Bakanı ile birlikte.
Tıpkı, İngiltere Başbakanı Boris Johnson gibi.
İngiliz basını Johnson’un karikatürlerini yayınlıyor, “sen suçlusun” pankartları ile birlikte. Başbakan olduğu günden bugüne, kısa süre içinde, Johnson fena çuvallıyor ve artık her adımı İngiliz basını tarafından ağır dille eleştiriliyor.
Bunların hepsi yabancı TV kanallarında.
Bizdeki yandaş medyaya gelince...
Komedi sınırlarını çoktan aşıyor, inandırıcılığı çoktan kayboluyor, kendisine duyulan güveni çoktan yitiriyor. Bunların halkta artık hiçbir karşılığı yok.
BM İklim Zirvesi’nde Tayyip Erdoğan bir konuşma yapıyor. Yandaş medya, her zamanki gibi, emir - komuta zincirinde manşetleri patlatıyor:
“- Erdoğan Dünyaya Ders Verdi,
- Erdoğan Mazlumların Sesi Oldu,
- Dünya Erdoğan’ı Alkışladı,
- Erdoğan’dan Dünyaya Adalet ve Vicdan Çağrısı,
- Erdoğan B.M.’de Tarihi Bir Konuşma Yaptı.”
Kendin pişir, kendin ye!..
Ülke medyaları arasındaki bu fark aslında, demokrasi farkı. Bunlar bu kadar yağlıyor, cilalıyor oysa, Erdoğan’ın konuşması BM’de kimsenin umurunda değil.
Bu medya dünyadan kopuk, gerçeklere teğet bile geçmiyor, sadece “yandaşlık üzerinden geçimini sağlamak” peşinde!..
Başka bir gerçeği saklama çabası da eksik değil.
Nasıl ki, Erdoğan New York’a indiğinde, danışıklı organizasyon sonucu “coşkulu karşılama” düzenleniyorsa, bu defa da Erdoğan karşıtları “organize” oluyor.
Onlar da, New York sokaklarına Erdoğan aleyhine pankartlar asıyor.
Açın bakın yabancı TV kanallarını, görürsünüz o pankartları.
“Erdoğan’ın organizatörleri, danışmanları” önemli bir algı operasyonunu atlıyor. En azından bu satırların yazıldığı ana kadar, o yönde bir hareket yok.
İsveçli Greta Thunberg on altı yaşında genç bir kız, bir iklim aktivisti. Çevre kirliliğine karşı mücadele açıyor, dünyadaki iklim değişikliğinin insanlığa getirdiği zararları aylardır bıkmadan seslendiriyor.
“Fridays for Future” başlığı ile yani “Gelecek İçin Cumalar” çağrısıyla insanları çevreye duyarlı olmaya, kirliliği protesto etmeye davet ediyor. Bu hareketi sadece İsveç’te değil, dünyada inanılmaz biçimde tutuyor. Geçen cuma milyonlarca insan bu çağrıya uyarak, iklim değişikliğinin getirdiği zararları protesto ediyor.
Hareketi öyle tutuyor ki, BM İklim Zirvesi’nde en popüler kişilerden biri oluyor. BM kendisine “alternatif Nobel Ödülü” veriyor. Zirveye katılan Cumhurbaşkanları ve Başbakanlar Thunberg ile görüşüyor, dünya basınında bu görüşmelere ilişkin boy boy fotoğraflar ve haberler yayınlanıyor.
Algı operasyonunu yöneten, olmayan şeyi olmuş gibi göstermeyi alışkanlık haline getiren, her olayı Erdoğan lehine abartarak kullanmakla görevli Erdoğan’ın danışmanlarına ben danışmam demem!..
Erdoğan’ı Thunberg ile bir araya getirsenize!.. Thunberg Erdoğan’a “dünyada çevreyi en iyi koruyan lider sizsiniz” demiş olsun!.. Yandaşlar da manşetleri patlatsın!..
Böyle fırsatları kaçıran danışmanları dakika yanımda tutmam!..