“Ne FETÖ darbesi, ne PKK hainliği, ne üst aklın sinsi planları Türkiye’nin şahlanışını durduramadı”.
Helal olsun böyle “şahlanışa”!..
Bu alt başlık. Ama, asıl gazetenin manşeti akıllara durgunluk veriyor, AKP iktidarının “muhteşem başarısını” selamlıyor.
Türkiye 2017’nin ilk çeyreğinde yüzde 5 oranında büyüyor. “Yandaş gazete”, büyüme rakamını açıklayan Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli’nin şu sözünden yola çıkıyor:
“Türk Ekonomisinin ilk çeyrekte ortaya koyduğu yüzde 5’lik büyüme performansına sadece şapka çıkartılır”.
Canikli’nin ağzından, ona gönderme yapmadan, yandaş medya manşeti patlatıyor:
“Böyle büyümeye şapka çıkartılır”.
Olayı biraz deşerseniz:
“Asıl böyle habere şapka çıkartılır”.
Türkiye bu yılın ilk çeyreğinde yüzde 5 büyüyor, tamam da, büyümenin içeriği ve son yetmiş yıldaki büyüme oranlarına bakınca:
“Böyle yandaşlığa şapka çıkartılır”.
Yandaşlığın en güzel örneklerinden biri aziz Türk Medyasında yaşanıyor. Yandaşlar dün koro halinde benzer manşetler ve hatta alt başlıklarda yine benzer laflarla yüzde 5 oranındaki büyümeyi öve öve bitiremiyor. Bayram yapıyorlar.
Propaganda... Göbbels yaya kalır.
Aslında bayram yapmakta haklılar. Çünkü:
2015’te büyüme hızı yüzde 3.4 gibi hayli düşük bir oran.
2016’da yüzde 4.5.
İki oran da, yetmiş yılın ortalamasının altında.
Şimdi 2017’nin ilk çeyreğinde yüzde 5’i görünce, gerek AKP, gerekse ona bağlı medya zil takıp oynuyor.
Ama, oynamadan önce, ayakların yere basması için biraz ekonomi tarihine bakmak gerekiyor.
CHP milletvekili, Hazine eski Müsteşarı Faik Öztrak’ın ekonomi tarihi ile ilgili tespitleri var. Bunları Meclis Bütçe Plan Komisyonunda ya da basın toplantılarında dile getiriyor. Bunlardan biri tam günümüze denk geliyor:
“1946 ile 2014 arasında, çok partili demokratik hayata geçtikten sonra 47 ayrı hükümet göreve geliyor. 47 hükümet döneminde ve yaklaşık yetmiş yıl içinde Türkiye’de ortalama büyüme hızı yüzde 5.2.
Oysa, son iki yılda yüzde 4.5”.
Şu anda “şapka çıkartılan” büyüme hızı yetmiş yılın ortalamasının hala altında. Son iki yılda yüzde 4.5’lara düşen hız, ilk çeyrekte yüzde 5 olunca, AKP ve yandaş medya “buldumcuk” vaziyetinde.
Devamı var, yine Öztrak’ın hesaplamaları çerçevesinde:
“1946 ile 2014 arasında milli gelir her yıl ortalama 13.6 milyar dolar artarken, son iki yılda her yıl ortalama 39 milyar dolar azalıyor”.
Buna da şapka çıkartıyor musunuz?
Benzer tespitleri başka iktisatçılar da paylaşıyor, bu yönde makaleler hiç az değil.
Bu arada vurgulanması gereken bir başka olgu, sanayi üretimi.
2016’nın ilk çeyreğinde sanayi üretimi yüzde 5.6 artıyor.
Buna karşılık, ikinci çeyrekte yüzde 3.0, ikinci çeyrekte yüzde 3.1, dördüncü çeyrekte yüzde 2.0 düşüyor.
Bu yılın ilk çeyreğinde ise, sanayi üretimi artışı sadece yüzde 1.7.
O zaman bu büyüme hızının kaynağı ne?
Katma değer, yani ücret, faiz, rant ve kardan oluşan katma değer artışından kaynaklanıyor.
Ekonomik olarak, katma değer nasıl artıyor?
Ya maliyetler düşüyor ya kapasite artışı var.
Sanayide üretim düşerken, sanayide çalışan işçi sayısı da azalıyor.
2016’nın ilk çeyreğinde 75 bin, ikinci çeyrekte 18 bin, üçüncü çeyrekte 28 bin, dördüncü çeyrekte 37 bin ve bu yılın ilk çeyreğinde sanayide 25 bin daha az kişi çalışıyor.
“Çıkartılan şapkanın” altında bir de bu gerçekler yatıyor.
Bir ekonominin, sanayinin can damarlarından biri de, makina ve teçhizat yatırımları.
Oradaki rakamlar tam anlamıyla moral bozucu. Değil şapka çıkarmak, insanı kara kara düşündürüyor.
Makina ve teçhizat yatırımları 2016’nın ilk çeyreğinde yüzde 9.5 artıyor, harika. İkinci çeyrek yine idare eder, artış yüzde 0.5.
2016’nın üçüncü çeyreğinde yüzde 3.9 azalırken, dördüncü çeyrekte yüzde 0.4 azalıyor.
Büyüme hızı için “şapka çıkartılırken”, makina ve teçhizat yatırımları bir felaket, TÜİK verilerine göre, 2017’nin ilk çeyreğinde bu yatırımlar tam yüzde 10.1 düşüyor.
Hikayenin bir başka yönü daha var.
TÜİK yaptığı bir düzenlemeyle milli gelir hesaplarının temelini 1998’den 2009’a çekiyor. Devamı yine Faik Öztrak’ın Bütçe Komisyonuna sunduğu bilgilerde yer alıyor:
“2009 iç ve dış ekonomik koşulların olağanüstü olduğu bir yıldır. 2009’da küresel ekonomi İkinci Dünya Savaşı sonrasında ilk kez daralıyor, küresel finans sistemi derinden sarsılıyor.
Türk Ekonomisi 2009’da yeni milli gelir serisine göre yüzde 4.7, eski seriye göre, yüzde 4.8 daralıyor. Yani, 2009 istikrarlı olmayan bir yıl ve milli gelir için temel alınan yıl 2009”.
Milli gelir serisini 2009’a çekmenin sonucu var:
“TÜİK’in yeni düzenlemesi sonrasında ekonominin büyüme hızında ciddi farklılıklar oluşuyor. Bu fark özellikle 2011’den sonra iyice belirgin hale geliyor.
Örneğin, 2013 yılında ekonominin büyüme hızı yeni seriye göre yüzde 8.5 hesaplanırken, eski seriye göre, yüzde 4.2’de kalıyor”.
Ben şimdi bir kez daha “şapka çıkartıyorum”.
1-Yandaş medyadaki büyüme hızı haberine,
2-1946 - 2014 arasındaki ortalama büyüme hızına,
3-Yeni düzenlenen milli gelir serisine.
Haydi, şimdi hep birlikte “şapkalar havaya”.